Ana içeriğe atla

HAYAT KADAR GERÇEK BİR DİYET HİKAYESİ

HAYAT KADAR GERÇEK BİR DİYET HİKAYESİ

“Hayır diyememek ne kötü bir şey!” dedi kendi içinden.

Yataktan doğruldu, elleriyle saçlarını geri attı.

Karşısındaki aynaya baktı. Yüzü yorgun ve mutsuzdu. Hiç kalkası yoktu ama alarmı 5 kez ertelemişti. Artık hazırlanmazsa işe yetişme şansı da kalmazdı.

Gardrobunun karşısına geçti, son yıllardaki klasik sorusunu kısık sesle sordu; “bugün ne giyeceğim?”. Cevabı da gecikmedi; “giyecek hiçbir şeyim yok!!”

Koca gardrobun içinde yüzlerce alternatiften kendisini mutlu edecek kombini yapamamak kronik problemiydi.

Yatağa oturdu, gözleri doldu, tekrar aynaya dönüp baktı. “neden hayır diyemiyorum! Neden hayır diyemiyorum!” diye diye kafasını ellerinin arasına alıp düşündü.

Bir süre sonra kendisine geldi, içine sinmese de birşeyler buldu ve giyindi.

Aldığı kilolardan dolayı dolabında kendisine olan kıyafet bulamıyor, ha bugün ha yarın aldığı kiloları vereceğini düşünmekten yeni kıyafet de almıyordu. Kendi içinde tam bir çıkmaz ve bunalımdaydı.

İşe vardığında masasında biriken işleri gördü. Geçen hafta tamamlaması gereken işleri bu haftaya ertelemişti. Onlar da bu haftanın işleriyle birleşince masasında küçük bir dağ oluşmuştu. Morali biraz daha bozuldu. Üstüne karnı da açtı, kalktığında bu yana işe yetişme telaşından kahvaltı da etmemişti. Masasında bir süre oturdu, boş bakışlarla bilgisayarının açılmasını bekledi. O sırada “ne yesem?” diye aklından geçirdi. Kafeteryada ya poğaça ya tost ya da buna benzer ürünler vardı. Hepsini canı istiyor ama kalorisi yüksek diye pişman olacağını da biliyodu. Yine kendi içinde bir çıkmaz!

Açlık daha fazla artınca dayamadı ve kendisine yiyecek birşeyler alıp kafeteryaya oturdu.

Asık suratı ile tostunu yemeye başladı. Bu sırada nişanlısının günaydın mesajı geldi. Bir eline telefonunu alıp yazışmaya başladı, bir eliyle de biten birinci tostun kağıdını bırakıp ikincisini aldı ve yemeye başladı.

Elinde çayı ve boğaçasıyla beraber çalıştığı arkadaşı karşısına oturdu.

“Günaaydınnn!” dedi neşeli bir sesle arkadaşı.

“Günaydın..” cevabını verdi tüm moralsizliğiyle. Bu günaydın tam da “nasılsın diye sor da ne kadar kötü olduğumu anlatayım” tonlamasındaydı.

Arkadaşı sordu; “hayırdır? Neyin var?” diye, algılamıştı apaçık mesajı.

“Çok kilo aldım ve bu beni aşırı mutsuz ediyor! Tüm günüme, geceme, hayatıma yansıyor!” diye serzenişte bulundu.

Karşısındaki sadece iş arkadaşı değildi. İşe girmesine de vesile olduğu çocukluk arkadaşıydı. Üniversiteyi bile aynı okulda okumuşlardı. Birbirlerinin hayatını çok iyi bilen ve her anına şahit olan iki yakın dost.

“Üniversitedeki zamanlarımızı hatırlıyor musun?” dedi arkadaşı. Gözlerini yukarı kaldırdı “evet” dedi tam neyi sorduğunu anlamayan ses tonuyla.

“Kuğu gibiydin, belin incecik, her giydiğin sanki mankenin üstüne giydirilmiş gibi.. Herkes senin peşinde, senin aklın da Burak’ta. Burak şanslı çocuk kaptı senin gibi fıstığı! Ne güzel de bir ilişkiniz var ki bak bu günlere kadar geldi, 5 ay sonra da düğününüz var...”

Bir an durdu, o günlere dalmıştı. 

Gizem, arkadaşı devam etti “düşünsene düğününü, kilondan mutlu değilsin, hayalindeki gelinlik üstünde ama içindeki hayalindeki sen değil! 10-15 sene sonra evlatlarınızla hadi düğün videosuna bakalım desen, bakmak istemeyeceksin. Fotoğraf albümünü açalım deseler, saklayacaksın. Neden? Çünkü o halinden hiç mutlu değilsin, görmek dahi istemiyorsun. Belki ömründe bir kere yaşacağın en mutlu gününe dönüp bakmayacaksın, bakmak istemeyeceksin” dediğinde artık dayanamadı Burcu “evet! Evet acilen kilo vermem lazım! Peki ama nasıl?”

Kilit soruyu sormuştu Burcu, nasıl? Yöntem bilmiyor, bilmediği için probleminin içinde kayboluyordu. Kayboldukça karmaşıklaşıyor ve daha da çözümsüz hale getiriyordu. Tabiki herkes bilir yemediğinde kilo vereceğini ama nasıl yemeyeceğini bilmez.

“Gerçekten mi kilo vermek istiyorsun?”

“Hem de çok!” dedi Burcu gözleri parlayarak.

“Peki o zaman iyi dinle beni.. Sabah biraz erken kalkıp 35 dk yürümen gerekiyor. Bu senin kaslarını güçlendirecek ve dirayetini arttıracak. Sabah 10’a kadar kahvaltı bitecek. Bir süre uzak duracağın un ve şeker. Öğlen birşey yemeyeceğiz, en çok acıktığın anlar en çok yağ yaktığın zamanlardır. Baktın dayanamıyorsun sadece bir iki haftaya özel minik birşeyler at ağzına, ceviz olur hurma olur, ama abartma!”

Eline almış telefonunu hızlı hızlı not alıyordu Burcu, arkadaşı devam etti;

“Akşam yemeğini güneş batmadan bitireceksin, çünkü güneş gidince vücut enerjiyi kesiyor ve tamirata başlıyor. Yani gece ne yersen kilo olur, üstüne yorgunluk yapar. Akşam yemeğinden 2 saat sonra tempolu yürüyüş, bak bu ise yağ yaktıracak olan. Tabi günde yeterli miktarda su. Yapabilir misin bunları? Diye sordu arkadaşı.

“Off hiç kolay değil! Beraber yaparsak süper olmaz mı!” diye heyecanlandı Burcu.

“Kızım sen kaptın yakışıklıyı evleniyorsun. Ben hala bekarım, ben yemeye devam!” diyerek güldü, bu öyküde tek başına olduğunu net bir şekilde söyleyerek.

Burcu belki de böyle bir motivasyona ihtiyaç duymuştu. Geçmişine gitti, güzel günlerini hatırladı, geleceğe gitti, hiç öyle bir gelecek gelsin istemedi. Yapması gerekenleri gerekçeleriyle dinlendi, anladı, ikna oldu.

Ve artık hazırdı. 

Akşam yemeğinde kendini tutarak başladı. Sabah yürüşe kalkış kolay olmadı. Kahvaltıyı ekmeksiz yapmak pek keyifli olmadı. Öğlen dayanamadı, plazanın marketinden kuru incir aldı ve atıştırdı. Akşam yemeğini yine vaktinde,  tam da doymayarak yedi. Sonra akşam yürüyüşü, sitede ne çok akşam yürüyen varmış meğer diye içinden geçirerek şaşkınlığını gizleyemedi.

Bir gün, beş gün, onbeş gün derken, ilk ayı devirmeye yakın bir sabah karşısında arkadaşını gördü. Gözleri büyüdü, yüzünde kocaman bir gülümseme oluştu, “senin ne işin var burada?” diye bağırdı kendini kontrol edemeden. “Merak ettim sabahları yürüyüş nasıl oluyormuş diye!” takıldı Burcu’ya.

Burcu çok mutlu olmuştu, bu destek onun için çok kıymetliydi, hem de hiç beklemediği zamanda.

Derken düğün günü geldi çattı.. Tüm hazırlıklar tamamdı, davetliler gelmişti ve herkes çok heyecanlıydı..

Peki ya Burcu, nasıl acaba diye düşünen vardır sanırım..

Kuğu gibiydi.. :)

Yorumlar

  1. Çok güzel stratejiler,umarım bende yapabilirim..

    YanıtlaSil
  2. Konu ne olursa olsun, Yöntem bilmeyince insan bocalıyor. Yöntemi bilen planlayıp başlayabiliyor👍

    YanıtlaSil
  3. İlham veren bir yazı... İnsanın hep ertelediği ve bir türlü başlayamadığı diyet, spor... Güzel stratejiler aldım :)

    YanıtlaSil
  4. Çok şirin bi yazı olmuş. Elinize sağlık :)

    YanıtlaSil
  5. Çok tatlı ve şirin bir yazı olmuş :) Elinize sağlık...

    YanıtlaSil
  6. Umarım burcu gibi nasıl sorusunu sorar ve hatimizda olan problemlere çözüm üretebiliriz. Harika olmuş ben motive oldum. Teşekkürler hocalarım kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  7. Tebrikler, faydalı bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  8. Elinize sağlık,
    Keyifli bir yazı olmuş:)

    YanıtlaSil
  9. yaz geliyor kilo vermem kuğu gibi olmam lazım, elinize sağlık

    YanıtlaSil
  10. Güzel bir yazı olmuş, teşekkürler.

    YanıtlaSil
  11. Keyifle okuduğum bir makalr oldu emeğinize kaleminize sağlık👏🏻

    YanıtlaSil
  12. Güzel bir azim öyküsü

    YanıtlaSil
  13. Hayatın en zor harekete geçilen konulardan biri. Kilo konusunda birşeyler yapmak isteyeni harekete geçirten etkileyici bir makale. Yöntem bilince en zor olanı bile yapabiliyor insan.

    YanıtlaSil
  14. Yorum yapan herkes gibi çok etkileyici bir yazı :) Çok ihtiyaç olan bir zamanda karşıma çıktı, teşekkür ederim kaleminize sağlık ❤️❤️❤️

    YanıtlaSil
  15. Güner Tozkoparan22 Nisan 2024 21:07

    Deneyimsel Tasarım Öğretisi insana neyin nasıl yaptılacağının yöntemini verir. Çok güzel bir yazı.

    YanıtlaSil
  16. hic kolay degil :) ama yasayi bilmeyene kolay degil, yasaya ulastiktan sonra hersey cok net ve kolay

    YanıtlaSil
  17. İnsan kendi ekosistemini bir bütün olarak düşünmesine ve bedenine de dikkat etmesi gerektiğini hatırlaması gerekiyor. Çünkü nöroloji ve fizyoloji birlikte çalışıyor.

    YanıtlaSil
  18. Muhammed Yalçın26 Nisan 2024 12:50

    Herkese nasip olsun kuğu gibi olmak. Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  19. Cok güzel cok faydali oldu.. kahvenin yaninda güzel bir hayat deneyimini alabildim diyebilirim Allah razi olsun.. yasa herzaman yasalasir ve gerceklesir :)))

    YanıtlaSil
  20. Bedeline razı olduktan sonra sonrası azim.

    YanıtlaSil
  21. Acı çekmeden, hedefe ulaşması çok zor. Ama işin başındaki acıyı hep çekecekmişiz gibi düşünüyoruz yanılıyoruz aslında. Güzel bir yazı olmuş emeğinize sağlık…

    YanıtlaSil
  22. İlker şekkeli27 Nisan 2024 06:06

    Yasa bu dünya var olduğunda bu yana değişmeyen kurallar, ve hepsimiz için eksiksiz işliyor.

    YanıtlaSil
  23. Hedef belli strateji belli sonrasında güzel bir azimle devam edilen her süreç meyvesini veriyor çok şükür

    YanıtlaSil
  24. Hayatımız kuğu gibi olur inşaALLAHH

    YanıtlaSil
  25. İnsanın sabırlı olması çok önemli bir şey çünkü hayatta sabırsız ilerlersin ama hiç kolay değil

    YanıtlaSil
  26. Çok güzel bitir yazı.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder