Hiç bu kadar uzun bir ay geçirmemişti Feridun. Kısa ama uzun bir ay. Boşuna bedelli demiyorlarmış diye iç çekti kendi kendine askerliğini bitirdiğinde. İnsanın bir bekleyeni varsa, değil bir ay bazen bir gün bile bitmek bilmiyor aslında diye devam etti kendiyle sohbetine. Neyse ki artık Aylin’le kavuşabileceklerdi. Askerden önce planladıkları gibi sırada ailelerin tanışması vardı ve Feridun çok tedirgindi. Aylin'in anlattığına göre babası otoriter biriydi. Tedirginliği bu sebeptendi. Bir şeylerin ters gitmesinden çekiniyordu.
Dayısını çocukluğundan beri çok severdi. Bazen ölçüyü kaçırsa da, konuşkan, esprili, genel kültürü de olan birisiydi dayısı Muzaffer. Tek sorun biraz fazla konuşmasıydı. Buna rağmen gecenin en önemli kozu dayısıydı ve şanslıydı aslında Feridun. Yengesi Şükran, dayısının zıddında sessiz sakin durağan biriydi. Dayısıyla yengesi nasıl anlaşıyorlar anlayamıyordu. “Yengem dengeler nasılsa dayımı” dediğinde kendi kendine, birden farkı fark etti ve o an anladı her şeyi Feridun. Tekrar denge dedi kendi kendine… Denge önemli…
Dayısı tanışmaya gidileceği haberini alınca hemen eşini aradı.
‘’Şükran, Cumartesi Feridun’un kız arkadaşının ailesiyle tanışmaya gidiyoruz. Ona göre hazırlan.’’
‘’ Ne güzel. Çok sevindim Feridun adına’’
‘’Yaa sen bana kızıyorsun çok konuşuyorum diye. Ama bak Feridun ilk bana haber verdi.
Dayıcım, muhakkak geliyorsun, Aylin'in babası biraz sert, sen konuşmalarınla onu yumuşatırsın. Aman ha sen olmazsan olmaz.”dedi.
‘’Muzaffer ben sana hiç konuşma demiyorum ki. Yerli yersiz konuşma diyorum.’’
‘’Hiç konuşmayan sensin. Sen de biraz beni örnek alsan, konuşsan’’ dedi Muzaffer gülümseyerek.
Oysaki biraz dikkât ettiğimizde, çevremizdeki insanların farklı özellikleri olduğunu görürüz. Kimi çok konuşmayı sevip susmak bilmezken, kiminin ağzından kelimeleri cımbızla aldığımız olur. Kimine bir şeyi yazıp çizerek, göstererek anlatırken, kiminede sadece sözlü olarak anlatmak yeterli olabilir. Enteresan olan bu farklı dünyaların insanları nasıl oluyorda birbirlerini buluyor?
‘’Bak geçen gün işyerinde müdürün şirkette her gittiğin yerden konuşmaktan geri gelmiyorsun diye kızdığını anlatmıştın’’ dedi Şükran.
‘’Ya bakma sen ona. Ona kalsa muhasebeciyim diye masadan hiç kalkmayacağım. Ben şirkette herkesle diyalog kuruyorum. Ayrıca ben konuşmasam çatlarım ya!’’
‘’Tamam da işle ilgili konuş. Sen olur olmaz her konuyu herkesle konuşuyorsun.’’ dedi Şükran.
Nihayet beklenen gün gelmişti. Muzaffer dışında herkes gergin gibiydi ama Şükran biraz daha fazla… Muzaffer’in ölçüyü kaçırmasından korkuyordu. Gelmeden kısaca uyardı kocasını “Sakın orada yine çok konuşup konuyu dağıtma” dedi.
“Nasılsınız?
İyiyiz. Ya siz?
Bizlerde iyiyiz?
Eee, daha daha nasılsınız?”
Muabbet bir türlü dönmüyordu. Feridun başını halıdan kaldırmazken, diğerleride birbirlerini tebessüm ederek süzüyordu. kimisi halıya bakıyordu, kimisi de saate. Şükran ise tam bu sırada kocasına gözlerini tebessümle kapadı ve açtı. İşareti alan Muzaffer çok hoş bir espriyle ortamı ısıttı ve sazı eline alarak müstakbel gelinin babasıyla sohbete koyuluverdi. Muzaffer tüm maharetini sanki bu geceye saklamış gibiydi. Çok hoş kıvamlı ve lezzetli bir gece olmuştu her iki taraf içinde. Gecenin sonunda kızı istediklerinde, Muzaffer zaten artık akrabadan biri olmuştu bile kız tarafı için.Gecenin sonunda az yada çok herkes birbirleriyle bir şeyler konuşup paylaşmıştı. Sadece Şükran tebessümle gözünü açıp kapadı. İçinden zaman zaman kocasına haksızlık ettiğini düşündü ve çok daha sevecen bir bakışla gözlerini kapamadan tebessüm etti bu sefer Muzaffer'e. Gece bittiğinde kafasını halıdan kaldıramayan Ferudun, bu detaylardan habersiz ama duyduklarından çok memnundu. Gerçekten elinde iyi bir kozunun olduğunu görmek onu çok mutlu etmişti.
Hepimizin bu hayatta farklı olduğu noktalar var. Herkes belli konulardaki sahnelerin starı… Detayda, her starın da kendine özgü ışığı var… Başkasının ışığının rengi bizimkinden farklı diye, bunu problem olarak görsek de, o farklılığın bir sebebi var aslında… Bizden farklı olan kişilerin özelliklerini alıp kıvamı yakalamaksa, meselenin özü keza…
Çok güzeldi gerçekten. Şükranla Muzaffer anlatılırken gözümün önüne Şükran'ın çok konuştuğundan dolayı Muzaffer'i boğazladığı anlar geldi Allah affetsin 😀
YanıtlaSilMerhaba, ne güzel bir yazı. Feridun'un dayısı işitsel biri sanırım. İletişimde sivrilmiş sanırım. İletişimde denge için bir de görsellik ekleyebilir. Herkesin star olması ama ışığının farklı olması fikri ne güzel.
YanıtlaSilMeselenin kilit taşı belli: kıvam.
YanıtlaSilYemek tarifinde geçen bir kelime olmasının dışındaki kullanımlarını da keşfedebilsek bir de..
Kesinlikle doğru; kıvam, sadece yemek tariflerinde değil, hayatın her alanında dengeli ve uyumlu bir bütünlük oluşturmanın anahtarıdır. İlişkilerde, işlerde, hatta kişisel gelişimde bile kıvamı yakalamak başarıya giden yolda kritik bir unsurdur. Kıvamı tutturduğunuzda, her şey yerli yerine oturur. Peki, hayatımızdaki hangi alanlarda kıvamı tutturmakta zorlanıyoruz, farkında mıyız?
SilDemek her şey sessizlikle başlayıp kahveyle çözüldü! :) Bazen ortamı ısıtmak için doğru kişinin, doğru anı beklemesi gerekiyor. Ne mutlu ki o zamanında devreye giren kişiye!
SilFarklılıkları kabul etmeden ilişkiye geçmek çok sık yapılan bir hata. Halbuki iletişim aşamasında önce farklılıklar tespit edilse,irdelense ve sonra kabullenilerek ortak hedefe doğru yol alacak şekilde stratejiler üretilse çok karlı ilişkiler ortaya çıkabilir. Tarafların hepsi az yada çok böyle bir süreçten kar edebilir. Ama öyle olmuyor insan kolay geleni seviyor,irdelemiyor ön yargı ile tepkisellesmeye meylediyor
YanıtlaSilÇok güzel bir yazı, insanların algılama ve aktarmasında ki farkı anlatan. Emeğinize sağlık.
YanıtlaSilElinize sağlık🌺
YanıtlaSilAynı benim eniştem de böyle..
SilKız istemelerde en çok Muzaffer gibilere ihtiyaç var…:) Onlarıda susturacak birileri olması güzelmiş küçük bir tebessümle.
YanıtlaSilHer aileye böyle konuşmada star bir dayı lazım durumu toparlaması için :)
YanıtlaSilSize lazım olursa çağırın geliriz dayılık yapmadan dayınız oluruz☺️
SilTeşekkür ederiz. 😊👍
SilNeden çok konuşanlar hep dayı olur ))
YanıtlaSilDengelerin farkındalığı bu olsa gerek.
YanıtlaSilBazı ortamlarda da konuşmayı sevenlere ihtiyacımız var ☺️ Ama insan sınırlarını aşmaya meyillidir ve çoğu zaman da başına gelen sıkıntılar bu yüzdendir.
YanıtlaSilÇok konuşan insan iyidir üzmeyin onları
YanıtlaSil:)
SilMerhaba, elinize emeğinize sağlık, bir akrabamda Feridun'un dayısı gibi konuşkan ve herşeyi konuşarak yapan bir kişi. Ama davranışı bu yönde de olsa demek ki gerektiği yerde gerektiği kadar konuşmalı insan ne kadar konuşkan olursa olsun, gerektiği kadar konuştuğunda konuşması fayda sağlasın.
YanıtlaSilŞükran ne kadar kızsada her kız istemede bir Muzaffer şart :)
YanıtlaSilHer starın kendine göre ışığı var demişsiniz diğer starlarında ışıklarını merak ettik , yazılarınızın devamını bekliyoruz...
YanıtlaSilEtrafındakileri insanların farklılıklarını fark etmeye başladığında, şaşkınlığın da artıyor. Nasıl da sıralı sıralı ihtiyaca göre dizilmişler aslında:)
YanıtlaSilDenge ve uyum ne güzel bir şey. Hele ki ilişkileri o noktaya getirebilmek
YanıtlaSilkonuşkan biri kıvamı yakalığında sevilmeyecek bir yanı kalmıyormuş yani :)
YanıtlaSilHerkes mizacina göre birseyler yapıyor. Yeterli hayırda kullanmasını ve yerini zamanını iyi seçmesini bilsin. Dengeyi kaybetmedikten sonra insan marifetlerini konusturabiliyor.
YanıtlaSilÇok konuşan insanlarla pek konuşmayan insanlar hep karşı karşıya geliyor hayatta. İkisi de birbirinden hoşlanmıyor ama birbirine ihtiyaçları var aslında. Peki kıvamı nasıl tutturacağız?
YanıtlaSilFarklılıklar problem değil çözüm getirmiş ne güzel
YanıtlaSilDünyada nasıl anlaşılıyor farklı olana nasıl bakıyorsun gıcık oluyorsun bu yazıdan anladım ki farklılıkla hayatı kolaylaştırıyor
Birbirimizden farklı olmak dengeye gelmek için önemli demek ki. Farklılıkları yönetebilirsek ne kadar konforlu oluyor hayat. Peki bu farklılıkları nasıl kızmadan farkedip iyi yönlerini kendimize katacağız?
YanıtlaSilHerkesin doğuştan gelen belli başlı özellikleri olduğunu anlatan çok güzel bir yazı olmuş. Ellerinize sağlık...
YanıtlaSilFarklılıklar zenginliktir. Kimimizin kimimize avantajlı ve dezavantajlı olduğu konular vardır. Herkesin hayatta bazen başrolü aldığı bölümler olur.
YanıtlaSilHerkesin çevresinde Dayı gibi biri vardır elbet , gözüme kendi kız isteme günümüz ve eniştem geldi :) Eeee Feridunda bendim tabi :) O dönemlerimde bu yazılar gelseymiş karşıma diyorum , kıvamı her yerde hayatımıza sokmamız lazımmış , şimdi anlıyorum.
YanıtlaSilHahaha hakkaten öyle :)
SilBu feridunlar dünyanın her yerindedir... Bitmiyorrrlarrr..
YanıtlaSilBu feridunlar dünyanın her yerindeler bitmediler bir türlü ☺
YanıtlaSilİnsanlık ne çektiyse hep bunların yüzünden çekti... İyiki varlar☺
Bence Şükran'ları fark edebilmek için Feridun'lar olmalı bu hayatta. Yazan hocamın eline sağlık.
YanıtlaSilÇevremizde bizi dengeleyecek birilerinin olması bir tesadüf mü :)
YanıtlaSilBaşkasının ışığının rengi bizimkinden farklı diye, bunu problem olarak görsek de, o farklılığın bir sebebi var aslında…Farklılıklarımız zenginliğimizdir
YanıtlaSilHer insanın güçlü olduğu bir özelliği var... Önemli olan bu farklılıkları farklılıkları edebilmek değil mi?
YanıtlaSilYa bizdede öyleydi …:) hic kimse konusmadi erkekler bir yerde kadinlar bir yerde. Erkekler cayini icerdi zamani beklerdi ya artik isteme olayi gelsede birdeyler canlansa :D tabi sonra kadinlar geliyor kahveler fln geliyor olay artik büyümeye basliyor heyecan var herkesin gözleri orda sonra kadinlar bi konusmaya basladi ortamin soguk havasi gidip sicaklasmaya basladi. En sonunda gitmek bilmeyen biz olduk :D cok güzel bir ortam olustu konusmalar tanismalar sohbetler isteme bile rahat gecdi. Demek ortami yapan kisi var ve o tam o zamani bekliyormus :)))
YanıtlaSilAdam set vurmuş konuşmasına, baraj olmuş bu sefer insanların işini görmüş :) şu çok konuşanlar az konuşunca çok sevimli oluyolar yahu ..
YanıtlaSilÇok konuşması karlıtarafında susmasıyla alakası varmı acaba
SilHerkesin iyi ve köyü yanları var zaten mevzu iyi yanları alıp ona göre hareket etmek, konuşulması gereken yer var, susulması gereken yer var
YanıtlaSilKavgalar zaten bu yüzden çıkmıyo mu? "Sen böylesin, sen şöylesin, asıl sen böylesin" diye diye birbirimizi çok kırıyoruz. Hele karı kocalar...
YanıtlaSilTaş yerinde ağırdır demişler eskiler insan nerede nasıl davranacağını bilirse orada muhabbet ve güven ortamı olur. Şayet bilmezse bu seferde huzursuzluk ve gerginlik olur. Haddini bilmek güzeldir vesselam
YanıtlaSilFarklılıkların nasıl denge oluşturduğunu vurguluyor. Muzaffer'in konuşkanlığı, Şükran'ın sessizliğiyle tamamlanıyor. Asıl mesele, her birimizin farklı ışığını kıvamında buluşturmak. Farklılıklar, bizi biz yapan zenginliklerdir.
YanıtlaSilKesinlikle katılıyorum; ilişkilerde farklılıkları kabul etmek, daha sağlam ve verimli bir bağ kurmanın anahtarıdır. Farklılıklar baştan tespit edilip kabullenildiğinde, ortak bir hedefe yönelik stratejiler geliştirmek çok daha kolay olur. Ancak insanlar çoğu zaman yüzeysel yaklaşıp, kolay olana meyletmeyi seçiyor, derinlemesine inceleme yapmaktan kaçınıyor. Peki, gerçekten farklılıkları kabul etmeden sürdürülen bir ilişkinin ne kadar sağlam olduğunu kim sorguluyor?
YanıtlaSilİnsanlar, uyum içinde olduklarını düşündüğü çoğu ilişkiyi sorunsuz sorgusuz kabul etmek olduğunu varsayıyor, fakat uyumun ana kolu denge ve bu zıtlıklarla mümkün oluyor.
YanıtlaSilen gergin ortam. 40 kişi birbirine bakıyor biz niye bir araya geldik diye :d
YanıtlaSilBence kız istemedeki en güzel bölüm konuşacak bir şey bulamayınca
YanıtlaSil''eee daha daha nasılsınız?'' diye sorulması :))
Aynı benim dayım gibi, ortamda o olunca muhabbet eksik olmuyor
YanıtlaSilBizim kız istemede eniştemden beklediğim performans buydu ama olmadı. Neredeydin be Muzaffer...
YanıtlaSilAdam işi biliyormuş benim kız isteme de uzuun uzuun susmuştuk normalde konuşkan birisiyim ama damat sen olunca konusamiyiormuşsun.
YanıtlaSil