Ana içeriğe atla

BİR TOHUM BİR İNSAN

BİR TOHUM BİR İNSAN

İlkbaharın sonlarına doğru, güneşin artık iyice etkili olmaya başladığı zamanlardı. Doğa iyiden iyiye canlanmış, ekim dikim zamanı gelmişti. İlk olarak fide hazırlamak gerekiyordu. Geçen seneden beri özenle saklanan biber tohumlarının ekimi için doğru zamandı. Bahçenin en güzel toprağından biraz alınmış, ince bir elekten geçirilerek pamuk kıvamına gelince tohumların ekileceği kaba konulmuştu. Tohumları, toprağın üzerine ufak ufak sanki tuzu salataya ekiyormuş gibi bırakmak gerekiyordu. Mehmet, Şaziye teyzenin ona tarif ettiği şekilde tohumları ekti ve üzerlerini ince bir toprak tabakasıyla örttü.

Mehmet, büyük bir şehirde doğmuş ve yine orada büyümüş biriydi. İyi bir üniversiteden mezun olmuştu ve hayatını iyi denilebilecek bir firmada çalışarak geçiriyordu. Lise çağındayken kimya deneyleri yapmış, sanat atölyelerinde birçok çalışmalarda bulunmuştu. Üniversite hayatında ise laboratuvarlarda uygulama dersleri görmüştü. Daha önceden tohumu bir yere ekerek fide haline getirmek gibi bir çalışması hiç olmamıştı. Bu sebeplerle toprakla uğraşmak, bir bitkiyi yetiştirecek olmak ona çok heyecan veriyordu.

Şaziye teyze ise köyde doğmuş, büyümüş, yıllarını köyde geçirmiş hayli yaşlı bir kadındı. Hiç okula gitmemiş, dolayısıyla okuma yazması yoktu. Geçirmiş olduğu ameliyattan dolayı yaklaşık kırk yıldır belden aşağısı tutmuyordu. Bu durumda bile kollarını kullanarak, yerde sürünerek bile olsa mevsim geldiğinde bahçesine ilgilenirdi. Yılların verdiği deneyim ile de, bu işi iyi yaptığı söylenebilirdi.

Mehmet ektiği tohumlara yavaşça can suyunu vermişti. Her gün tohumların filizlenmesini bekliyor, filizlendi mi diye kontrol ediyordu. Günler günleri kovaladı. Yirmi gün geçmiş tohumlar filizlenmiş, uçları topraktan yavaş yavaş yükselmeye başlamıştı. Kabın içindeki toprak rengi kahverengilik, yerini yeşil renge bırakmıştı. Ancak yabani otlar da çıktığı için, Mehmet şüpheye düştü.

Acaba hangisi biber fidesiydi? 

HANGİSİ KALMALI? 

HANGİSİ GİTMELİ?

Mehmet karşılaştığı durum karşısında küçük bir şaşkınlık yaşadı. Ona söylenen şeyleri harfiyle yapmıştı. Kabın içinde bulunan otlardan hangisinin yabani ot olduğunu, ancak hangisinin biber fidesini ayıramıyordu. Şaziye teyzeye seslenerek yardım istedi. Sakatlığından dolayı yerinden kalkamayan Şaziye Teyzeye, kabı zor da olsa getirdi. Şaziye teyze hiç vakit kaybetmeden kabın içindeki yabani otları kolaylıkla buldu ve koparmaya başladı. Bir yandan Mehmet’e hangisi yabani ot, hangisi biber fidesi onu anlatıyor bir yandan da ayıklama yapıyordu. Mehmet şaşkınlık içinde olduğu kadar Şaziye teyzenin hızlıca destek olabilmesine hayranlıkla bakıyordu.

Bitkinin gerçeğine hakim olan Şaziye teyze, yıllarını en iyi okullarda geçirmiş olan Mehmet’e bu konuda üstün gelmişti. Şaziye teyzeyi üstün kılan şey onun bildiği gerçekti.

Gerçeğe sahip olmak nasıl da üstün kılıyor.

Peki bitkinin gerçeği olduğu gibi insanın da gerçeği var mıdır?

İnsanın gerçeğine hakim olmak nasıl olabilir?

Nurettin, çocuğunu birinci sınıfa yazdırmıştı. Hangi okul olsa daha iyi olur, hangi öğretmen olsa daha iyi olur gibi bir sürü soruların cevabını arayarak çocuğu için en iyi seçimi yaptığını düşündü. 

Okulun ikinci dönemi başladığında, öğretmen çocukların daha iyi öğrenmesi için ev ödevleri veriyordu. Öğretmen ev ödevi veriyordu ama Nurettin’in oğlu Mert’in hiç yapmaya niyeti yoktu. Nurettin’in bu konuya bir çözüm bulması gerekiyordu. Okulun iyi olması, öğretmenin iyi olması yeterli değildi. Çünkü ev ödevlerini yapmayan bir evladı olduğunda arkadaşlarından geri kalacağını biliyordu. Düşündü, düşündü, düşündü…

Bu konuda bilgi sahibi olan birinden fikir almaya karar verdi. Fikir alacağı kişi bir eğitimciydi. İnsanın davranışlarının nedenleri üzerine eğitim veren biri. Ona sorduğu soru “Nasıl ders çalışması için Mert’i motive edebilirim?” şeklindeydi. Arkadaşı tebessüm etti, bunun bir çözümü olduğunu söyledi. İnsanların bazıları ödüllendirilecekleri zaman motivasyonlarını arttırırken, bazıları ise cezalandırılacaklarını bildiklerinden motivasyonlarını arttırırlar. Yani kimileri prim alacaklarını, lunaparka gideceklerini, tablet oynamak için süre verileceğini bildiklerinde harekete geçiyorlardı. Kimileri ise yapmaları gerekeni yapmadıklarında hafta sonu dahil çalışma zorunda kalacakları için, odada tıkılıp kalacakları için harekete geçiyorlardı.

MOTİVASYON

Bu bilgi Nurettin’i çok şaşırtmıştı. Oysa ki çocuğunun da kendisi gibi olduğunu ceza verirse ödevini yapacağını düşünmüştü. Kendi babası bu yöntemi uygulamış, kendisinin ders çalışmasını böylelikle sağlamıştı. Bu yöntem ise oğlu Mert’te hiç işe yaramamıştı. Demek sebebi buydu ve çözüm de bu kadar basitti.

İnsanın gerçeğine sahip olduğunda işlerin ne kadar kolay olduğunu anlamıştı. Eğitimci olan arkadaşı Nurettin’e birkaç soru sordu.

Neden bazı insanlar çok duygusallarken bazıları mantıksal hareket ederler?

Neden bazı insanlar çok dağınıkken bazıları düzenli olurlar?

Neden bazı insanlar çok eskileri bile hatırlarken, bazıları dün ne yediğini bile unutur?

Nurettin bu sorular karşısında cevabını bilmemenin verdiği hüzün ve bu soruların cevabının bu kadar yakında olmasının verdiği heyecanla arkadaşına gülümsedi.

Gerçeğe her yakınlaşmanın üstün kılacağını anlamıştı.

Bir İnsanla İletişime Geçmenin Altın Kuralları

  • Önce karşımı algılamalıyım,
  • İletişimin yasalarını bilmeliyim,
  • Yasaları bilerek sahte ile gerçeği ayırmalıyım,
  • Benden neden farklı anlamalıyım,
  • Benden farklı olmasının kabul etmeliyim.


Yorumlar

  1. Elinize sağlık, faydalı bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
  2. Farkları anlamak, farklılığın nedenini öğrenmek.. aslında hiç öyle düşünmemiştik.. sürekli bizim gibi olanlarla iletişim kurmaya çalıştık..
    Yazı, Çok güzel bir bakış açısı kazandırıyor.

    YanıtlaSil
  3. Gerçeğe sahip olmak işlerin yolunda gitmesinin bir adımı gibi. Gerçeğe sahip değilsekte tırmalayıp duruyoruz bu hayatta. Çok güzel anlatım için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  4. insanları anlasak işlerimiz ne kadarda kolaylaşır halbuki..

    YanıtlaSil
  5. Kaleminize sağlık :) Bir tohumun gerçeğinden, iletişimin gerçeğine güzel bir ilişki kurulmuş. Gerçek adam kayırmadan sahip olana nasıl da üstünlük veriyor görmüş olduk.

    YanıtlaSil
  6. Bit metot, her insanda aynı sonucu vermiyor demekki.

    YanıtlaSil
  7. Gerçeği bilen her zaman üstün gelir.

    AfyonkaraHİSarda arabamla otobanda mahsur kaldığımda anlamıştım. Araba hakkında pek çok şeyi bilmediğimi. İşte o zaman tamirci , bir tamirciden daha fazlası oluyor...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir bütünün en önemli parçası eksik olan parçasıdır.
      Yolda kalınca tamirci 👍😊

      Sil
  8. Elinize sağlık tam bir ilişki stratejisi konusu fragmanı

    YanıtlaSil
  9. Ne kadar gerçeğe yakın, o kadar iyi.. çok faydalañdım, elinize sağlık

    YanıtlaSil
  10. Toprak, fidan, bizler de topraktan geldik. Unutmamamız gereken tespitler. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  11. Katılıyorum
    Emeğinize sağlık👍🏻👍🏻

    YanıtlaSil
  12. Çok yerinde tespitler...

    YanıtlaSil
  13. Tohum gibi değil miyiz gerçekten de.... Teşekkürler

    YanıtlaSil
  14. Gerçeğe sahip olmak ne kadar kıymetli… Birkez daha hatırladık…Kaleminize sağlık…

    YanıtlaSil
  15. İnsan ne kadar çok konuda gerçeğe hakimse o kadar yüceliyor bu hayatta. Gerçeğin bu kadar unutulduğu, sahtenin bu kadar hakim olduğu süreçte gerçeğe ulaşmak ne kadar da kıymetli.

    YanıtlaSil
  16. Çok guzel bir soru, kişiyi tanımıyorsam nasıl doğru ilişki kurarım?

    YanıtlaSil
  17. İnsanın gerçeğine sahip olmak... Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  18. İlişkiler toparlanırsa insanda gerçeği görmeye başlar ve gerçek ilişkilerle devam eder.

    YanıtlaSil
  19. Gerçek neden bu kadar kıymetli? ona yaklaşını ona uygun davrananı nasıl bu kadar üst lige taşıyor olabilir?

    YanıtlaSil
  20. Güner Tozkoparan22 Nisan 2024 21:30

    Gerçekliğine sahip olduğun her konuda üstünleşir insan.

    YanıtlaSil
  21. Gerçeğe sahip olan her zaman üstün geliyor...

    YanıtlaSil
  22. Gerceklere sahip olmak bilmeyenden üstünlesir insan ve ona görede insanlari anlamaya baslarsa daha iyi iliskiler kurabiliyor. Ve etrafinida düzeltebiliyor kendisini degistirirse :)

    YanıtlaSil
  23. gercegi tum acikligiyla goren insan iliskilerini daha kolay toparliyor.

    YanıtlaSil
  24. Gerçeğe hakim olmanın önemi ve olduğunda neler nasıl kolaylaşıyoru anlatan güzel bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
  25. Gerçeği bilen sahip olan sahteden uzaklaşıyor

    YanıtlaSil
  26. Hayatta herkes birbirinden farklı bu farklılığı kabullendiğimizde promlemlerimiz azalıyor hayata dair. Güzel noktalara değinilmiş.

    YanıtlaSil

  27. İletişimde gerçeği anlamak, insanlar arasındaki ilişkilerin temelini oluşturur. Empati ve doğru algılama , iletişimi güçlendirir ve angılamayı artırır.

    YanıtlaSil
  28. Herkesin tohumu farklı, sonunda çıkacak üründe haliyle ona göre olacaktır.İlişkilerin kalitesi bunu bilmeyi gerektirir. O zaman insanın gerçeğine sahip olan ilişkide kazanacaktır.

    YanıtlaSil
  29. Gerçeğe yaklaşmanın üstün kılacağını anlarız inşaALLAH

    YanıtlaSil
  30. Gerçeğe yaklaşmanın üstün kılacağını anlarız inşaALLAH

    YanıtlaSil
  31. Konu ne olursa olsun, o konunun gerçeğine sahip olmak bizi üstün kılıyor ve orayı yönetme hakkı veriyor. Gerçeğe değer veren ve gerçeğe ulaşmak için çabalayanlardan olmak ümidiyle..

    YanıtlaSil

Yorum Gönder