BUGÜN FARKINDA DEĞİLSİN
Bayağı bir acıkmıştı Ömer. Sofrada annesinin yeni yaptığı sıcacık katmerle karşı karşıyaydı. Ama babasına saygısızlık olmasın diye sofraya gelmesini bekliyordu. Küçüklüğünden bu yana ailesiyle yemek yediğinde, babası yemeğe başlamadan başlamazdı. Ancak bu sefer biraz zorlanmıştı. Çünkü bir an önce o katmerle yanındaki petek balı bir araya getirmek istiyordu. Beklenen an gelmişti; babası sofraya doğru geliyordu. Derken Ömer’in telefonuna bir mesaj geldi:
“Kardeşim benim, sağolasın. Çok ihtiyacımı gördün. Ben de elime para geçince bir an önce ödeyeyim dedim.”
Mesaj, geçen ay ehliyet kursu için parası yetmeyen arkadaşı Selim’den gelmişti. Ömer, ona borcunu ödemesi için üç ay süre vermişti. Ama Selim, eline para geçer geçmez yollamıştı. Zaten ikisi kardeş gibiydi. Ömer tam telefonu eline alıp cevap yazacaktı ki annesinden bir uyarı anlamı taşıyan öksürme sesi geldi. Babasının başladığını görünce, o da hemen yemeğe saldırdı.
Ömer, 21 yaşındaydı ve ailesiyle yaşıyordu. Hem okuyordu hem de babasının internet üzerinden yaptığı satışları yönetiyordu. Maaş almıyordu ama sattığı malların kârının yüzde sekseni onundu. Bu da ona iyi bir kazanç sağlıyordu. İstese gezip tozmaya para harcayabilirdi ama daha çok geleceği için biriktiriyor ve fazlasını hayır işlerine harcıyordu. Özellikle de arkadaşlarının bir ihtiyacı varsa hemen yardımcı olmaya çalışıyordu.
Evden çıktığında eşofman üstünü sıcaktır diye almamıştı ama yine annesi haklı çıkmıştı. Annesi, “Hava soğuk oğlum,” diye uyarmıştı, ama Ömer, “Herhalde annem yine abartıyordur,” diye düşünmüştü. Biraz üşüyerek, biraz da katmeri fazla kaçırmanın verdiği aralıklı ufak geğirmelerle otobüse doğru ilerlerken aklına geçen gün motoruyla kaza yapmış olan arkadaşı Kaan geldi.
Kaan, onun liseden arkadaşıydı. Eskiden çok yakınlardı ama liseden sonra pek görüşememiş lerdi. Geçenlerde Ömer, “Ne yapıyorsun, nasılsın?” diye aradığında Kaan’ın durumunu öğrenmişti. O sırada kendisinin de parası olmadığı için destek olamamıştı. Ama şimdi parası vardı. “Acaba destek olsam mı?” diye düşündü. Aklında bir elektrikli scooter vardı, 30.000 liraya almayı planlıyordu. Ama “Scooter’ı başka zaman alırım; en iyisi Kaan’a destek olayım,” diye karar verdi ve Kaan’ı arayıp buluşmak istediğini söyledi.
Birlikte bir çay içtiler ve Ömer, mevzuya girip destek olmak istediğini söyledi. Kaan çok sevindi, çünkü kuryelik yaptığı için motorunu yaptırması lazımdı ama yeterli parası yoktu. Bu destek Kaan için büyük bir iyilik olmuştu.
Ömer, hayır işlemenin verdiği mutlulukla ve scooter’ı alamamanın verdiği hafif buruk sevinçle evine dönerken kapıda bir motor gördü. Bu motoru daha önce görmemişti. Eski model bir Vespa’ydı ama yepyeni gibiydi ve kendi evinin önüne park edilmişti.
“Kim geldi acaba?” diye düşünürken kapıyı annesi açtı: “Sürpriiiiiiz!” dedi ve motoru gösterdi.
Ömer inanamıyordu, çünkü hiç beklemediği bir şeydi. Annesi, motorun güzelliğine sevinirken bir yandan da tatlı bir kızgınlıkla babasını işaret etti: “Git bir teşekkür et,” dedi.
Ömer, babasına teşekkür etti ve hemen ehliyet kursu fiyatlarına baktı. Çünkü henüz motor ehliyeti yoktu. Mutluluk ve şaşkınlık içerisindeyken Selim’i arayıp durumu anlattı. Selim de kendi ehliyet aldığı kursu önerdi ve tanıdık sayesinde 2.000 lira indirimli olarak ehliyete yazıldı.
