Ana içeriğe atla

BAŞARIYA HASRET

BAŞARIYA HASRET

Sabahın altısı, aylardan aralık, havanın karanlığı daha dağılmamış; sabah, selamını insanlara vermemişti o şehirde. Gecenin karanlığına merhem olmaya çalışan buğulanmış aydınlatmaların cılız ışıklarının düştüğü yolda, çatılardan sarkan buzların altından geçmemek için dikkatlice yürüyordu. Üç ya da dört gün önce yağan karın kurumuş hali, kıtırdayarak eziliyordu ayaklarının altında. Dondurucu soğuğun ayazı öyle sertti ki, nefes alırken burnunun içini kurutuyor, ağızdan çıkan hava bir anda koca bir buluta dönüşüyordu. Havaya karışmış hafif kömür kokusu, kesik kesik nefes aldırıyordu insana.

Her sabah aynı saatte uyanıyordu Hasret. 05:45 dedin mi ayaktaydı. Çalıştığı yer evinden yaklaşık iki buçuk saat uzaklıkta olduğu için erkenden yola çıkması gerekiyordu. Önce otobüse binecek, ardından tramvay, akabinde minibüsle belli bir yere geldikten sonra da 20 dk yürüyecekti. Bunu her gün yapmak hiç zor gelmiyordu ona. Saat 22:00’a doğru da işini bitirip çıktığını düşününce, neden zor gelmediğini anlıyordu insan.

Mevzu işsizlik miydi?

Hayır!

Oysa benzer iş kolları evinin çok yakınında vardı. Hatta daha da büyük işletmelerdi ama o ustasını seçmişti bir kere. Ondan işi öğrenmek hem tatmin ediyor hem de geliştiriyordu. Et nasıl kesilir, tezgaha nasıl dizilir, müşteri ile iletişim nasıl uzun süreli ilişkiye dönüştürülür... Bu arada kazandığı öyle ahım şahım bir para da değildi, ancak yoluna ve yemeğine yetiyordu.

Mevzu para mıydı?

Hayır!

Öyle olsa, çok daha iyi kazanacağı imkanlar vardı. Daha rahat çalışacağı, daha az yorulacağı, hatta daha temiz. Kirlenmeyi, yorulmayı ve bunları yaparken de daha az kazanmayı göze almıştı.

Gören gözler için gerçeği anlamak zor değildi, başka bir amaç vardı altında, yüksek bir ideal. Bu ideali uğruna, gençliğini daha konforlu yaşayabilecekken, bu konfordan vazgeçmesi dışarıdan bakanların anlam veremediği bir durumdu. Ama Hasret’in istediği şey çok netti, işini en iyi şekilde yapmak. Öyle ki insanların onu takip edeceği, örnek alacağı boyutta başarılı olmak.

Her akşam yatarken hayalini kurduğu kendi restoranıydı. Müşterilerini ağırlayacak, onlara en iyi hizmeti verecek, onlar mutlu oldukça kendisini daha da mutlu ve güçlü hissedecekti.

HOLA ARGENTİNA!!!

Uzun bir süre ustasının yanında çalıştıktan sonra artık yuvadan uçma vaktinin geldiğine karar verdi. Ancak varacağı yer henüz kendi restoranı değildi. Daha hazır değilim diye düşündü. En yeniyi, en güncelini, bu işin ehli olanlardan öğrenmeliydi. Biriktirdiği parayla küçük bir dükkan açmak yerine soluğu Arjantin’de aldı. Kasaplık konusunda zirveyi temsil eden ülke, en iyilerin çıktığı yerdi. Dilleriyle ilgili tek kelimesini bilmediği ülkede mesleğini geliştirme macerası delilik mi yoksa cesaretten mi tam kestiremiyordu.

Bulaşık yıkayıp mutfakta yatmayı göze almıştı Hasret, yeter ki yeni şeyleri görsün, şahit olsun, öğrensin. Bu uğurda üç sene boyunca karın tokluğuna çalıştı. Bulaşık yıkadı, yerleri sildi, etleri taşıdı, dokunmadığı hiçbir şey kalmadı dükkanda.

Çok iyi bir gözlemciydi, gördüğü en ufak ayrıntıları bile hafızasına alıyor ve unutmuyordu. Geceleri yatarken yeni edindiği bilgileri nerede nasıl kullanacağını tasarlıyordu. Kendisine her kattığı yöntem motivasyonunu arttırıyor ve ülkesine geri döndüğünde açacağı yerle ilgili inancını pekiştiriyordu.

Arjantin’deki misyonunu tamamlayan Hasret için sırada Amerika vardı. Evet, etin püf noktalarını öğrenmişti, peki bu işin pazarlaması, yani şov kısmı? Bifteklere şehirlerinin ismini vererek dünyaya nam salan bir ülkeden daha iyi bir yer olabilir miydi?

Amerika ona bambaşka deneyimler kazandırmıştı, o düşlediği nokta için eksik kalan detayları öğrenmişti. Para da kazanmıştı bu arada. Kazandığı para ve tüm deneyimiyle artık anavatana dönme zamanı gelmişti.

GERİYE/GELECEĞE DÖNÜŞ ZAMANI

İlk işi yer bakmaktı. Kendi mantığı ve hizmet anlayışının karşılık bulacağı lokasyonu buldu, şimdi sıra doğru dükkandaydı. Birçok yer gezdi, değerlendirdi ve sonunda 2 dükkan arasında kaldı. Bir tanesi cadde üstünde, işlek, görünür bir vitrine sahip büyük bir yerdi. Diğeri ise hemen arka caddesinde, daha sakin ve görece daha küçük bir dükkandı. Herkes ona “para da biriktirdin, bak sana destek olanlar da var, büyük gir büyük kazan” dedi. Ama o kararını vermişti, boyundan büyük bir işe girip bütün imkanlarını, hatta dışarıdan da alacağı imkanları kullanmak yerine, elindekinin bir kısmıyla hareket etmek istedi. Elindeki para arkadaki dükkan için fazlasıyla yetiyordu. Ne olur ne olmaz diyerek kenara da bir miktar para bırakmıştı.

Dükkanına dokuz masa koyabilecekken yedi masa koydu Hasret. Mutfak dahil on yedi personel çalıştırabilecekken ondört kişilik ekip kurdu, on yedi kişinin maaşını aralarında pay ederek. Vira Bismillah dedi ve açtı dükkanını. Şehirde yavaş yavaş adı duyulmaya, lezzetleri konuşulmaya başlanmıştı.

Bir süre sonra rezervasyon defterleri doldu, kapıda kuyruklar oluştu. O ise diğer işletmeciler gibi heyecanlanıp “hemen dükkanı büyütmeliyim, müşterileri kaçırmamalıyım!” demedi. Kapıda bekleyenlerin sayısının neredeyse çeyreğini karşılayacak şekilde masa sayısını arttırdı. Yani gözünün gördüğünden daha azına “Bu bana yeter.” dedi. O, aza hürmet ettikçe, daha fazlası ona dalga dalga gelmeye başlamıştı.  

RİCA ETSEM BİR MASA DAHA AÇABİLİR MİYİZ LÜTFEN?

İnsanların 1 aydan kısa sürede rezervasyon yaptıramamaya başladığını görünce “Tamam!” dedi, artık yeni yere geçme zamanı. Ve cadde üstündeki, hep içinde olan ama kendini tutmayı başardığı yeri hak etmişti. Bundan yıllar evvel ilk dükkanını orada açsaydı büyük ihtimalle başarısız olacağını ve boyundan büyük suda boğulacağını çok iyi biliyordu. Şimdi ise boyu onun gibi iki dükkana yetmesine rağmen o caddedeki yerine geçti.

 

Sonra ne mi oldu?

Az çok hepiniz neler olduğunu tahmin ediyorsunuzdur. 😊

Her defasında daha fazlasını alma/yapma/elde etme hakkı varken bir miktar azına razı oldukça, daha da fazlası onun oldu.

Peki asıl mesele ne?

Ne kadar hak ettin?

Hak ettiğinin ne kadarını harcıyorsun?

Azını mı?

Çoğunu mu?

Kabına büyük mü geldin?

Büyük kabı doldurmak için, büyük mü gözükmeye çalışıyorsun?

Ölçün nedir?

Gerçek ölçü nedir?

Bir İşte Başarının Sırları

  • İnsanların ihtiyaçlarını tespit etmek
  • Bunun için önce algılayarak başlamak
  • Kabımızı doldurmaya çalışmak
  • Açlığımızı doğru yere koymak
  • Anlık acılara katlanmak
  • Azimle çalışarak sürekliliğimizi korumak
  • Daha fazlasına hak ederken, daha azı ile çalışmaya yaşamaya devam etmek 
  • Bulunduğumuz kabı büyütmek yerine, oraya sığamayacak kadar büyümek

Yorumlar

  1. Guzel bir basari oykusu

    YanıtlaSil
  2. Gerçekten Hayatta nasıl başarılı olunur formülü. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  3. Esnafın bugünkü hayatımızda yaşadığı temel sıkıntıyı anlattınız.. Çalışacak kişi neredeyse kalmadı..Maalesef mesele para olmuş beceri, marifet yerine..

    Anlamlı bir yazı olmuş kaleminize, ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  4. Başarıya giden yolu merak edenler mutlaka bu yazıyı okusun 👍🏻

    YanıtlaSil
  5. İşin ehli olup, yasaya uyumlu olmak. tek mesele bunu yapabilmek. Çok güzel bir yazı olmuş. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  6. Bir kişi nasıl o sarp yokuşu çıkarak faydalı, başarılı olur çok net anlatılmış.

    Kaleminize kuvvet olsun 🕊

    YanıtlaSil
  7. Sen hak etmişsen o kısmet Yemen'de de olsa gelir seni bulur. Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  8. İnsanın başarılı olabilmesi için önce bir hedef belirlemeli. Hedef yoksa başarı söz konusu değildir. Bu hedefe sabırla devam etmeli. Bu makale gerçekten hedefi olan bir insanın yapması gerekenleri yapmış ve büyük bir başarı elde etmiş. Çok güzel bir yazı. Bugün insan çok aceleci çok sabırsız olduğu için maalesef kısa yoldan zengin olma peşinde ama bu zenginliği bedel ödemeden elde etmek istediği için bunun hayrını göremiyor.

    YanıtlaSil
  9. Aza razı ol ki, fazlası senin olsun. Yazarın ellerini sağlık.

    YanıtlaSil
  10. Harika bir öykü ve harika stratejiler içeriyor. Gerçekten anlayabilenin hayatına çok şey katabilecek olan bir yazı. Emeğinize sağlık...

    YanıtlaSil
  11. Ne güzel değil mi? Yaşarken süslü olmayan, insanlara "vay bee" dedittirmeyen ama hikaye tamamlandığında yüzlerde tebessüm oluşturan bir hikaye. Her gencin okuması gereken..

    YanıtlaSil
  12. kaleminize sağlık :) kaba sığmayacak şekilde kendini geliştirmeli insan ve bunu yapmak için de doğru usta ve doğru bedeller gerekiyor . başarı için gerekli olan tüm süreçler çok güzel anlatılmış , çok güzel...

    YanıtlaSil
  13. Gerçekten başarıya hasret olanın hamlelerini çok güzel özetleyen bir yazı. ✍️ 👏

    YanıtlaSil
  14. Happucinoo da dese tutardı artık, tuzu döküşü de işin tuzu biberi esprisiydi değil mi:) Hasreti seversin sevmezsin ama başarısının altında yatan sebepler deneyimselleştirilmiş, asıl mesele neydi sorusuna alimce bir irdeleme sonucu cevap verilmiş, kaleminize sağlık:)

    YanıtlaSil
  15. Herkes başarılı olmak istiyor ama kimse bunun bedelini ödemek istemiyor. Bu doğrultuda çok yerinde tespitler. Teşekkürler.

    YanıtlaSil
  16. Çok değerli bir yazı teşekkürler.

    YanıtlaSil
  17. Hepimiz istiyoruz başarıyı, ama kaçımız başarıyoruz? Güzel tespitler...

    YanıtlaSil
  18. Maalesef ki işini doğru düzgün ve dürüstçe yapan insan sayısı çok azaldı gerçekten başarıya hasret güzel bir başlık ve güzel bir makale olmuş emeğinize sağlık👍🏼👍🏼

    YanıtlaSil
  19. Başaranlardan olmak ümidiyle...

    YanıtlaSil
  20. Toplum olarak ne de çok başarıya hasretiz değil mi? hep başarı istiyoruz ama bunun için hiçbir şey yapmıyporuz. Yaptıklarımız da kuru gürültüden öteye geçemiyor. Çok güzel bir yazı, teşekkürler

    YanıtlaSil
  21. Başarının sırrını çok güzel özetlemiş.

    YanıtlaSil
  22. Başarının sırları ☝🏻
    👏🏻

    YanıtlaSil
  23. Ölçü nedir, neden önemlidir, nasıl ölçülü olunur🌻

    YanıtlaSil
  24. Güner Tozkoparan22 Nisan 2024 21:39

    Her şeyin bir yöntemi var. Ticaretin, ilişkilerin. Çok güz l bir yazı emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  25. Başarı gerçekten tesadüf değil. Elinize sağlık...

    YanıtlaSil
  26. hayatta sansa ve tesadufe yer yok

    YanıtlaSil
  27. Bir miktar azına tazı olduğunda neler değişiyor

    YanıtlaSil
  28. Başarıdaki ölçüyü aktaran güzel bir yazı emeğinize sağlık,
    Azla yetinmek, büyük başarılara giden yolda adımların en önemlisidir.

    YanıtlaSil
  29. Başarı hayatta insana rastgele gelmez. Kişi bazı süreçlerden geçer. Eğer çıraklığını başlatıp gerekli bedelleri öderse ustalığına da mutlaka ulaşır.

    YanıtlaSil
  30. Azın bereketi çoğun hak edişini meydana getiriyor, elinize sağlık

    YanıtlaSil
  31. Azın bereketi çoğun hak edişini meydana getiriyor, elinize sağlık

    YanıtlaSil
  32. Çok güzel

    YanıtlaSil
  33. Hedeflerimiz için, fedakarlıklarımıza bakmamız lazım. Ve bulunduğumuz yeri hak ediyor muyuz? Oraya fazla geliyor muyuz?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder