Orhan Bey sahibi olduğu evinden kiracısını çıkartmış ve yeni evlenecek olan oğlu Durmuş’a vermişti… Zaten Durmuş’un da beklentisi o yöndeydi. Ne de olsa babamın çok fazla parası var. Bana da bir ev verir diye düşündü. Orhan Bey ise bir baba olarak bunu yapmayı boynunun borcu olarak düşünüyordu… Nasıl olsa imkânları vardı, işleri de uzun bir süredir iyi gidiyordu… Durmuş’a istediği evi verdi. Artık rahat bir nefes almıştı… Ev kirası ödeme derdi olmayacaktı. Durmuş’un beklentisini babası karşılamıştı ama bu isteğini babasından beklemesi ne kadar doğruydu?
Aslında doğru beklentiyi dedesi Durmuş’a vermişti “torunum, eğer bu hayatta bir şeyi istiyorsan, bir hedefin veya bir hayalin varsa onun için gerekeni de kendin ödemelisin. Kendin dışında kim varsa ha ben ha baban hatta annen dahil.. Beklentini en aza indirip, kendinden beklentini en yukarı seviyeye çıkart bak o zaman gör kendindeki cevheri. …” Ama Durmuş buna pek kulak asmadı…
Peki ya bir imkâna, bedelini ödemeden sahip olursak ne olur?
Bedelini ödemeden sahip olunan şeyler,
kişiye temas etmez ve elinden bir süre sonra kayıp gider…
Çoğu insan da bunu elindekini kaybettikten sonra anlar..
Günler günleri kovalarken, hazırlıklar da tamamlanmışken Durmuş ve
Yeliz güzel bir yaz gününde evlendiler. Zaman hızla akıp giderken, baba Orhan
Bey’in işleri bozulmaya başladı. Üretimleri durma noktasına gelmişti.
Orhan Bey bu zamana kadar kendini hep zengin zannediyordu ancak neredeyse mal
varlığı kadar da borcu vardı. Ancak bir şekilde çark devam ettiği için borcu yokmuş
gibi hissediyordu. Ama para akışı durunca, borçlar çığ gibi büyümeye
başladı ve mal varlıkları da bir bir satılmaya başlandı…
Son olarak geriye Durmuş’a verdiği ev kalmıştı, onu da satması gerekiyordu yoksa bu işin içinden çıkamazdı… Bunu Durmuş’a söylediğinde Durmuş bir anda tüm dünya başına yıkılmış gibi hissetti… Çünkü Durmuş bir şirkette çalışıyordu, eşi ise çalışmıyordu. Bu evin satılması demek, maaşının %70 ini kiraya vermesi demek anlamına geliyordu… Başta güzel gibi görünen günler, Durmuş için sancılı bir hal almıştı…
Bedelsiz sahip olduğu bu ev onu en olmaz zamanda çıkmaza sokmuştu. Tüm bu süreçte çok sıkıntılar yaşandı, aile arasında çok gerilimler ve sorunlar oldu, insanlar birbirini kırdılar, üzdüler… Hatta Durmuş ve Yeliz neredeyse ayrılma noktasına gelmişlerdi…
Durmuş, dedesinin neden öyle dediğini şimdi daha iyi anladı.
Bedelsiz sahip olunan şeyler ilk başta insanın lehineymiş gibi görünse de bir süre sonra insanın aleyhinde sonuçlanır…
Sahip olduğumuz şeylerin bedelini kendimiz ödemeliyiz ki bizim için bir anlamı olsun ve bize temas etsin…
Hediye ile bedel arasındaki ilişki nasıl olmalı? Bir sonraki yazının konusu bu olursa seviniriz
YanıtlaSilBu bilgiler keşke okullarda müfredat olarak çocuklarımıza öğretilmesi... Muhteşem bir hayat bilgisi olur... Bizler öldükten sonra anlaşılan... İş işten geçtikten sonra anlayan bir nesile dönüştük malesef...
YanıtlaSilBedelini ödediğin kiralık ev bedelsiz aldığın evden daha hayırlıdır…
YanıtlaSilÜzerine emek harcanmamış hiçbir şey kalıcı olmuyormuş.
YanıtlaSilVe bu gibi bir çok yaşanan olay… Meğer elindeki imkanların hakkını vermek bedelini ödemek ne kadar da önemliymiş… Hele ki bi çok şeye kolaylıkla ulaştığımız bu zamanlarda…
YanıtlaSilİlk başta çok keyifli geliyor. Hesapta yokken gelen miras, babadan kalan ev..deden kalan arsa.. ama bedelini ödemediğimiz hiçbir şey bize fayda vermiyor..
YanıtlaSilBeklentı insani herzaman yormus, üzmüştür,karsımızdakinden minimum kendımızden maksimum degerde olmalıdır.Bedelini ödemediğimiz hiçbirseyin kıymeti olmadıgı gıbı ruhumuza sıfası olmuyor gununuzde miras davalarını örnek verebiliriz ..
YanıtlaSilBedelini ödemediğiniz şeyler bir zaman sonra elimizden kayıp gider bu bazen ev olur bazen araba bazen bir eş bazen bir çocuk bazen de işinizidr…Ve bunları hep çevremizden duyarız ‘’ yaa onun başına ne gelmiş biliyormusun ?’’ ama sanki bizim başımıza hiç gelmeyecek gibi dedikodusunu da yaparız bir çay molasında Ama ders çıkarmayız illa başımıza gelmesi lazım .. gerçi boşuna dememişler bir müsibet 1000 nasihattan iyidir. Yaşadığımız olayların bizi olgunlaştırıp asıl hedefimizden yolumuzdan ayırmaması dileği ile…
YanıtlaSilBedava sirke baldan tatlıdır.
YanıtlaSilKulağa hoş geliyor. Bedel ödemeden sahip olmanın daha güzel olduğu yanılgısıyla bizleri kandırdılar. Belkide biz kanmak istedik. Bedel ödemeden kazanmanın hazzını, kaybedince anladık aslında ne büyük acıymış…
Zaman geçtikçe nedense insan daha çok bozuluyor aynı dededen toruna gelen bu yazı gibi...
YanıtlaSilBedelini ödemeden gelen şeyler kişiye temas etmeden elinden kayıp gider, elinize sağlık
YanıtlaSilKendi elinlen yapmadığın şeyden hayır oluyor mu ? Olmuyor… Öyle yada böyle bir sonuca varmıyor… Kel kör kendi işini kendin gör…
YanıtlaSilİnsan zorlar ama bedelsiz gelen herşey kendisinden alınır gider. Belki bu defa farklı olur diye düşünür ama gecikerek kendisinden çıkarsa daha da acılı olur.
YanıtlaSilKendi kalemize attığımız en büyük gollerden biri de, zorluğunu bizim çekmediğimiz 'kaymak'ları yemeye çalışmamız... Çünkü olmuyor öyle birşey...
YanıtlaSilHayatta hep bir şeylere sahip olmak için uğraşıyoruz. Kolay yoldan hemen sahip olalım istiyoruz. Ama bilmiyoruz ki bedelini ödemeden sahip olduğumuz şeyin bize hayrı dokunmuyor.
YanıtlaSilİnsanın kendi hayatını kendisinin dizayn etmeye çalışması ne kadar önemli...
YanıtlaSilEmeğinize sağlık çok güzel bir yazı..
YanıtlaSilBeklentisi dış dünyadan olan kişinin sonunu özetleyen güzel bir yazı olmuş emeğinize sağlık.
YanıtlaSilYani ze oturacağımız evi babamız verse de oturmayacak mıyız?
YanıtlaSilBöyle oturan çok insan var hepsinin başına böyle olaylar mı geliyor?
Olmayan tanıdıklarım var lütfen
açıklarmısınız??
bizlere bugün verilen yarın ansızın elimizden alınabilir. hayata karşı marifetli kalmak için ortaya bir emek koymalıyız...
YanıtlaSilBedelsiz sahip olunan herşey, çok bol olduğu bilinmesine, görülmesine rağmen giyilen kıyafet gibi. Eninde sonunda düşüyor ve kişiyi zor bir duruma sokuyor. Allah' tan insana güzel, basit ama farketmesi bir o kadar zor bir his verilmiş insana.....Pişmanlık......Çünkü insan hata yapabilir ve kendini zora düşürebilir ama bilki pişmaniyetinde samimi olursa, gereken bedellerini sonra öderse... Hayatın insana bir hediyesi var, işareti şudur: Her Zorluktan Sonra Bir Kolaylık Muhakkak Gelecek!
YanıtlaSilİnsan bedeli olmayan şeyleri istedikçe daha marifetsiz daha şikayet eden hale geliyor. Daha da bedel aldıkça nankörleşiyor. Zıttında bedel ödediğinde ise daha marifetli daha olgun hale geliyor. Bedel ödediği şey ne ise onun teması da artıyor. Sahip olduklarımıza ne kadar bedel ödediğimizi düşündürttüren güzel bir yazı olmuş, kaleminize sağlık :)
YanıtlaSilEskiden dedeler evin baş tacı olurdu sözü dinlenir olurdu ki yaşanmışlıklarından ders çıkarıp deneyim sahibi olan evin yaşlısına hürmet bambaşka gösterilirdi. Şimdi aileler ufaldı ve bağlar zarar gördü. Gerçekleri söyleyip nasihat edecek insanların sayısı da azaldı. Bağ koptukça da keskin viraj uyarı levhaları azaldığı için kazalar arttı.
YanıtlaSilİnsanoğluna temas edecek olan, bereketini göreceği şey içersinde kendi emeği olduğu şeydir. Çoğu zaman bu yanılgıya düşeriz. Servet sahibi olan ailelerin hazıra konan çocukları olmak isteriz. Onların bu servetlerinin getirdiği avantajlarını görüp dezanavtajlarını görmeyiz...
YanıtlaSilKarşılıksız aldığını almış olmuyorsun demek ki . Emeğinize sağlık
YanıtlaSilHakan ö……. Merhaba bu yazının konusuyla ilgili bir sorum olucak peki baba çocuğuna evlenecek çağa gelene kadar sahip olmak istediğin şeyin bedeli olacağını buna razı olduğunu neden öğretmemiş..????
YanıtlaSilİnsan bedel ödemediği bir şeye nasıl sahip olabilir ki? Sahip olsa nasıl değer verebilir?
YanıtlaSilEv sahibi olmamın kolaylaştırılmasına alışıyorum ama onu kaybedebileceğime kendimi alıştıramıyorum. Bedelim olmayınca nasıl kazandığımı bilemediğim gibi kaybettiğimde kaybı da kabullenemiyorum
YanıtlaSilMarifetin kadar bu dünyada temasın var.
YanıtlaSilBu hayatta bedel ödemediginiz sey hayatta dizin olmaz ve olamaz!! Sahip
YanıtlaSilOlursun ama temasi olmaz… bu gercektir ki bedelsiz olan hersey mutlaka almaya gelmistir…
Başkalarından bize hep yardım edeceklerini ummak ne yazık ki boşunadır. Herkesin kendine göre ihtiyaçları var. Başkalarından bizim için yapmalarını istediğimiz şeyi kendimiz için bizim yapmamız gerekir.
YanıtlaSilİnsan bir çok şeye sahip olmak ister ama hiç birini bedelini tam ödemek istemez. ve bilmezki bedeli ödenmemiş hiç birşey kalıcı olmaz.
YanıtlaSilİnsan kendi bedelini kendi ödemeli... başkasının bedelini üstlendiğinde aslında karşındaki kişiyi iyilik yapmış olmuyorsun... iyilik adı altında yapılan kötülüklerde diyebiliriz... yazınızdan bunları çıkardım gerçkten bilinç açıcı faydalı bir yazı... kaleminize sağlık...
YanıtlaSilKolay para güzel görünüyor değil mi? Değil😁 He illede kendim denicem diyordan al bi bak bakalım
YanıtlaSiltebrikler.. çok güzel bir yazı
YanıtlaSilBelki de insanların problemi atısından şahit olduğu için kendinde de var oluyor.
YanıtlaSilDüşünüyorum da en bedelsiz ne yapabilirim diye sanırım düşünmek insan düşünürken bile geçmiş bedellerine göre düşünür bedelini ödemedin hiçbir şey verilmiyor bu hayatta nefes almanın bile
YanıtlaSilBedelini ödemediğin bir şeye sahip olamamak çok acı, insanın bir ömür geçirip elde ettiğinin temas etmemesini görmezden gelebilmesi, farketmemesi çok acı
YanıtlaSilHiç bir söz boşuna söylenmemiş. Emek olmadan yemek olmaz.
YanıtlaSil