KIRMIZI BİSİKLET
Sabah güneşinin odaya girmesi ile uyandı Mehmet. Kaç zamandır beklediği gün artık gelmişti. Bugün artık o hayalini kurmuş olduğu bisiklete kavuşma günüydü. Çok değil bir yıl önce babasından bisiklet istemişti. O zaman anlayamadığı bir cevap vermişti babası. Yaz tatilinde biraz çalışmaya ne dersin?
Mehmet dokuz yaşındaydı. İki kardeşin büyük olanıydı. Okulda sevilen ve derslerinde başarılı bir öğrenciydi. Geçen sene, derslerinde başarılı olduğu için babasından bisiklet almasını istemişti. Babası ona bu bisiklet için ne kadar parası olduğunu sordu. Mehmet’in okul harçlıklarından biriktirdiği çok az parası vardı. Babası ile şöyle bir anlaşma yaptılar. Mehmet yaz tatilinde mahalledeki Bakkal Rıza Amca’nın yanında işe başlayacak, bisiklet için para biriktirecekti. Mehmet babasının neden böyle yaptığını anlayamadı ama hemen bisikletine kavuşmak istiyordu.
Pazartesi günü sabah erkenden Rıza Amca’nın bakkalına gitti ve durumu anlattı. Rıza amcanın yüzünde hafif bir tebessüm vardı. Neler yapacağını anlattı Mehmet’e. İlk iş olarak sabahları dükkân temizlenecek ve raflar düzenlenecekti. Gün içinde de müşterilere poşetleri taşımalarında yardım edecekti Mehmet. İlk birkaç gün zor geçmişti. Akşamları ayakları ağrıyordu. Bir iki hafta içinde işe alıştı. İlk haftalığını aldığında çok hoşuna gitti. İlk defa kendi emeği ile para kazanmıştı. Parasını harcamadan kenara koydu. Bu şeklide çalışmaya devam ederse iki ay içinde bisiklet parasını biriktirebilecekti.
Zaman çabuk geçmişti. İki ay bitmiş, artık parası birikmişti. Ne kadar çok emek sarf etmişti Mehmet. O sabah erken kalkıp babası ile bisikletçiye gideceklerdi. Babasının uyanmasını sabırsızlıkla bekledi. Kahvaltı yapmadan hemen gitmek istiyordu. Beraber mahalledeki bisikletçiye gittiler. İşte orada duruyordu istediği kırmızı bisiklet. Çok heyecanlıydı. Ne zamandır bugünü bekliyordu. Biriktirdiği paraları bisikletçi amcanın eline verirken içini bir gurur kapladı. Çok çalışmıştı, çok terlemişti ama en sonunda kendi kazandığı para ile alıyordu kırmızı bisikleti.
Bisikleti alıp eve döndüler. Mehmet bisikleti eve çıkarmak istedi. Babası: “Binanın girişinde kalsın. Şimdi iki kat yukarı çıkarıp yorulma” dedi. Mehmet, küçücük elleri ile bisikleti kavradığı gibi bir nefeste eve çıkarmıştı bile. Babasına şöyle dedi: “Baba, ben bu bisiklet için iki aydır çalıştım. Benim için çok kıymetli. Bir şey olmasın. Evde balkona koyarım ben onu.
Mehmet’in babası bu cevap ile mutlu olmuştu. Zaten istediği de buydu. İnsan kendi isteklerine ulaşmak için, kendisi emek sarf edince değer vermeye başlıyordu bir şeye. Başkasının ona verdiği şeyler o kadar kıymetli olmuyordu. Babası Mehmet’e bu bisikleti ilk gün kendisi de alabilirdi. Ama o zaman bu kadar kıymetli olmazdı. Babası şunu çok iyi biliyordu: İnsan, emek verdiği şeylere kıymet veriyordu.
Mehmet bisikletini okul açılana kadar büyük bir keyifle kullandı. Bisikleti sürerken içini tarif edemediği bir mutluluk kaplamıştı. Hayalindeki kırmızı bisiklet artık hayal olmaktan çıkmıştı. Her akşam eve döndüğünde, iki kat yukarı taşıyıp balkona koyuyordu. Gece uyumadan önce şöyle bir göz atıyordu. Kendi emeği ile bir bisiklet almanın gururunu ve keyfini yaşıyordu.
Emeğin değerini çok güzel anlatan bir öykü. Çocuklarımıza bunu bir anlatabilsek çok iyi olacak.
YanıtlaSilÇok güzel bir deyim. Çocuklara istediği oyuncağı alırken ve onun bu oyuncak için hiçbir şey yapmadığında hemen kırabiliyor.. Değerli olmuyor başka çocuklara hediye edebiliyor. Ama kendi topladığı parayla, yada bir iş yapıp ve ordan karşılık alıp herhangi bir oyuncak alıyorsa onu yanından bile ayıramaz oluyor. Emeğinize sağlık
YanıtlaSilBir şeye değer vermek emek ister. Gerçek emeğin karşılıksız kalmayacağını anlatan çok güzel bir yazı olmuş. Emeğinize sağlık
YanıtlaSilİnsan kendi emeğiyle kazandığında çok keyif alıyor. Ve değerini biliyor gerçekten
YanıtlaSilBedeli , emeği, çabayı ne güzel anlatmışsınız. Kaleminize sağlık 👏🏻
YanıtlaSilİnsanın içini ısıtan bir hikaye olmuş. Hepimizin hayatta böyle yüksek emek sarf ettiğimiz dönemler olmuştur mutlaka.. Emeklerin karşılığında alınan şeyde ne kadar kıymetli ve özel oluyor. O ayrı bir tad.
YanıtlaSilKıymetli olan azim bedel in olduğu çok güzel kalem edilmiş emeğinize sağlık
YanıtlaSilEmek vererek elde ettiğimiz ne varsa gerçekten de ne kadar kıymetli oluyor.
YanıtlaSilBir çocuk bizden bir şey istiyorsaki her çocuk ister, yapılması gereken yöntem gerçekten çok iyi anlatılmış
YanıtlaSilNe Güzel Bir Deneyim Aktarımı Elinize Emeğinize Sağlık👏👏
YanıtlaSilÇocuk yaşta bedel konusunun öğretilmesi çok iyi....
YanıtlaSilBu hikayeyi çocuğumla birlikte okudum. Şimdi yaz tatili için bisiklet hayalini nasıl gerçekleştireceğini bulduğunu söyledi. 😊 Çok teşekkürler
YanıtlaSilsahip olduğumuz şeylerde bizden bir şeylerin olması onu değerli kılıyor
YanıtlaSilİnsan bir şeye neden değer verir?, sorusunun cevabını ne güzel anlamışsınız... Teşekkürler...
YanıtlaSililk bisikletim oldugu zamanlari hatirladim, ne kadarda heyecan vericiydi
YanıtlaSilEmek , çaba ve mücadele …elde edilen şeyleri anlamlı kılıyor…
YanıtlaSilKıymeti bilinsin istiyorsak emek verdirmemiz ve vermemiz gerekiyor.
YanıtlaSilDeğer ve emek arasında bir bağlantı var… çok güzel ifade edilmiş.
YanıtlaSilBedel ödetelim derken kıvamı kaçırmamak lazım besel manyağı olmasın sonra çocuklar ☺️
YanıtlaSilKendi bedeli insana ne tatlı geliyor :)
YanıtlaSilEmek ve değer çok güzel. Teşekkürler
YanıtlaSil
YanıtlaSilBu hayatta Emek ve sabırla kazanılan şeyler , insanın 'in gururunu ve mutluluğunu yansıtıyor. Değer verilen, emek verilen her şey özel ve anlamlıdır.
Hayat bedel ödemediğinde sana onun temasını vermiyor. Bu bir bisiklet olabilir, eş olabilir, iş olabilir. Hepsi aynı.
YanıtlaSilEmek, katıldığı herşeyi değerli hale getiriyo...eline sağlık
YanıtlaSilBedelini ödeyip sabredince insanın sonuca ulaşmaması neredeyse mümkün değil.
YanıtlaSilBedelini ödeyince keyfide oluryor
YanıtlaSilAslında güzel olan sevilen bisikletten ziyade ona verilen emek
YanıtlaSilYetişmek yetiştirmek böyle olsa gerek...
Şimdiki Z kuşağının en önemli problemlerinden biri "emeksiz yemek istemesi" :(
YanıtlaSilİnsanın nankörlükten kurtulmasının yolu emek..
YanıtlaSilAğaç yaş iken eğilir diye boşuna söylememiş Atalarımız. İnsanın hayatı öğrenebilmesi küçük yaşta bedel ödemekten geçiyor. Vay şimdiki Anne babaların haline.
YanıtlaSil