TİCARETİN ALTIN KURALLARI

 



Baba yadigarı olan eski ama bir o kadar da değerli dükkânını, sabah güneşinin sıcaklığı ısıtıyordu. Kapının önünü süpüren çırağına, o kendine has sevecen, anlamlı tebessümüyle bakıp “Günaydın!” dedi usta. Çocukluğundan beri pek çok zorluk görmüş, ticareti babasından öğrenmişti. Zamanı geldiğinde de babası,” Artık ustabaşı sensin,  bilgi ve becerilerin beni geçti oğlum. “ deyip, tüm işini ona devretmişti. Büyük iş fırsatları ve daha iyi dükkânlar açma imkânı da olmuştu, çünkü işini gerçekten iyi yapıyor ve kendi sektöründe tanınıyordu. Ancak O, samimiyetin ve birebir, sıcak insan ilişkilerinin olduğu orta boy bir işletmeye sahip olarak kalmayı tercih etti. Usta için başarı, büyük binalara ve kalabalık ticaretlere sahip olmaktan ziyade, insanların güvenini kazanmak ve onların hayatlarına dokunabilmekti.

Zaman şartlarına göre yenileyip geliştirdiği, elektronik cihazlar ve telefon aksesuarları satan işletmesinde, çırağı bir yandan tezgâhı temizlerken diğer yandan içeriye yeni giren müşterileri gözlüyordu. Genç, enerjik ve hevesliydi ama ticaretin inceliklerinden habersizdi. Usta, yılların verdiği deneyimle, ellerini önünde kavuşturarak hafifçe öksürdü ve gene o kendine has muzipçe tebessümüyle çırağın dikkatini çekti. Çırak, hemen elindeki işi bırakarak ustasına yöneldi ve dikkat kesildi. 

"Evlat," dedi usta, sesinde hem deneyim hem de şefkat vardı. "Ticareti sadece para kazanma sanatı olarak görüyorsan, yanılıyorsun. Asıl kazanç, daima tebessümle insanların ihtiyaçlarını gidererek, onların gönlünde yer etmektir. Unutma, yardım edenin karşılığı mutlaka verilir. Bu, hayatın değişmez kurallarından biridir.” Çırak, ustasının ne demek istediğini anlamaya çalışarak kaşlarını çattı. Usta, bu tereddüdü fark etti ve devam etti:

"Geçen sene bir müşteri, yeni aldığı telefonun şarj kablosu bozulduğu için dükkânımıza geldi. Stokta kalmamıştı ama kendi yedeğimi ona verdim. Adam minnetle dükkândan ayrıldı. Aylar sonra, işlerimiz zora girdiğinde, şaşırtıcı bir şekilde o müşteri başka bir iş bağlantısıyla geldi ve bize büyük bir toptan sipariş sağladı. İşte evlat, ihtiyaç görmenin ve yardımın değeri böyle bir şey. Başkalarına iyilik yapıp bunu da unutabilen, hiç beklemediği ve darda olduğu bir zamanda bunun karşılığını görür."

Çırak, ustasının davranışlarını şimdi daha iyi anlamlandırıyordu. Çırağının gözlerinde istediği açlığın oluştuğunu fark eden ustası devam etti. "Hayatta bazen küçük bir jest, görünenden çok daha büyük sonuçlar doğurur. İyilik, insanın ruhunu da ticaretini de besler. Her yardım, bir gün sana bambaşka bir kapıyı aralayabilir. Unutma, güven ve samimiyet insana her zaman iyi gelir.

Ellerini belinin arkasında birleştiren ustası, camdan dışarıya doğru, derin derin bakarak devam etti. "Bak evlat, burası sadece elektronik parçalar satılan bir yer değil. Burası, insanların dertleştiği, ihtiyaçlarını giderdiği bir alan. Bir zamanlar buraya yaşlı bir tamirci gelirdi, kullanılmış telefonları tamir etmek için bizden küçük parçalar alırdı. Bir gün tamirci hastalandı ve işlerini sürdüremez hale geldi. O zaman, bir sabah senin gibi genç birkaç çırağı yanıma alıp onun dükkânına gittik. Elimizden gelen tamirleri yapıp yardım ettik. Adam, bu yardımı unutmadı. İyileştiğinde, büyük bir müşteriyi bize yönlendirdi ve işlerimiz büyümeye devam etti. Yani, senin anlayacağın iyilik bulaşıcı bir şey, zincirleme bir etki oluşturur."

Çırak, ustasının bu örneklerle anlattığı hikâyelerin ardındaki derin anlamı kavramaya başladı. Gözleri parladı; artık dükkânda sadece bir işçi değil, aynı zamanda bir topluluğun parçası olduğunu hissediyordu. Usta, çırağının gözlerindeki bu değişimi fark etti ve hafifçe gülümsedi. "Evlat," dedi, "Her ticarette bir kazanç vardır ama her iyilikte bir dostluk… Biz buna insan biriktirmek diyoruz” diye de ekledi. “Zor zamanlarda senin gerçek sermayen işte onlardır. O yüzden, dükkânın kapısını gelen her müşteriye açık tut ve sadece mal satmaya değil, gönül almaya bak. Unutma, başkalarına yardım ettiğinde, iyiliğin sana beklemediğin bir anda geri dönecektir."

Yıllar geçti ve çırak, artık kendi dükkânını açacak kadar büyüdü. Ancak ustasının öğretileri, kalbinde ve zihninde hep tazeliğini korudu. Her yardım ettiği müşteride, her gösterdiği samimiyette ustasının sesi kulağında yankılanırdı: "Yardım edenin karşılığı mutlaka verilir…" Ustasını saygı ve minnetle anarken, onun bu öğüdünün ne kadar doğru olduğunu kendi yaşamında defalarca gördü. Ticaret sadece alışverişten ibaret değildi; asıl anlamı, insanlara değer vermekte ve onların gerçek ihtiyacını gidermekte gizliydi. 



Yorumlar

  1. "İnsan biriktirme sanatı" bence bu cümle başlı başına bir eğitim konusu. İlişkide Ustalıkta irdelenebilir. Hocamın ağzına sağlık, "insan biriktirmek" kumbara gibi, çok hoş. 🙂

    YanıtlaSil
  2. Ticarette iş görmek güzel ancak insanların isteklerini değil ihtiyaçlarına yardımcı olmak lazım yoksa jest yapalım derken taviz vermeye başlıyor esnaf ve bunu müşteri çok iyi kullanıyor

    YanıtlaSil
  3. Buzdağı’nın görünen kısmı gibi

    YanıtlaSil
  4. Kazanç kaygısı, yerini insana yatırıma bıraktığı an, kazananlardan oluyoruz.

    YanıtlaSil
  5. Çırağın bileğine altın bilezik olmuş ustasının nasihatleri. Çırağa verilebilecek en büyük kazanç kapısı ihtiyaç görme marifeti.

    YanıtlaSil
  6. Ne güzel ustalık yalnız ca bir şeyi tamir etmek değil ihtiyacı olanın ihtiyaçlarını gidermek miş müşterisinin ihtiyaçlarını gidermek çırağını yetiştirmek.

    YanıtlaSil
  7. Ticarette de dostlukta da kazanmanın stratejisi karşımızdakine odaklanmaktır, kendimize değil. Her iyiliğin karşılığı muhakkak iyiliktir ...

    YanıtlaSil
  8. İbrahim Şafak29 Kasım 2024 08:16

    Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı vardır. İyilikler, kalbi dostluklar ömürler boyu unutulmaz.

    YanıtlaSil
  9. İyiliğin karşılığı iyilikten başkası değildir.

    YanıtlaSil
  10. İhtiyaç giderenin ihtiyacı giderilir. İyilik yap denize at kul bilmezse Halık bilir. Bulunduğun yerin hakkını karşılık vermeden beklersen ummadığın bir anda karşılığını fazlasıyla görürsün

    YanıtlaSil
  11. Sen yarıdılış fıtratında iyilik yazılımı var. Bozmazsak yazılım bize doğruyu söyler

    YanıtlaSil
  12. Biz öncelikle karşımızdaki kişinin çıkarına odaklanıp ona fayda verecek davranışlar sergilediğimizde o bize toplamda fayda veriyor. An da yaşamaktan gerçekleri görmekte çok zorlanıyoruz. Bu ticarette böyle olduğu gibi ilişkilerde de böyle

    YanıtlaSil
  13. İnsan kendi ihtiyacını düşünüyorsa karşıdakinin ihtiyacının ne olduğunu bulup ona odaklanmalı

    YanıtlaSil
  14. Kendine faydalı olmak önemli ama başkalarının ihtiyacını karşılayacak şekilde fayda vermek daha kıymetli

    YanıtlaSil
  15. Hüseyin bölükbaşı1 Aralık 2024 23:59

    Bir gün bir alim demişti ki:
    "Bırak insanlarda hakkın kalsın. Her alacağını tahsil etmeye çalışma ki bereketin kaçmasın."
    Yazınız da bana onu hatırlattı,gülümsetti :)

    YanıtlaSil
  16. Bazen böyle güzel esnaflara denk geldiğimizde mutlu oluyoruz demekki onlarında böyle güzel ustaları varmı ve ustanın da söylediği gibi iyilik bulaşmış...

    YanıtlaSil
  17. İhtiyaç görmek için çalışmak, karşındakine "Bu senin ihtiyacını görür" demek ne kadar güzel geliyor insana. İnsanların çoğuna fark attığın için seni değerli yapmaz mı bu?

    YanıtlaSil
  18. Benzer bir deneyim yaşadım. Babamla yemekte sohbet ederken bana: "Oğlum, bak biz şu anda yıllar önce çalıştığımız müşterilerle çalışıyoruz. Artık başka bir şirkette olmamıza rağmen bizimle çalışmak istiyorlar. O yüzden önemli olan insanları kazanmak."

    YanıtlaSil
  19. mesele yaptğın iyiliği unutmaktaymış.. o zaman ihtiyacın olduğunda unutulmayan oluyorsun demek.

    YanıtlaSil
  20. "İnsan biriktirmek" güzel bir cümle. Hayatta edindiğimiz gerçek sermaye...

    YanıtlaSil
  21. Usta olmak o konuda alim olmaktır. Usta olmak iyi çıraklar yetiştirmek demektir. Usta olmak kendine rakip olacak kişileri kendinden daha iyi yetiştirebilecek cesarete sahip olmaktır.

    YanıtlaSil
  22. Müdürler toplantılar x y z kuşakları pazarlama stratejileri.... sadece şuna konsantre olunsa işler nasıl güzelleşicek

    YanıtlaSil
  23. insan cirakliktan kalfaliga, kalfaliktan ustaliga nasil gecer?

    YanıtlaSil
  24. Bencil insan uzun vade de sonuç alamaz, ilişkide ticarette..

    YanıtlaSil
  25. bu tarz değerlerimiz son yıllarda unutulmaya yüz tuttu malesef

    YanıtlaSil
  26. İhtiyaç görenin ihtiyacı görülür bu hayatta... Kaleminize, zihninize sağlık...

    YanıtlaSil
  27. Her yaptığımız işte, destekte, davranışta karşımızdakinin ihtiyacına yönelmemiz gerekiyor demek ki, bu konuya odaklanırsa daha kazançlı olacağız ne dersiniz?

    YanıtlaSil
  28. Tüm hayat gerçek ticaret değeri üzerinden işlem görür. İstesek de istemesek de..

    YanıtlaSil
  29. Bir ustada asıl dikkat edilmesi, bakılması gereken şeyler bunlar.... Ticaretin bilinmeyen sırları...
    Peki insan ustasını seçebilir mi?

    YanıtlaSil
  30. Yani öne kendimizi değil de ihtiyacı olanı aldığımızda bizim de mi ihtiyacımız giderilmiş oluyor?

    YanıtlaSil
  31. "İnsan biriktirmek" harcamaktan daha kolay olmasını anladım...
    Eline sağlık

    YanıtlaSil
  32. Malesef şimdiki esnaflar, eski esnaflar gibi değil. Şimdiki esnafların tek derdi para kazanmak.

    YanıtlaSil
  33. Eskiden iş böyleydi. Amaç para kazanmak değil, çalışmaktı. Para kazanmak ise kaçınılmazdı. Artık tek amaç para kazanmak.

    YanıtlaSil
  34. Ama nasil doğru ustayi bulcaz ki? Yada nerde cirakligimizi baslatacaz? Bunu nasil secmeliyim? Her usta kabul etmez ki.. bunun bir yöntemi var mi acaba?

    YanıtlaSil
  35. İnsan ne biçerse onu topluyor bu hayatta. Damla damla biriken iylikler ve kötülükler karşılıksız kalmıyor

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar