O gün diğer günlerin aksine heyecanlıydı...
Bir süredir işler kötü gidiyordu. Elemanlarla dönem dönem sıkıntı yaşıyordu. Ödemeler de artık çok bunaltıyordu. Karşına kaçırılmayacak bir fırsat çıkmıştı. Şimdiki dükkanından çok daha iyi bir dükkanın AVM'de boş olduğu haberini aldı. Kirası biraz yüksekti ama sanki işler iyi giderse altından kalkabilirim diye düşünüyordu. Çünkü o AVM’de müşteri yoğundu. Hatta onun yaptığı işi yapan başka bir mağaza daha vardı. O dükkana gittiğinde her zaman kalabalıktı.
Geriye bakmayı hiç istemiyordu, yaşanan yaşanmıştı. Hem iki dükkan olursa birinin açığını diğeri kapatabilir diye düşündü. Çalışanlarına karşı da daha güçlü görünmek istiyordu. Maaşlar bir süredir gecikmeli yatıyordu ve bu yüzden sıkıntı yaşıyordu.
Artık kararını vermişti. Bir esnaf arkadaşına anlattı durumu.
-Ticaret risktir değil mi? diye bitirdi.
-Abi, dedi arkadaşı “Risk başka, kumar başka. Senin bu fikrin risk değil kumar. Emin misin?.. Hani bir daha düşünsen, başkalarına danışsan fikrini alsan...” Arkadaşı onla uzun uzun konuştu, onun için endişelerini sıraladı bir bir...
-“Bak” dedi “bak sen benim büyümemi istemiyorsun. Senden daha başarılı olacağım diye kıskanıyorsun. Sanki bana düşmanlık ediyorsun. Hem benim başka şansım da yok zaten tek çıkışım bu...” dedi.
Kaldığı yerden devam ederek:
-“Büyümek beni içinde bulunduğum sıkıntılardan kurtaracak” dedi. “Hem danışacağım da ne olacak beni bu fikrimden vazgeçirecekler. Onlar benim durumumda değil ki nerden bilsinler gelecekte ne olacağını...” diyerek yanından ayrıldı.
Halbuki bir olay olmadan öncesinde işaretini verirdi. Nasıl ki bir çocuğun yanan sobaya gidişinde annesi yanacağını biliyor ona göre panik yapıyor. Ama işin içinde insanın kendisi olunca pek böyle hesap yapmıyor. O yüzden arkadaşının söylediklerine kulaklarını kapadı. Zaten insan bir şeyi çok istediğinde gözü bir şey görmez. Uyarıları dinlemez, dostu düşman, düşmanı dost olarak görür.
O gün diğer günlerin aksine heyecanlıydı...
Artık kararını uygulamaya koyulmuştu.İlk iş dükkan için kira pazarlığı yaptı. Bir şekilde anlaştı. Sonra sıra vitrin dekorasyonuna geldi. Sermayesi pek yoktu ama “mecbur, bunlar olmadan iş olmaz” dedi. Masraftan kaçınmadı ama harcadığı para kendi parası değildi. Biraz eş dost, biraz banka denkleştirdi. Biraz da tedarikçilere vadeli borçlandı.
Bir işler tutsa çok rahat edeceğim diye düşündü. “Arabayı da değiştiririm, eskidi neredeyse beş yaşına geldi. Masrafları da günden güne artacak. Hem böyle bir mağaza sahibine böyle bir araba yakışmaz.” diye mırıldandı.
Aradan zaman geçti güzel bir açılış yaptı. "Emin misin?" diyen arkadaşı da gelmişti. “İşte böyle” dedi “insanlar iyi mağazalara değer veriyorlar...”
İşyeri açıldı ama işler beklediği gibi değildi. Müşteri giriyor, bakıyor ve çıkıyordu.
-Fiyatlar biraz pahalı, diyen oluyordu.
-Aradığım ürün burada değil, diyen oluyordu...
O gün diğer günlerin aksine heyecanlıydı ve heyecanı geçmeye başlamıştı...
Sonunda "bu da olmadı" deyiverdi...
“Acaba neden? Neden hep kötü olaylar beni buluyor? Hayat neden diğer insanlara iyi davrandığı gibi bana iyi davranmıyor” diye düşündü. Yapması gereken her şeyi yaptığını düşünüyordu. İnsan bir olumsuz sonuç aldığında kendisini hatalı görmek istemez. Her şeyi yaptığını zanneder, bu yüzden dış dünyayı suçlar.
Aynı AVM’de aynı işi yapan ve başarılı olan mağazaya baktı. Aslında benzer hamleleri yaptığını düşünüyordu, peki neden olmuyordu? Mağazanın iyi bir yerde olması yeterli değil mi?
İnsan iyi bir yerde mağazaya sahip olduğunda işlerinin de iyi olacağını düşünür. İyi mağazaya sahip olmak insana başarı getirmez. Önemli olan sahip olduğun şeyde hangi evredesin? İlişki de, ticaret de, insan yetiştirme de. Çıraklıkta mısın, kalfalıkta mısın, ustalıkta mısın? Hayat bize sürecin sonunda başarıyı veriyor. İmkanlara sahip olduğumuzda değil…
Başarıya giden gerçek adımları bilmeden yapılan her hamle çok kalıcı olmuyor. İlim olmadan kaliteli hayat yaşanmayacağı gibi ticarette yapılmaz. Teşekkür ederiz...
YanıtlaSilGerçek başka... Hayaller başka... İmkanlarım ile marifetlerim uyumlu mu?
YanıtlaSilAçıklayıcı güzel bir yazı. İnsan hayatta hırslı olduğunda kazandığını zannederken kaybetmeye başlar. O ne kadar çok isterse istediği şeyde ondan kaçıyormuş gibi gelir.
YanıtlaSilO kadar çok örneğini görüyoruz ki.. Büyüdüğünü zannediyor insanlar iflas bayrağını göndere çekmiş farkında değil..
YanıtlaSilİnsan çıraklıkta gelen seçeneklerin fırsat, imkan üretmeye değil, alıp götürmeye geldiğini fark etmiyor. Hele bir de azim değil de hırs yapmışsa ve yapacağı işin ve sürecin ilmine sahip değilse geçmiş olsun.
YanıtlaSilAslında insanoğlu hiç bilmeden hiç anlamadan geleceğyle ilgili kumar oynuyor
YanıtlaSilHani insan işe yaradıkça ve kendini geliştirdikçe hayatın onu yükseltmesi gibi bir şey mi anlamalıyız?
YanıtlaSilİnsan aceleci. Hemen olsun istiyor. Ama hayat bir sürenin sonunda bize istediğimizi veriyor. Kendi hayatımdan bir kesit gördüm. Teşekkürler
YanıtlaSilHer büyüme bümüme değildir bazı büyümeler batacağımızın habercisidir… Kaleminize sağlık 👍
YanıtlaSilEllerine kalemine saglik
YanıtlaSilHocam için iyi bir başlangıç yazısı olmuş, emeğine sağlık hocam.🙂
YanıtlaSilÇok güzel bir çok iflas eden kişinin durumu
YanıtlaSilÖngörü çok önemli. Hayaller ve hayatlar
YanıtlaSilRiskli konularda rahat hareket ettigimiz kadar, riski az konularda o kadar rahat olmayabiliyoruz bazen:) sonuca olan askimiz bize bunlari yaptiran ama sonuc da sebeplere asik:)
YanıtlaSilBu sadece iş ile de değil hayatın her noktasında bizleri uyaranları dikkate almıyoruz, o anda o uyarılar işimize gelmiyor. O kız sana uygun değil, o arabayı alma çok masraf çıkarır, o arsa yatırım için uygun değil vs. Bunları söyleyenleri beni kıskanıyor diyerek reddediyoruz.
YanıtlaSilzahmetinden keyif alacağı işi yapmalı insan.
YanıtlaSilHer başlayan bir gün bitecek. Her bitiş ise başka bir öyküde baslangic.
YanıtlaSilİnsanın kıyaslama yaparken kaçırdığı noktalara ilişkin çok güzel bir yazı olmuş 👏🏻👏🏻👏🏻
YanıtlaSilGünümüzde çok moda bir yöntem ama hiç gerçekçi değil. İnsanlar bu tip risklerin sonunun hep kötü olduğunu görmüyor mu?
YanıtlaSilİnsanoğlu çok aceleci. Hemen sonuca varmak istiyor. Oysaki bizim elimizde olan sonuçlar değil sebeplerdir. Ne kadar sebebin var?
YanıtlaSilgüzel bir nokta...
Silİnsanoğlu hep bir fazlasını istediği için sahip olduğu şeyin hiç tadını çıkaramadı, tüm ömrü de o bir fazlasını aramakla geçti...
YanıtlaSilHemen sonuca ulaşma isteğim her konuda var basit bir çöp atarken bile hemen olsun bitsin istiyor insan sonuç ile tatmin olmak için.
YanıtlaSilİnsanoğlunun bir şeylere ihtiyacı dışında giderek artan şekilde sahip olması stresinin de orantılı artması demek aslında. Dışarıdan bakıldığında bu durum biraz ironik gibi. Öte yandan, gerçek çok basit! Dış dünyadan beklentiyi minimum tutmak, hangi yöne daha fazla bedel ödemem gerektiğini de açığa çıkarıyor. Buna rağmen insan isteklerini takip ediyor, dış dünyadan bekliyor ve sonuç tabi hüsran. Bir de hüsranı yakında yaşamayıp kazanırken kaybettiğini göremeyenler var, bu çok fena!
YanıtlaSilHayatta her şey olmadan önce işaretini verir. Bu işaretleri duygu olmadan nötr olarak okuyabilmeli insan. Diğer türlü, işler kötü gittiğinde, kendini hiç suçlu görmez, suçluyu hep dışarıda arar..
YanıtlaSilİnsanın isteği aktifse eğer gözünün önündekileri göremiyor, tavsiye verenleri duyamıyor. İstek ve ihtiyacı karıştırdığında işlerde karışıyor. Ders çıkarmak adına farkındalık katacak bir yazı olmuş. Emeğinize sağlık...
YanıtlaSilİstekler hata yaptırmış.
YanıtlaSilGenellikle başkalarının sonuçlarına bakıp biz de o sonuca ortak olmak istiyoruz. O sonuca hangi sebepleri oluşturarak ulaştığı kısmı ile ilgilenmiyoruz... Asıl bakmamız gereken yeri kaçırıyoruz.
YanıtlaSilİsteğinde aşırılık yapan insan kendine gösterilen gerçeği kabul etmez.Gerçekleri söyleyeni düşmanı görür...
YanıtlaSilİnsan bir şeye sahip olmak için aşırı istek duyunca duyguları aktifleşir ve gerçekleri görmek istemez. Akıllı insan duygularını pasifleştirdikten sonra karar verir. Bunu yaparken de kendinden götürülecekleri hesap eder. Yoksa hep başkalarını suçlar hale geliriz.
YanıtlaSil''Hayat bize sürecin sonunda başarıyı veriyor. İmkanlara sahip olduğumuzda değil''
YanıtlaSilHayat adaletli şekilde bizlere tepki veriyor peki bizler doğru tepkiyi verebiliyor muyuz hayata karşı?
Bitmesi için bir şeyin başlaması gerrekmez mi?
YanıtlaSilçıraklık, kalfalık, ustalık... güzel tanımlar
YanıtlaSilDeneyim transferi yapmadan ve çıraklığını ve kalfalığını yapmadığın işi yapma karar vermeden önce iyice araştır artılarına eksilerine ve risklerine bak ve başkalarına güvenerek işe girme beklentin kendinden olsun
YanıtlaSilİnsanı yücelten, işletmeyi büyüten,Aileyi huzurlu bir alana çeviren, o işin çıraklığında bizden çıkan bedeller ile alakalı. Yaşadığımız problemlerde küçülmeye gitmek, başa dönmek büyümenin başlangıcı oluyor sanki...
YanıtlaSilİnsan duyguya girdiğinde gelen her uyarıya egosu tepki veriyor kabullenmiyor sonunda da acı bir deneyim.
YanıtlaSilHayat bir süreç ve biz bu sürece ne kadar uyumlanırsak o kadar olumlu sonuç alırız
YanıtlaSilAcaba neden? Neden hep kötü olaylar beni buluyor?
YanıtlaSilHayat insana notr ve olaylar yasanmadan isaretini veriyor, duyguya girmeden isaretleri okuyabildigimizde soru tarzimiz ve eylemlerimiz degisiyor.
Tam olarak günümüzde insanların istek anında bilincinin kapandığı noktayı ve doğruyu söyleyenin kovulduğu gerçeğin acı olduğunu çok güzel vurgulayan bir makale olmuş.
YanıtlaSilElinize sağlık:)
İnsanlar başarıya bir an önce ulaşmak istiyor. Ancak oraya sadece sabredenler varabiliyor.
YanıtlaSilİnsan gerçekten dükkanının çok iyi bir tasarımı vs. olduğunda müşterilerin yığılacağını düşünüyor. Ama ben mesela Storybox youtube kanalında birsürü video izledim. Orada işlerinde başarılı olmuş iş adamları var izleyenler bilir. O iş adamlarının hiçbirisinde şey görmedim. Direk büyük girdim. Öyle diyen yok. Hepsi ufacık dükkanda başladım / imkansızlık içindeydim gibi şeyler söylüyor. Demek ki iişin başı biraz sancılı oluyo
YanıtlaSilMerve Aydınlar - Keşke ticaretin de bir okulu olsa. Okullarda onca şeyi öğreniyor çocuklarımız ama nasıl ticaret yapılırın bilgisi malesef yok. Nasıl evlenilirin de.. Sanki özellikle gizlemişler gibi.
YanıtlaSilİnsan çok aceleci…
YanıtlaSilBaşarı için sabıra ihtiyaç var. Sürekliliğe ihtiyaç var.
Kaleminize sağlık.
Ticaret ayrı bir stareji gerektiriyor.Belli kuralları var. İnsan isteklerine göre hamle yapınca yanılıyor. Doğru zamanda doğru hamle yapmak önemli.
YanıtlaSilPayına razı geliyor olmak...
YanıtlaSilKarşımıza çıkan şeyler, fırsat mı, değil mi, almaya mı geldi yoksa vermeye mi, bunu farkedebilmek çok önemli, hamlelerimiz ihtiyaçlarımıza yönelik olmalı.
YanıtlaSilher şey kötü giderken daha da kötü gitmemesi için zararı kabullenmeli insan. problemlerinin daha da büyememesi ve geçmiş hatalarından deneyim transferi yapması ona yeni başlangıç hakkını verebilir..
YanıtlaSilKüçükle başlayı büyütmek nefse uygun gelmiyor ve insan yanılabiliyor. Çok güzel bir yazı.
YanıtlaSilFırsatı ilimle irdelemezsek tuzağa düşeriz
YanıtlaSilİnsan duygularını rehber yaptığı zaman mantıklı olan gerçekleri bile saçma görebiliyor. Oysa bu kadar belli iken işin sonu. Emeğinize sağlık.
YanıtlaSilÖyle stratejiler olmalı ki insanın hayatında, bir konuyu tüm konularda kullanabilmeli... Kaleminize sağlık...
YanıtlaSilİnsanların başına gelen bir olay birden gelmez. Bunun bir süreci vardır. İyi olan işler içinde böyledir, kötü olan işler içinde böyledir.
YanıtlaSilyüksek hacimli imkana sahip olmak için önce eldeki imkanla en iyisini yapmak gerekiyor..
YanıtlaSilNokta atışı bir konu. Mekan ışıl ışıl, tam kalabalığım göbeğinde ama işler yürümüyor. Neden? İşin arka planında dönen senin o konuda yeterliliğini sağlayacak bir vakit bir emek bir bilinç koyman lazım
YanıtlaSilHer şey Zıttı ile var edilmiştir bu hayatta, başında kolaylık olan işlerin sonunda mutlaka zorluk vardır.
YanıtlaSilBaşarıya ulaşmak süreç ise bu sürecin içinde de aşamalar var ve hepsinin ayrı getirdikleri.
YanıtlaSilÖnemli olan köşe başındaki o dükkana sahip olmak değil ticaretin gerçeklerine sahip olmak…
YanıtlaSilİnsan yaptığı işin ustalığına varmış ancak patronluğun çıraklığında olabilir bir işte usta olmanız o işin yöneticisi olabileceğiniz anlamına gelmiyor maalesef
YanıtlaSilİnsanın kazanacağı sürece gelmeden zıplaması yere düştüğünde bacaklarını kırıyor maalesef. Kararını aldıktan sonra danışmaya gitmekse yararına olan insana karşı düşmanlaşabiliyor.
YanıtlaSilİnsan hiç bir zaman aynadaki kişiye bakmı kendi yanlışlarını başkasına ayıtmiş gibi gösterir
YanıtlaSilInsana gelen isaretler aslinda onun lehinedir ama bunuda ögrenmesi lazim görmesi lazim. Iz isaret okuma becerisini gelistirmesi lazim. Sagolsun Deneyimsel Tasarim ögretisinde bunlarin hepsini ögreniyorsun ve bir cok olan olaylarda hamleni erken yapabiliyorsun.. ayni zamanda senin bedellerinin karsiligini alirsin, senin bedelin o AVM ye yetmiyorsa hak etmezsen orda ister ac o dükkani islemez ayni bu örnekteki gibi.. hep hazir paradan toplayip dizmek senin ödemedin bedellerinden kaynaklidir.. insan hak ettiginden fazlasini alamaz.. ister ama hakkindan fazla oldugu icin o seviyede kalamaz. Yetersizdir.. Allah razi olsun yine bu makale ile bircok sey hayatimda renklesti tüm makalelerdeki gibi..
YanıtlaSilBizim mahallede bitane mağaza açılmadan önce aynı böyle büyük girdi. Kocaman mağaza, yakında Türkiyenin 81 ilindeyiz falan diye açtılar. İlk gün indirim var diye aşırı kalabalıktı ama 1-2 hafta geçmeden bomboş kaldı içerisi müşteri yok nerdeyse. Demek ki böyle yapmamak lazım
YanıtlaSilÇıraklıkta sana gelen senden almaya gelmiştir der hocam. İşlerimizde önce çıraklık yaşayarak 100 emek harcayarak 1 birim getirisi olan durumlar olacak ki bir sonrası evreye bizi hazırlasın. Kazanamayacağın zamanlar olacak sen doğru davranmaya devam edeceksin , hiç müşteri gelmese de dükkanını erken aç , kapının önünü süpür ve gün gelecek tam dükkanını kapatırken hiç gelmeyen o müşteri satamadığın o mallı senden isteyecek . Çıraklığını öyle yaşamalısın, sabırla 😊 Bu hikaye de çok güzel noktalara değinilmiş.
YanıtlaSilMesele hangi imkana sahip olduğun değil, imkanla hangi evredesin, eline sağlık
YanıtlaSilKalemim
YanıtlaSilKaleminize sağlık. Çok güzel.
Parıldayan her şey altın değil.
YanıtlaSilFırsat her zaman gelir ama hep vermek için değil, bazen almak için geliyor.
İnsan aceleci olunca her şeyde olduğu gibi başarıyı da hemen istiyor. "Hemen başarayım. Hemen yönetici olayım. Hemen usta olayım. Hemen hemen hemen.." Öyle olunca da tabi sınavlar başlıyor.
YanıtlaSilArkadaşını duyamaz hale gelmiş. Duymak kulakla ilgili değil o zaman
YanıtlaSilEmeksiz yemek olmuyor maalesef. Bedel kendisini seyrettiriyor. İnsan zannediyorki bende onun gibi başaracağım. Halbuki arkasındaki bedelleri göremiyor. Öyle oluncada kaçınılmaz son geliyor.
YanıtlaSil