KAZAN KAZAN
Sabah kalkıp yine dükkanını açmıştı Ahmet Usta. Dükkan buz gibiydi; hemen sobayı yakması gerektiğini fark etti ve odunları kırdıktan sonra biraz da kömür koyarak sobasını yaktı. Dükkan sıcacık olmuştu. Odunlar çıtır çıtır yanıyordu. Biraz ısındıktan sonra artık çalışmaya hazırdı. Ahmet Usta, sanayide dükkanı olan bir emekçiydi. Yıllardır yanında çalıştığı ustasından ayrılıp kendi işini kurmuştu. Dükkanı henüz bir yaşındaydı ve ayakta durmaya çalışıyordu. Ustasının da yetiştirdiği gibi iş yapıyor ve marifetiyle işini üst düzey bir kalitede yapıyordu. Ancak ters giden bazı şeyler vardı. Bunlardan biri, yanında kimsenin çalışmak istememesiydi. Eleman yetiştirmekte sorun yaşıyordu; çünkü gelen elemanlar, bir iki ay çalıştıktan sonra ayrılmak istiyorlardı. Ahmet Usta, gelen elemanların neden ayrıldığını bir türlü anlayamıyordu. Ayrıca, aradığı müşteri potansiyeline de bir türlü ulaşamamıştı. Gerçekten de çok marifetli ve yetenekliydi ancak neyin ters gittiğini anlayamıyordu.
Ahmet Usta gelen müşterilerin az olmasından dolayı müşterilere biraz yüksek fiyat çıkarıyordu. Toplamda o müşteriyi kazanmak yerine, o anda ne kadar fazla kazanırsam benim için kârdır gözüyle bakıyordu. Ustalığı çok iyi olmasına rağmen bu tutumlarından dolayı müşterileri azalmaya başlamıştı, artık para kazanamadığı bir seviyeye gelmişti ve bir süre sonra da o beklenen son gelmişti; Ahmet Usta dükkanını kapatmak zorunda kaldı ve iflas etti.
Sonrasında hemen başka bir ustanın yanında iş buldu. Yeni ustası yaşlı ve yumuşak karakterli biriydi, Ahmet Usta’yla da çok iyi anlaşmışlardı. Çünkü Ahmet Usta gerçekten işinde usta olan ve çok marifetli olan biriydi, bu yüzden herkes onunla çalışmak isterdi ama kendisi bu marifetinin kendi işini yaparken de yeteceğini zannetmişti, galiba yanıldığı bazı şeyler vardı. Gözlem yapmaya karar verdi ve yeni çalıştığı ustasının müşterilere yaklaşımını incelemeye başladı. Onun neyi doğru yapıp kendisinin neyi yanlış yaptığını bulmak istiyordu. Geçmişte, yıllardır yanında çalıştığı ustasıyla yaşadıkları da aklına geliyordu. Kendisini de çok sorguluyordu bu anlamda.
Şu anda yanında çalıştığı dükkan sahibi, gelen müşterileri elinde tutmak için, yani onların ihtiyacını gidermek için elinden gelen her şeyi yapıyordu. Sanki kendisinden çok onları düşünüyormuş gibi hareket ediyordu. Bazı basit işlerde müşterilerinden ücret almadan onların tamirini yapıyor, bazı müşterilerine yemek ısmarlıyordu. Bazı müşterilerine ise başka yerlerde kendisinden daha iyi tamir yaptırabileceklerini anlatıyordu. Çok dürüsttü ve yaptığı tamirlerin tam ücretini istiyordu, fazlasında hiçbir zaman gözü yoktu. Ahmet baktığında, ustasının gelen müşterilerden çok fazla para kazanmamasına rağmen müşterisinin hiç eksik olmadığını, kapının önünde kuyruklar olduğunu gördü.
Bunun sebebinin, müşterilerin çıkarını kendi çıkarından üstte tuttuğundan kaynaklandığını anlamıştı. Yani aslında ustası, o anda kurnazlık yapıp fazla para kazanmak yerine az kazanıyordu; ve insanların ihtiyacına odaklanarak hareket ediyordu. Ustasını izledikçe kendisi çok iyi bir motor ustası olmasına rağmen dükkanının neden iflas ettiğini fark etti. Yanında yetiştiği ustasının da hemen hemen aynı sebeplerle ve davranışlarla başarılı olduğunu hatırladı.
Çünkü biz hayatımızda her zaman önce kendimizi düşünürüz; sonra karşımızdakini. Aslında kendimizi düşünmenin en güzel ve doğru yolu, önce karşımızdaki kişiyi düşünmektir. Karşımızdaki kişinin ihtiyacını giderdiğimizde, o kişi bizden vazgeçemez hale gelir; çünkü onun ihtiyacını bizim gibi giderecek başka bir kimse olmadığını anlar ve biz onun tamircisi olmaya başlarız. “Bizim Ahmet Usta” diye bahsederler ve kendi yakınlarına bir tamirci önereceklerse de bizi önerirler. Bizden çok az olduğu için kıymetli hale geliriz. Ve muhtemelen o kişi çok uzak olmayan başka bir şehre taşınsa bile bizden vazgeçmeyip yine aracını bizim yanımızda tamir ettirir.
O yüzden insan ilişkilerinde de güçlü olup aranan kişi olmak istiyorsak, ilişki kurduğumuz insanların çıkarlarını düşünerek hareket etmeliyiz. Bu, evliliğimizde, çocuk yetiştirmemizde, arkadaş ilişkilerimizde ve diğer ilişkilerimizde de böyledir. Yani kısacası kendi ihtiyaçlarımızı gidermek ve kendimizi düşünmek mi istiyoruz?
O zaman iş önce başkalarını düşünmekten geçiyor.

İnsan yaptığı kurnazlıklarla başta kazanıyor gibi gözüksede başkalarının çıkarlarını gözetmiyorsa varlığı çok uzun süreli değildir. Ticarette insanların bize gelmesinin sebebi onların ihtiyaçlarını en iyi şekilde gidermemiz de yatar.
YanıtlaSiltoplamda kazanan insan anda kaybediyor gibi görünebiliyor fakat kaybediyor mu gerçekten?
YanıtlaSilTicaretin en büyük şifresini anlatmışsınız bu yazıda. Müşterinin htiyacına odaklı bir ticaret her zaman kazanır. Emeğinize sağlık...
YanıtlaSilİhtiyaç görenin de ihtiyacı gidiyo.. dengeler dengeler ..
YanıtlaSilTüm insanların böyle olduğunu bi hayal etsene, dünya ne kadar da güzel ve yaşanılabilir bir yer olurdu ..
YanıtlaSilİslam'ın özü budur
Silihtiyaç karşılarken ihtiyacının karşılacağını bilerek yapmak. Aslında her insan kendi yaptığının karşılığını alıyor ve buna şahit ediliyor.
YanıtlaSilAnlık kazanç hiçi işe yaramıyor. Öyle değil mi?
YanıtlaSilihtiyaç gören usta ne kadar çok ihtiyacımız bizimde dahil olduğumuz topluma baktığımda herkes kurnazlık peşinde...
YanıtlaSilBen demeden önce karşımdaki kişinin de kazanacağı bir ilişki kurduğumda o zaman daha sağlıklı ve uzun süren bir ilişkimiz oluyor. Toplamda faydama olması için de anlık yüksek kazançlardan uzak durmam gerekiyor ki ileride sıkıntı yaşamayalım.
YanıtlaSilSencil olmak lazım bu hayatta, Bencil insanlar ilişki kuramıyor. Öyküde güzel işlenmiş.
YanıtlaSilKARŞIMIZDAKİ İNSANLARIN İHTİYACINI GÖREBİLMEK NE KADAR ÖNEMLİ
SilEvet herkes kendi çıkarını düşünür. Aslında Akıllı esnaf, tüccar kendinden önce müşterisinin çıkarını düşünür. O'zamanda aslında kendi çıkarını düşünmüş olur...
YanıtlaSilBaşarıya giden yolda para kazanmanın ötesinde, insan ilişkilerinin gücünü gösteren çarpıcı bir örnek.
YanıtlaSilKendi çıkarını gözetmek tamamen yanlış değildir; ancak başkalarını göz ardı etmek, yalnızlığa ve başarısızlığa davetiye çıkarır. Sadece kendi çıkarlarını düşünen bir insanın en büyük hatası, kısa vadeli kazançlar uğruna uzun vadeli ilişkileri, güveni ve itibarını feda etmesidir.
YanıtlaSilİtibar, bir kez zarar gördüğünde yeniden inşa edilmesi çok zordur.
Buradan tüm esnaflara duyurulur. Ticarette hem maddi hem de manevi olarak nasıl kazançlı olurumu cahile anlatır gibi anlatmışlar :) Allah razı olsun çok yardımcı oldunuz.
YanıtlaSilKendimden önce başkasını düşünmek...Herkes böyle düşünse dünya nasıl bir yer olurdu?
YanıtlaSilKendimde bi istek olmadığı bi dünya düşünemiyorum. Başkasını düşündüğümde bile ilerde bana fayda sağlayacak olanı düşünüyorum ne kadar zalimiz
SilBizler de zaten ihtiyacımızın görüldüğü yerlerle ilişkilerimizi sürdürmeye gayret ediyor, onları kaybetmek istemiyoruz. İnsan kendi lehine olan insanları sevmek zorunda kalıyor.
YanıtlaSilEvet kendi iyiliğimiz için başkalarının da iyiliğini düşünmeliyiz
YanıtlaSilİnsanlar olarak gitgide daha çok kendimizi düşünmeye başladık. Ahmet Usta'nın önce karşısındakini düşünen ustası gibi olmak örnek almak daha mantıklı sanki ne dersiniz?
YanıtlaSilİnsan bu zamanda ihtiyaç gören insan bulunca kapısında kuyruk olsada bekler nede olsa böylesi çok az bulunuyor.
YanıtlaSilİnsan anda biraz daha yüksek kazanmak istiyor ama aslında toplamda kaybetmiş oluyor...
YanıtlaSilKüçük hesaplar yapmaktan büyük meseleleri kaçırıyor insan
YanıtlaSilTicaret için müşteri nasıl kazanılır yolu gösterilmiş. Bütün ilişkilerde önce ihtiyaç gören olmalı karşıdakinin lehine düşünmeli.
YanıtlaSilmüşterisinin veya yetiştirdiği kişininlehine olan bir usta, insanları sömürmeyen, bilgisizlik veya muhtaçlıklarını kendi lehine kullanıp onları kazıklamayan, sözünde durup zarar vermeyenler mutlaka kazanır
YanıtlaSilİnsanın anda kendinden feda edebilip başkasına fayda sağlamayı düşünmesi toplamda nasılda kendisine kazandırıyor.
YanıtlaSilInsan anda kazaniyorum sanarken toplamdaki kaybini dusunse keske
YanıtlaSilgerçekten kar etmek isteyen kişi karından feda etmesi gerekir...
YanıtlaSilGerçek kazancın ve yatırımın marifet yeteneği olmayan para mal ve her türlü tema değilde, insan ve ona bağlı her şeyle olan ilişki süreçleriyle ilgili olduğunu anlatan güzel bir yazı olmuş . Hocamın kalemine sağlık...
YanıtlaSilÇok garip ne kadar az dış dünyadan beklenti sadece ihtiyacına yönelik normal insan kıvamında endişede olmak ama yine de karşıdakinin çıkarını düşünmek için çaba göstermek..sonra sen hiç hesaplamasan da..senin kesenin dolması ve ne çok zengin ne çok fakir olman ama sana ulaşandan tatmin olman, huzurlu olman.. ahlak , otorite kavramlarının gerçek manası ve ihtiyaç karşılama arasındaki ilişkiye dair güzel bir yazı..
YanıtlaSilİhtiyaç gör ki ihtiyacın görülsün...
YanıtlaSilHizmet verdiğin işlerde müşteri aldığı hizmet iyiyi olanı ve uygun olanı satın almak ister burad sende denge yoksa o işyeri hiç rayına oturmaz
YanıtlaSilİnsan bazen kazanır gibi gözükürken , kaybeden olabiliyor
YanıtlaSilChatGbt?
YanıtlaSilAhmet ustanın dükkanı kapatıktan sonra yanında çalıştığı ustanın adresini bilen var mı :) Bizde arabayı oraya götürelim ... :)
YanıtlaSilMesele neymiş ustanın işine odaklanması işini iyi yapması deyil aynı zamanda uygun yapması gerekitormuş güzel olması yeterli deyilmiş kişi kendi lehine oşmesı aslında karşısındakinin faydasına ulaşmasından geçiyormuş
YanıtlaSilİnsan hep kendi lehine olup kazanacağını zannediyor ama asıl kazanç karşıdaki kişinin lehine olmaktır…
YanıtlaSilHırslı olursak aslında kötülüğü kendimize yaparız.
YanıtlaSilAnlık kazançları okadar keyifli görüyoruz ki bizi hemen içine çekiyor. Sonrasında elimizde sürdürülebilir bir kazanç başarı kalmıyor. İhtiyacı görüp karşı tarafın kazancına odaklanmalıyız.
YanıtlaSilaz kazanç yerine toplamda ne kazanacağımızı düşünüp tepkiler vermemiz gerekiyor
YanıtlaSilBir işte iyi olmanız yeterli olmaz aynı zamanda iletişim ve ilişkilerinizde iyi olmalıdır. insanlara her anlamda fayda sağlamalısınız.
YanıtlaSilİhtiyaç görenin, ihtiyacı görülür...
YanıtlaSilMalesef insanlar kazandırmadan kazanmamın derdine düştükleri için nerede hata yaptıkları nı göremiyor
YanıtlaSilİnsanlık olarak ahmet ustadan çıkarmamız gereken büyük bir ders var her insanın hayatında olan ama aslında fark etmediği bir sorun önemli olanı anda kazanamak değil toplamda kazanamak
YanıtlaSilAslında insanoğlu” hep ben” cidir. İşte bu yapı yüzünden kaybeder. Bu güzel yazı da anlatıldığı üzere başkasının çıkarını düşünmeden kendine fayda sağlamak olmaz. İnsanoğlu birşeyleri başarmak istiyorsa önce karşısındaki kişinin çıkarını gözetmelidir.
YanıtlaSilİşte zamanın esnafları.. aslında müşterisi de pek hayırlı değil de gerçi.. yine de ümitli olmamız lazım tabi ama zor..
YanıtlaSilİşte zamanın esnafları.. aslında müşterisi de pek hayırlı değil de gerçi.. yine de ümitli olmamız lazım tabi ama zor..
YanıtlaSilİşte zamanın esnafları.. aslında müşterisi de pek hayırlı değil de gerçi.. yine de ümitli olmamız lazım tabi ama zor..
YanıtlaSilİşte zamanın esnafları.. aslında müşterisi de pek hayırlı değil de gerçi.. yine de ümitli olmamız lazım tabi ama zor..
YanıtlaSilNasıl ki çocuk annesine muhtaç ticarettede biz karşıdakine, ama önce onun ihtiyaçlarını karşılayacağız
YanıtlaSilİnsanlar düşünüp yanlışı nerede yaptığını bilirse ve ona göre davranış değişikliği oluşturursa ona oradan çıkış hakkı var
YanıtlaSilKarşıdakini düşünmek tüm ilişkilerdeki sürekliliği sağlayan bir anahtar olduğunu anlatan güzel bir yazı:)
YanıtlaSilHer kazanç kazanç değil her kayıpta kayıp değil bunu anlatan çok güzel bir yazı olmuş..
YanıtlaSilHerşeyin başı niyettir. İyi niyetiyle iş yapan esnaf kazanıyor. Sadece esnaf değil, iyi niyetle iş yapan herkes kazanır.
YanıtlaSilKendi ihtiyaçlarımızı gidermenin gizli bir sırrı var ; başkalarının ihtiyacını gidermek
YanıtlaSilİşte az kazanç ile iş yapan firmalar daha fazla iş yapıp daha çok para kazanırlar
YanıtlaSilBugününki taksicilere bakalim… kisa mesafe almiyorlar resmen.. hep uzun mesafe ve cok paraya bakiyorlar… ama su gercek ki kisa mesafe giden daha cok müsteri aliyor ve daha cok kazaniyor isin sonunda.. hep bütüne bakiyorlar ama asil mesele azi kücümsememek. Ihtiyac ne olabilir..
YanıtlaSilHerkesin kendini düşünüp kaybettiği dünyada başkasını düşünebilmek
YanıtlaSilKendini düşünen insanın işi gücü ras gitmiyor. Bencil bir yere varamiyor . Ne uzuyor ne kısalıyor . Ama karsisindaki insanın ihtiyacını gideren insan kolaya kolay vazgecilmiyor. İnsan kendi lehine olanı tercih ediyor.
YanıtlaSil