Geriye dönüp baktığında, kendisine yapılan bu ikramın nedenini anlayabiliyordu. Kendisi ikram yapmayı seviyordu ama ikram yapma sünneti daha geniş olan BİRİ vardı. Ve sanırım O’nun razı olacağı bazı şeyler yaptığı için bu şekilde ikramlanmıştı.
Tabii bu, yaptığımız her iyiliği karşılığında kapımızda bir Vespa göreceğimiz anlamına gelmiyor. Ya da yaptığımız iyiliklerin karşılığını hemen aldığımız anlamına da gelmemeli. Ama şu bir gerçek ki, başkasının hayatına bırakılan her iyilik tohumu, zamanı geldiğinde yeşerir ve kendi hayatımıza beklemediğiniz bir anda bize gölgelik olarak döner.
Bugün farkında olmayabiliriz, ama bir gün geriye dönüp baktığımızda şunu fark edebiliriz, “Ne zaman bir kalbi ferahlatırsak, ne zaman bir yaraya merhem olsak, hayat bize bambaşka yollarla karşılık verir. Çünkü iyilik hiçbir zaman boşa gitmez; o daima iz bırakır, tıpkı suya atılan bir taşın oluşturduğu dalgalar gibi…Ne zaman bir başkasının bir problemini çözdüğümüzde, ihtiyacı olanın ihtiyacını giderdiğimizde bizim de problemimizi çözen ihtiyacımızı gideren bir düzen var. Ve o düzene sadık kalan BİRİ var.”
Belki bugün bize “neden?” diye sorduran olaylar, yarın “iyi ki” dedirtecek anılarımız olacaktır. Unutmayın, hayat iyiliği unutmayanlara her zaman bir şekilde gülümser.

Başkasının yükünü hafifleten kendi yolunu aydınlatırmış..
YanıtlaSilGüzel yazı olmuş tebriklerde…Bizim attığımız daşlardan geriye dönen yok, karşılığı görmek için gözlük derecemizi mi artırsak…Yazı pozitifde hayat öyle değil;) Göz kırpma işaretim yok, idare et:)
YanıtlaSilBugün yaşadıklarımız dün oluşturduğumuz sebeplerle alakalı olduğu gibi, yarın yaşayacaklarımız da bugün yaptıklarımızın sonucu olacak. Allah, bunun bilincinde olarak bir hayat yaşamayı nasip etsin.
YanıtlaSilİyilik gerçekten bir tohum gibi; ekildiğinde, hayatın her alanında filizlenebiliyor ve hiç beklenmedik olumlu sonuçlar gerçekleşebiliyor.
YanıtlaSilİyilik yap denize at demişler...
YanıtlaSilBaşkasını düşünebilmek kendi isteklerin varken üst level bir yaklaşım...
İnsanlar bunu anlamadığı için birbirlerine yardım etmiyorlar ama yaptığımız hiç bir şey boşa gitmiyor :)
YanıtlaSilYazınız şu sözü hatırlattı bana.
YanıtlaSilVer ki veremediğini gör...
Ozamaan hemen ihtiyaç görmeye başlayalım..
YanıtlaSilEvet hayat gerçekten ihtiyaç görme üzerine kurulu. Bunu etrafına baktığımızda çok rahat görebiliyorum....
Ömer ne güzel adamsın be :) :) olayı anlamışsın...
YanıtlaSilAbi vespaya şu günlerde para yetmez söylim :d
YanıtlaSilAkışında iyilik yapınca, o iyilik dönüp dolaşıp seni buluyor..
YanıtlaSilKaranlıkta karıncanın rızkını veren biri; hak ettiğinde elbet seninde verir…
YanıtlaSilİçimiz sıcacık oldu :)
YanıtlaSilStrateji belli iyilik yap ve unut. Unutulanı unutmayan bir sistem var. Öyle bir sistem ki en doğru zaman ve yerde çok farklı bir hesapla karşılık veriyor. O zaman ihtiyaç gör, fayda sağla, iyiliğe devam et ve unut. Unut ki unutulmadığını gör.
YanıtlaSilBeklentiye girmeden yapılan iyiylikşerin karşılığı mutlaka gelecektir, yeterki samimi ve beklentisiz olalım. Sistemi dizayn eden hak ettiğimizi bize verecektir.
YanıtlaSilSen başkaları için bir iyiylik edersin kendine binden fazla iyilik edilir fark etmezsin
YanıtlaSilBu yazı bana ihtiyaç gidermenin merhametle olan ilişkisini derinden düşündürdü. Aslında ihtiyaç gideren kişi o konuda ihtiyacı giderilenden güçlü. İhtiyacı giderilen muhtaç, ihtiyaç gideren ise güç sahibi. Güç merhamete dönüştürüldüğünde bir anlam kazanıyor. O zaman karşıda, ihtiyacı giderilende teması yüksek oluyor
YanıtlaSilIyilik kazanir denilir ya iste tam bu iyilik yap gercekten icinden yap, kesinlikle bu öyküdeki gibi sanada iyilik yapanlar olacaktir istersende istemesende.. dimi?
YanıtlaSilEtme bulma dünyası
YanıtlaSilİhtiyaç görenin ihtiyacı görülür ama hiç beklemediği yerden ;)
YanıtlaSilKüçük yaşta hayatın içinde olmak babaya yardım arkadaş ların yanında olmak ihtiyaç görmek insanı keyifli hale getiriyor
YanıtlaSilVer ki veremediğini gör demişti Birgül biri..
YanıtlaSilİyiliğin karşılığı, iyilikten başka ne olabilirdi ki...
YanıtlaSilKim kendinden önce başkasının hayatına dokunursa onun da problemleri beklemediği şekilde çözülüyor bu hayatta. Çünkü bizim gerçekten çözümümüz başka kişilere davranışlarımızın içine gizlenmiş sanki. Beklediğimiz yerden olmasada mutlaka bir yerden gelip ihtiyacımız karşılanabiliyor sadece zamanını bilemiyoruz.
YanıtlaSilİhtiyaç karşıladıkça kendi ihtiyaçlarınında karşılacağını bilmek ne kadar konforlu.
YanıtlaSilİyiki iyilik var insanın mutlu olmasını sağlayan şey herkez yaptığı iyiliğin karşılığını alıyor aslında hayattan ama malesef günümüzde iyiliği daha çok enayilik gözüyle bakılan bir zaman dilimindeyiz malesef
YanıtlaSilBiz önce karşımızdakini düşündüğümüzde, başka bir yerden de bizi düşünene vesile olunuyor. Ne kadar güzel değil mi?
YanıtlaSilSiz birilerinin ihtiyacını gördüğünüzde ummadığınız bir anda en sıkıştığınız bir anda bir bakmışsınız ihtiyacınız giderilmiştir. Aslında bunun sebebi geçmişte yaptığımız iyiliklerden dolayıdır.
YanıtlaSilKendi ihtiyacınızı gidermenin sırrı başkasının ihtiyacını görmekten geçiyor. Garip bir sır
YanıtlaSilBu hayatta yapılan iyilikler nokta kadar bile olsa yapana geri döner mutlaka.
YanıtlaSilİyilik yapmanın ve başkalarına destek olmanın, hayatın beklenmedik güzellikleriyle karşılık bulduğunu gösteren güzel bir hikaye.
YanıtlaSilHiç beklemediğimiz anda açılan kapılar olur bazen nasıl oluyor da açılır o kapılar mesela?
YanıtlaSilİnsanoğlu çok unutan bir canlı, o ikramı geniş olan BİRİ'ni hayatımızda unutmamak dileğiyle... Emeğinize sağlık...
YanıtlaSilBu durum yaşadığımızda gerçekten çok güzel bi şey ama insanlar niye iyilik yapmaktan çekinir oldular?
YanıtlaSilKarşılığını senin en hayrına olacak şekilde aldığın bir düzenin içindesin. Bu düzeni yaratan seni unutur mu? Rahat ol ve vermeye devam et...
YanıtlaSilHarika emeğinize yüreginize sağlık
YanıtlaSilKaan yakında Ömer'e düşman olur, ana avrat küfreder, Ömer hatalı davranmış, yardım etmemesi lazımdı.
YanıtlaSilBir arkadaşına yardım edersen, bir süre sonra sana düşman olur, burada sistem ters işler, seni gördüğü zaman ihtiyaç halindeki zayıf dönemini hatırlar ve seni görmek istemez, görünce yolunu değiştirir, sevmez seni, nefret eder. Sonuç : Yardım etme, ölmez nasıl olsa, bi şekilde toparlar kendisi.
YanıtlaSilBir düşünürün de dediği gibi, "İnsan, jest yapılmaya uygun bir canlı değildir.". yapma jest, kendi kendine iyileşir o, vallaha düşman edersin kendine, karışmam bak.
YanıtlaSilAh Ömer'im ah benim pambık kalpli çömez evladım, Kaan'ı kaybettin şimdi, Kaan artık sana düşman, o parayı vermeyeydin iyiydi. Neyse kendine yeni arkadaşlar bul, çünkü Kaan yakında sana küsecek ve senden uzaklaşacak, tüh!!!
YanıtlaSilSarp yokuş. Kendi ihtiyacın varken başkasının ihtiyacini gidermek. Kendin aç kalıp başkasını duyurabilmek. Akşam eve yorgun gelip yinede gülümseyebilmek. Bunu yapabildiğinde insan neleri kazanacağını bir düşünse, o sarp yokuştan inmek istemez.
YanıtlaSil