Burnumuzun Dibinde Biten O Şifalı Ot
Başının arkasında bağladığı iki eliyle, oturduğu o vişne rengi kadifemsi, berjer koltukla, sanki bütünleşmiş gibiydi Necmi. Salonun ameliyathane kapısını iyi gören, aynı zamanda en kuytu köşesindeydi. Her zamanki gibi kalabalıktan uzak, kendisiyle baş başa, etraftan kaçan gözlerle, sessiz ve de sakin. Hafif kayık, oturma ile yatma arası bir pozisyon, gözler açık mı kapalımı belli değil. Tam bir kamuflaj hali. Onu görenler bu duruma bir türlü anlam veremiyordu. Ne rahat adam diye geçiriyorlardı içlerinden. Birbirlerine manalı manalı bakıyor, ufak gülücükler atıyorlardı. Onu tanımayanlar “Uyuyor mu acaba?” diyorlardı kendilerince. Rahatsız etmemek için de yaklaşmıyorlardı Necmi’ye. İyi bir kamuflaj haliydi aslında ablası Necla’ya göre bu sahne.
Necla, Necmi’nin ciğerini bilirdi kendince. Aralarında üç yaş vardı ve ona göre Necmi onun eline doğmuştu. Bebekliği, küçüklüğü, çocukluğu, gençliği hep aynıydı. Necla devamlı onunla oynamak ister, hiç susmadan konuşup bir şeyler anlatırdı. Necmi ise hiç istememesine rağmen ablası sayesinde zamanından önce emekleyip yürümeye başlamıştı. Ablası o kadar çok konuşuyordu ki bu durum Necmi'yi kaçmak için marifetlendirmişti. Dolayısıyla Necmi’nin hayatında ablası hep çok etkiliydi. Fıtratına ters de olsa hep ondan kaçma adına hızlanmıştı hayatta. Onun sayesinde erken okumayı öğrenmiş, ondan kaçmak adına okula daha erken gitmiş ve hatta evden kaçma adına erkenden evlenmişti. Aslında ablası Necla, Necmi’nin hayatında bir katalizör gibiydi. Pek çok süreci, ondan kaçarken yaşadıklarıyla hızlanmıştı. Kaçarken kazanmak böyle bir şeydi herhalde Necmi’ye göre ama belki de sadece kaçtığını düşünüyordu.
Birden çığlık çığlığa incecik tiz ama çok kuvvetli bir bebek sesiyle aralanıverdi ameliyathanenin kapısı. Necmi kendinden hiç de beklenmeyen bir çabuklukla yerinden doğruldu. Bir anda kapıdan kendisine doğru yaklaşan ve çığlıklar atan kız çocuğuna bakarken aynı anda ablasıyla göz göze geldi. Annelerinden yıllarca dinledikleri o sahnenin içine düşmüş gibilerdi. ‘Necla’nın konuşmadığı veya yerinde durduğu anları zarar sayması daha doğumundan belliydi, bir oda dolusu çocuk uslu uslu uyurken bizimki yaygarayı basıp uyandırdı hepsini.’
İstemsiz bir şekilde dudaklarıyla Necla diye mırıldanıverdi Necmi. Ablası tebessümle kardeşine sarılarak, evinizin yeni Necla’sı hayırlı ve bereketli olsun dedi. Necmi birden gene kendi iç dünyasına çekilivermişti. Nasıl olmuştu bu, nasıl da kendisinin kim olduğunu, aslında kendisi gibi olmayanlarla yüzleştiğinde anlamıştı Necmi. Her şey doğumla başlıyordu ve kimin kim olduğu daha ilk günden belliydi aslında. Kendinde ne yoksa ablasındaydı ve yine ablasında ne yoksa o da kendindeydi düşündüğünde. Şimdi bebek Necla’ya bakarken, artık gözleri ışıldıyor ve gülümseyerek ablasına, kendinden kaçamamak böyle bir şey diyordu ve ekliyordu; “İnsanın istemediği ot…”
Aslında hepimiz birbirimizden farklı, iyi ve kullanmayı öğrendiğimizde, son derece keyifli bazı özelliklerle geliyoruz hayata. Bu sürecin farkına vardığımız andan itibaren de gelişim ve dönüşüm başlıyor insanın yaşamında. Keyifli bir mücadele alanı aslında farkındalığımız oluştuğunda bu oyun sahnesi. Bendeki güzel şeyleri kaybetmeden, var olan kötü özelliklerimden kurtulabilme ve çevremdeki güzel insanların güzelliklerini toplayabilme oyunu. Eksikliklerimin başkalarının fazlalıklarında gizlendiğini görebilmenin oyunu. Bana göre aşırı gelen bazı özelliklere tahammül edebilme, hoş görebilme oyunu. İşte bunun için kimimiz çok fazla konuşurken kimimiz çok az konuşuyor. Kimimiz koşarken bazımız yerinden kalkamıyor. Kimileri siyah beyazken, bazıları rengarenk. Kimileri kaya gibi sertken bazıları pamuk gibi yumuşacık
Gerçekte, insanların kendilerini henüz tanımadıklarının farkında olabilme oyunu bu süreç. Yani hayat aslında farkında olunduğunda çok keyifli bir oyun sahnesi. Bize düşen de sadece oyunun kurallarını öğrenebilmek ve uygulayabilmek. Burada da karşımıza iki yol çıkıyor. Ya hayatın içinde bazı kişilerden kaçmaya çalıştığımı zannedip aslında daha yakınlarımda o kişilerle karşılaşacağım ve öğreneceğim ya da…
Ya da hiç kaçmadan, bu kadar yıpranmadan, zaman kaybetmeden çok daha hızlı ve güvenli bir yolun daha olduğunu görerek, yani farklılıklarımızla ilgili gerçek deneyimlerden faydalanarak öğreneceğim. Bizden farklı kişilerden kaçmadan da, kendimi ve başkalarını tanımanın çok daha kolay, keyifli ve kazançlı şekilde öğrenildiğini görerek…
Yani cevabını öğrenmemiz gereken soru net…
Kim Kimdir?
Çok farklı bir bakış açısı,hiç bu yönden düşünmemiştim.
YanıtlaSilistemediği ot dibinde biterken, hiç sormadığı bir sorudur insanın “iyi ama neden?”..:)..
YanıtlaSilKendinde olan güzel özelliklerini kaybetmeden kötülüklerinden kurtulmak ve diğer insanlardan güzellikleri ekliyerek ilerlemek ne güzel bir seçim …
YanıtlaSilNe harika bir tercih! Kendi iyiliklerini koruyarak, kötülüklerinden arınmak ve başkalarının güzelliklerini alıp yoluna devam etmek, gerçek bir olgunluk göstergesi.
Silİnsanın şifası hep dibinde değil midir zaten ? Sadece egosunu dinleyen ve bu şifanın farkına bile varmayan insanı en sonunda hayat kaçamayacağı şekilde şifaya zorluyor.
YanıtlaSilKesinlikle öyle! İnsan, genellikle dışarıda aradığı şifayı aslında içinde taşır. Ancak egosu, bu şifayı görmesini engeller. Hayat, kişiyi kaçınılmaz bir şekilde bu gerçekle yüzleştirir. Zaman zaman zorluklarla, bazen de beklenmedik olaylarla insanı şifasına yönlendirir. Hayatın bu yönlendirmesi, aslında insanın kendine dönmesini sağlayan bir süreçtir. Egosunu aşabilenler, bu şifaya ulaşmanın ne kadar basit olduğunu fark ederler. Bu da onların yaşamını daha anlamlı ve tatmin edici kılar.
SilKesinlikle öyle! İnsan, genellikle dışarıda aradığı şifayı aslında içinde taşır. Ancak egosu, bu şifayı görmesini engeller. Hayat, kişiyi kaçınılmaz bir şekilde bu gerçekle yüzleştirir. Zaman zaman zorluklarla, bazen de beklenmedik olaylarla insanı şifasına yönlendirir. Hayatın bu yönlendirmesi, aslında insanın kendine dönmesini sağlayan bir süreçtir. Egosunu aşabilenler, bu şifaya ulaşmanın ne kadar basit olduğunu fark ederler. Bu da onların yaşamını daha anlamlı ve tatmin edici kılar.
Silİnsan ne kadar kaçarsa kaçsın bir yerde yakalanıyor.
YanıtlaSilBişeylerden kaçarken bişeylere yakalanmak.. insan kendini tanısa ne çok rahat eder aslında ;)
YanıtlaSilAynı anne babadan aynı evde bir çok olaya beraber şahit olmak yetmiyor insanı tanımak için, farklılıkları anlayıp ortak yanları keşfetmek lazım bu hayatta kim kimdir ?
YanıtlaSilKatıldığım bir seminerde insanı tanımak hayatı tanımak demişti hocamız... Yıllarca insanlara kızıp durdum, ama onların benden farklı olan tarafları aslında benim Eksikliğimmiş ve onu, ondan öğrenmem gerekirmiş... Keşke bu bilgileri daha gençken öğrenmiş olsaydım... Keşke...
YanıtlaSilBiz ise gidip dış dünyadaki insanlarda arıyoruz suçu, problemi. Tamam onların da eksiklikleri var da önce ben bi kendimi halledeyim. Ama kolay değil işte. Ama beni iyi yapacak şey de burda
SilGerçek dönüşüm ve anlayış, dış dünyada değil, insanın kendi içinde başlar. Hayatı ve insanları anlamak, önce kendimizi anlamakla mümkün olur. Çoğu zaman, başkalarında gördüğümüz eksiklikler aslında bizim kendi yetersizliklerimizin bir yansımasıdır. Kendi iç dünyamızla yüzleşmek ve bu eksiklikleri kabul etmek zor olabilir, ama asıl büyüme de bu yüzleşmeyle başlar. Geçmişe dair "keşke"ler her ne kadar bize bir şeyler öğrettiyse de, önemli olan bu bilgeliği şimdi ve burada hayata geçirebilmektir. Kendi şifamızı bulduğumuzda, başkalarına da daha anlayışlı ve hoşgörülü yaklaşabiliriz.
SilGerçek dönüşüm ve anlayış, dış dünyada değil, insanın kendi içinde başlar. Hayatı ve insanları anlamak, önce kendimizi anlamakla mümkün olur. Çoğu zaman, başkalarında gördüğümüz eksiklikler aslında bizim kendi yetersizliklerimizin bir yansımasıdır. Kendi iç dünyamızla yüzleşmek ve bu eksiklikleri kabul etmek zor olabilir, ama asıl büyüme de bu yüzleşmeyle başlar. Geçmişe dair "keşke"ler her ne kadar bize bir şeyler öğrettiyse de, önemli olan bu bilgeliği şimdi ve burada hayata geçirebilmektir. Kendi şifamızı bulduğumuzda, başkalarına da daha anlayışlı ve hoşgörülü yaklaşabiliriz.
SilBazen insanların yaptıklarına davranışlarına tahammül edemeyiz neden böle benim gibi değil yada benim sevdiklerimi neden sevmez bu insanlar bu sorunun cevabı olmuş teşekkürler elinize salık
YanıtlaSilİnsanın neye ihtiyacı varsa Allah ona onu veriyor sen o kişiyi ortadan kaldır Allah yerine yenisini koyar çünkü sen farkında olmasanda ona ihtiyacın var ve sen kendi lehinde olmasanda Allah kulunun lehinde…
YanıtlaSilİhtiyacı olmadığı halde ihtiyaç gideren kudret🤲🏻
Silİnsan kendinden farklı olanı kabul ettiğinde gerçekten dönüşüm başlıyor. Ama kaçtğında ise onu kovalayan bir oyuna dönüşüyor.
YanıtlaSilİnsanın kimlik arayışını ve farkındalıkla hayatın anlamını keşfetmesi ile Necmi, eksikliklerini başkalarında buluyor ve farklılıklarla yüzleşmenin önemini anlıyor. Kaçmak yerine, bu yüzleşme hayatı anlamlı ve keyifli kılıyor.
YanıtlaSilÇok doğru bir tespit tebrik ederim
YanıtlaSilBendeki güzel şeyleri kaybetmeden, var olan kötü özelliklerimden kurtulabilme ve çevremdeki güzel insanların güzelliklerini toplayabilme oyunu...
YanıtlaSilEn çok zorlandığımız ama bizi en çok geliştirecek olanı ne güzel anlatmışsınız. Ellerinize sağlık 🌸
Sen kaçsanda o Neclalar hep gelecek. Elinize sağlık
YanıtlaSilYıllarca problemlerden kaçmayı yada görmezden gelmeyi çözüm sanmışım...
Silİnsanlar etrafında olup biten hadiseleri okuyamadığı için bu olaylardan faydalı çıkarım yapamıyor. Aslında insanların birbirinden öğreneceği çok şey var. Faydalı davranışların faydalı ve güzel sonuçlarını hayatımıza alarak yaşantımızı güzelleştirmeliyiz...
YanıtlaSilİnsanın istemediği ot burnunun dibinde biter. Cok yanlışmış. Meğerse insanın şifası dibindeymis tabi görmek isteyene. Bunun farkına varıp kendine karakter katmak isteyene .
YanıtlaSilKarakter katmak nasıl birşey olabilir ki? Bizim karakterimiz gelişebilen bir olgumu ki?
SilDeğişir bence değişmiyor mu, kücükken farklı büyükken farklı olan var?
SilKim olduğumuzu bilip bize benzemeyen insanların olumlu özelliklerini kendimize katmadan nasıl hayatta ilerleyemeyeceğimizi güzel özetlemiş yazı. Herkesin daha çocukken öykülerinde bunu öğretecek kişi ve olaylarla kendini geliştirme fırsatı var.
YanıtlaSilBüyüdükten sonra kıymetlerini bildiğimiz onlar, kaleminize sağlık
YanıtlaSilGuzel bir yazi olmus emegınize saglik
YanıtlaSilHiç bu gözle bakmamıştım olaylara insanın istemediği ot burnunun dibinde bitermis :) düşündüm de sebebi dediginiz gibi olabilir gercekten
YanıtlaSilHayatımız boyunca hep karşilaşacagımız insan modellerini aslında kim kimdir ? de öğrenebileceğimizin kanıtı aslında birey olarak eğitimcilerin sen de duygunun ve davranışının bile neden hangi sebepten dolayı yaptığının bir nebze olsun kendini tanımladığın yeni bir sen olduğun fark ettiğin yerdir..Çok şey öğreniyoruz ama en önemlisi artık anlıyoruz karşımızdakini bu çok kıymetli anlamak o yüzden çok teşekkür ederim iyi ki yollum kesişmiş bu eğitimle yeni kendimi buldum …
YanıtlaSilHayatimizdaki insanlari bilhassa kendimizi tanimamiz buyuk bir konfor bizler icin. Guzel bir yazi emeginize saglik.
YanıtlaSilİnsanın şifasına olanın burnunun dibine gizlenmesi. En kıymetli olan en yakınında , gizleyen ne kadar kudretli.
YanıtlaSilİrdele, farklılıkları kabul et, bilgiyi test ederken faydali,tutarlı olmasını ,anlaşılabilirligi ve uygulanabilirligini gözden gecir. Dününe göre iyi olmanın ufak ipuçları...
YanıtlaSilHayatı okumak , insanı okumak ne kadar büyük bir konfor aslında …
YanıtlaSilInsan kendini rahatlatacak kacislar bulabilecegini dusunuyor ama bu kucuk hareket, koskoca hayatin yazilimini degistirme cabasi aslinda… E dogal olarak bu mumkun olmuyor da:) yazilima uygun hareket etsek boyle bos hamlelere gerek de kalmayacak aslinda…
YanıtlaSilBenim tam zıttımdaki insanlarda bana şifa olmasını bilmek ne güzel bir imkan... tıpkı sirke içmek gibi geldi bana :) yüzünü ekşitsende pek hoşlanmasanda sana fayda sağladığını bildiğin için ona sabretmek ve toplamında fayda görmek gibi... :)
YanıtlaSilFarklılıklarımız bize hayatı zehir etmek için değil, kendimizi daha iyi tanımamızı ve zaaflarımızı bilmemiz içindir. İnsan kendisine doğuştan verilen özellikleri ile bulunduğu konumu korur ancak zayıf yanlarını güçlendirdiği zaman üst lige çıkabilir. Peki o zaman gerçekten Kim Kimdir?
YanıtlaSilmaaşallah, çok güzel bir yazı. başlığa çok güzel...
YanıtlaSilGerçekten de insan neyden kaçarsa kaçsın kurtulamıyor. Onunla ilgili meselesini halletmesi gerekiyor. Ne kadar kaçarsa kaçsın eninde sonunda yüzleşmesi ve o eşiği geçmesi gerekiyor. Hayat işte böyle bir şey...
YanıtlaSilKendimizin zıddındaki özelliklere sahip insanlar ilk başta çekici gelse bile çok yakınımızda olduklarında rahatsız oluruz. Çünkü ona ayak uyduramayız. Ancak hayat bizi onlarla iletişim kurmaya zorlar. Bizim kendimizi geliştirebilmemiz için bu gereklidir. Sadece doğuştan gelen özelliklerimizle hayatta ilerleyemeyiz.
YanıtlaSilİnsanın kendinde olan güzellikleri fark edip hayatına geçirmesi ve etrafıyla güzel ilişkiler içerisinde olması için hassas irdelemeli hayatı.
YanıtlaSilHassas irdeleme. Ben kimim ve hayatımda kiler kim? Nasıl iyi geçinilir?
Silİnsanların bize gıcılık olsun diye bir şey yapmadığını, kimin kim olduğunu öğrendiğimizde anlıyoruz.
YanıtlaSilMeğer kimin kim olduğunu bilmek ne kadarda önemliymiş :)
Kaleminize sağlık..
Kimin kim olduğunu öğrenmek insanı ratlata katan belisizlüğ ortadan kaldıran bir şiey
YanıtlaSilAblam ile ben gibi olmuş nasıl da güzel detaylar yakalanmış. Bir ara dedim ki acaba bu işte ablamın bir parmağı mı var :)
YanıtlaSilYüreğinize sağlık
Yazının özeti bu bence"hayat aslında farkında olunduğunda çok keyifli bir oyun sahnesi"
YanıtlaSilBu yazı, beni kendi geçmişimle yeniden yüzleştirdi ve o zamanlar fark edemediğim birçok şeyi şimdi daha net görebilmeme vesile oldu. Hep kural disi oynamaya calismisim ve basima ne geldiyse kuralsizliktan gelmis.
YanıtlaSilFutbol maçında halı sahaya gerek var mı var peki kurallar olması gerekiyor mu gerekiyor tatş veya çizgisi yada kale direkler kaleyi belirliyor hakem oyunu yönlendiriyor seyircilerde hararetle herycan katıyor işte hayat bunun gibidir arkadaşlar dünya var kurallar var somut soyut insanlar var öğreniyorlar yaşıyorlar çoğalıyorlar yani kim nekadar kurallara uyuyorsa o kadar kazanma olasılığı yüksek oluyor….
YanıtlaSilAslında insan sınavından kaçıp kurtulacağını sanıyor tam kaçtığını sandığında ise en yakını sınavı oluyor. Adeta hayat bize sınavdan kaçış yok sınavını en iyi şekilde ver diyor. Acaba biz hangi sınavlarımızdan kaçıyoruz?
YanıtlaSilÇöz ve geç, takılma, değil mi? :) Biz zorla o problemin karşısında durup çekil önümden deyip duruyoruz. Çözmeye çalışmıyoruz
Silİnsanın şifası zıddında. Ama zıddının küm olduğunu anlamak için önce kendimizi tanımalıyız. Sen hangisisin? Ve bu kişi neden benim hayatıma girdi. Bu kadar farklılığa rağmen hayatıma almamın sebebi ney?
YanıtlaSilYani simdi diyebiliyoruz ki insanlar hakkatten gicikligina yapmiyormus… demek bende onlarin farkliliklarini yani bende olmayan ama onda olan iyi özellikleri kendime katarsam daha keyifli daha güzel daha faydali bir sahne sekillendiiyorum. Emeginize saglik cok güzel yazi..
YanıtlaSilAyrışmak isteyen ben öğrenince birleşmek ister oldum
YanıtlaSilHayat farkındalık tır ve bizler birşeyin gerçekten farkına varana kadar farkındaymışız gibi yaşıyoruz.
YanıtlaSilNasıl oluyorda en bana uzak olan yanımda yada en gıcık olan. Bunu çok düşünürdüm ama benim faydama olmasını hiç düşünmemişim. Şimdi bakıyorumda aslında hayat benim faydamaymış.
YanıtlaSilHayatımız boyunca kuracağımız ilişkilerin giriş kapısı kim kimdir onu anlamak. Ellerinize sağlık...
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı olmuş elinize sağlık. İnsanı geliştirenler ve şifası dibindeki ot her halde
YanıtlaSilNiye istemediğim otlar hep burnumda bitiyor. Niye hep kaçmaya çalışırken aslında bir bakmıyoruz o probleme.
YanıtlaSil"Necla, Necmi'nin ciğerini bilirdi kendince" cümlesinden yazıya bakmaya çalıştığımda, Necla aslında kardeşinden 3 yaş daha büyük olmasına rağmen, farkındalığının Necmi kadar olmadığını görüyorum. Yazıdan temsil sistemleri ve loblarının farklı olduğunu rahatlıkla anlıyoruz. Şöyle bir soru geliyor aklıma, zaman ve ona bağlı olarak süre, bu hayatta ki en kıymetli şey olduğuna göre, acaba yaradılıştan gelen huylarımızın kişinin farkındalığı üzerinde etkisi varmıdır?
YanıtlaSilBu hayat toplamda bir sınavsa, o zaman en önemli şey aslında bunu bir an önce anlayıp, farkına varmak değilmidir?
güzel.... son bold paragrafi iyi bir motto olarak aksyona almak lazim
YanıtlaSilTamamlanmak ve tamamlanmayı kabul edebilmenin verdiği olgunlaşma hali… En istenmeyen otun aslında dibinde bitmesine şükretme durumu. Ne güzel geldi okumak, alıp çocukluğuma götürdü beni.
YanıtlaSilGittiği her yere kendini de götürüyorsa neden ve nasıl kaçabilir ki insan bu hayatta? Yaktın bizi Necla! Kaçan kovalanır. Öyle ise bundan sonra yüzleşmek ve kabul var. Nokta atışı ifadeler kaleminize sağlık🌸
YanıtlaSilOkurken dedim ki sanki birisi benim hayatımı yazmış :) Benim gibi düşünen başka kimse var mı merak ettim :)
YanıtlaSilNe kadar da çok şikayet ettik bu otlardan..
YanıtlaSilBahçelerimizde de hiç sevmedik, çevremizdeki insanlarda da hiç olsun istemedik..
Oysa ne kadar bize iyi geldiler.. Ne kadar dengelediler ama fark edemedik..
İstemediğimiz ama bize şifa olan şeylerin bu kadar yakınımızda olması ne güzel ikram :)
İnsanın kendi seçse bu kadar hayrına olmaz :)
SilBu yazıda kendimle ablamı gördüm. Benin onda sinir olduğum davranışların aslında şifam için olduğunu, onun bende hoşlanmadığı davranış şekillerinin ise onun için şifa olduğunu farketmemi sağladı. Sizce başka neler fark edebiliriz?
YanıtlaSilTeşekkür ederim bir hayatı anlatıtken hayatı yaşayanı analiz edip görmediğimiz açıdan yakalamışaınız şimdi gerçekten insan versiği tepkiyi aslında ne için veriyor farkında deyil şimdi hayatın benim karşıma öıkardıkları benim zorlanmam içinmi yoksa yetişmem içinmi? Yeniden düşğnmek lazım
YanıtlaSilİnsan kaçtığını sanıyor ama kimin kovaladığının farkında değil 😄
YanıtlaSilKaçınca hayat fena yakalıyor :)
Silİnsanları tanımak insanın hayatını başka şekilde yaşamasına sebebiyet verir mi? Kaderini etkilermi? Aklımda çılgın sorular:)
YanıtlaSilDibindeki insana ihtiyacı oldugu için veriliyor aslında. Gıcık olsun diye değil. Kendi eksiğini görebilmesi için. Ama maalesef göremiyor insanoğlu bunu. Burnunun dibindeki şifayı.
YanıtlaSilHayatta ki farklılıklarımızı eksiklik gibi görüyoruz ama aslında onlar bizim zenginliklerimizdir. Herkesin her olaya aynı tepkiyi vermesi beklenemez :)
YanıtlaSilBendeki güzel şeyleri kaybetmeden, var olan kötü özelliklerimden kurtulabilme ve çevremdeki güzel insanların güzelliklerini toplayabilme oyunu. Yazımızın en güzel cümlesi.
YanıtlaSilİnsan karşısındakini hep kendisi gibi biliyor ama farklıyız.. kabul etmesi zor olsa da gerçekten farklıyız :)
YanıtlaSilBendeki güzel şeyleri kaybetmeden, var olan kötü özelliklerimden kurtulabilme ve çevremdeki güzel insanların güzelliklerini toplayabilme oyunu.
YanıtlaSilBu büyük bir sabır ve meziyet...
Acaba bu farklılıkları herkes kolaylıklar görebilir mi?
YanıtlaSilkaç ki kaçamadığını gör...elinize sağlık
YanıtlaSilÖnce kendini tanı sonra farklı olanı kabullen ve ilişkilen. İnsanı marifetlendiren süreç..
YanıtlaSilEksikliklerimizi başkalarının fazlalıklarında görerek nasıl giderebiliriz ki?
YanıtlaSil