İKRAMIN İKRAMI

 


   Murat için çok zor bir karardı. Gözü gibi baktığı, kendinden bir parça saydığı, her gün sohbet edip damat diye sevdiği, lacivert 2015 model station wagon  arabasını satılığa çıkarmıştı. Bu araba aralarındaki iletişimi çok çabuk ilişkiye çevirmişti. Oysaki o ilk karşılaşma çok sade  ve sessizdi. Durup sadece birbirlerini süzmüşlerdi. Güçlü, diri ve dinamik görüntüsüyle çok albenili ve heybetli görünüyordu. Beğenerek alıp, özenle kullandığı arabasından artık ayrılma vakti gelmişti. Bir yandan onu bırakmak istemiyor bir yandan da aracının modelini yükseltme vaktinin geldiğini düşünüyordu.   Nihayetinde internete ilanı verdi. Kısa bir süre sonra ilanıyla ilgili mesajları almaya başladı. Her mesaja özenle cevap veriyordu. Biraz dikkatli  olan herkes bu aracın Murat için sadece bir araba olmadığını rahatlıkla anlayabilirdi. 


   Hüseyin Bey'den de bir mesaj almıştı. Gayet içten bir şekilde aracı çok beğendiğini ama ilanda yazılı olan fiyat kadar parasının olmadığını belirtmişti. Satacak bir şeyi de yoktu fakat zaman verirse bir miktar borç bulabileceğini de yazmıştı. Hüseyin Bey’in niyeti, aracı köyde kullanmak, bahçesinde yetiştirdiği ürünleri yükleyip, pazara götürebilmekti. Araç station wagon olduğundan yük kapasitesi onun için gayet yeterliydi. Hüseyin Bey’in tüm geçimi tarımdı ve gerçekten çok zorlu bir süreç sonrası kâr edebiliyordu. Onun için bu araç gayet uygundu. Hem de neredeyse parasına da denkti.


   Hüseyin Bey'in samimiyeti Murat’ı memnun etmiş ve kendinde bir güven duygusu oluşturmuştu.  Aracı görmesi için bir randevu verdi. “Yarın, öğleden sonra saat 3'te, şu konumda buluşalım” diye mesaj attı.


   Hüseyin Bey ertesi gün, randevu saatinden önce geldi ve heyecanla Murat'ı beklemeye başladı. Murat da tam vaktinde geldi ve konumdaki sokağa aracını park etti. Kısa bir tanışma ve sohbetin ardından Hüseyin Bey aracı incelemeye başladı. Aslında fotoğraflarda görünce aracı zaten çok beğenmişti. Aracın ne bir kazası ne de bir değişeni vardı. Sadece bagaj kapağında 1 karış boya vardı ve kilometre de yaşına göre düşüktü. Aracı ve motorunu biraz daha inceledikten sonra bir kez daha çok beğendiğini, kısmetse almak istediğini söyledi ve ekledi. Aslında parası tam olarak yetmediği için arkadaşından biraz borç aldığını borcunu öderken zorlanacağını da ilave etti. Fakat  bu aracı çok beğendiğini, görür görmez “tamam işte budur” dediğini ve hemen kendisini aradığını söyledi. 



   Murat, Hüseyin Bey'in bu samimi, sıcak yaklaşımından etkilenmişti, artık damadına güvenli bir yer bulduğunu düşündü ve o kendine has tebessümüyle baktı. Hüseyin Bey’in borç yükünü hafifletmek istedi. Ne de olsa hem güvenmişti hem de ısınmıştı adama. Bir miktar indirim daha yaparak onu oldukça mutlu etti. Hüseyin Bey bu sayede borcunu daha çabuk ödeyecekti. Noterde birkaç saat içinde satış işlemlerini hallettiler. Daha sonra Murat jest olarak aracın deposunu doldurdu ve yola çıkmadan önce Hüseyin Bey’le beraber yemek yediler..


   “İlk defa böyle bir araç satışı gördüm” dedi şaşkınlıkla Hüseyin Bey. “Ne kadar teşekkür etsem az, Allah da sizin işlerinizi kolaylaştırsın” diye de dua etti. Murat’ın çok sevdiği arabası artık yeni sahibine gitmişti ama içi huzurluydu. 


   Murat da ertesi gün, galeriden ayırttırdığı yeni aracını almaya gitti. Daha önceden karar verdiği için satış işlemleri de hızlı oldu ve sıfır aracına kavuştu. Kış geliyordu ve aracına kış lastikleri almak için lastikçiye telefon ettiği sırada aracı satan bayi, araca ait 4 adet yeni kış lastiklerinin depoda olduğunu söyledi. “Size söylemeyi unuttuk kış lastiklerini size ücretsiz vereceğiz” dedi. Murat hem çok mutlu oldu hem de çok şaşırdı. “Bu kadar mı çabuk” diye gene içinden geçirdi ve o kendine has tebessümü yüzünde beliriverdi. Kendi içinde bir mahcubiyet yaşar gibiydi. Dün kendisi başkasına ikram ederken bugün de bir başkası kendisine ikramda bulunuyordu. 


   

   İnsanın ihtiyaçlarının ne kadar çeşitli olduğunu bir kere daha görebilmişti Murat. İhtiyaçlarının görülmesinin de gene başkalarının ihtiyaçlarında saklandığını anladı. Bununla beraber bağlantıları çok daha net görebiliyordu. Aslında ilişki dediğin şeyin  ihtiyaçları fark edip onları görebilmek olduğunu da çözmüştü. Bu yüzden iletişime geçip ilişki kuruyordu insan. Bu yüzden anlaşmaya çalışıyor, uyumlanmaya gayret ediyor ve bu süreçte marifetlenebiliyordu. Düğümler birer birer çözülüyordu zihninde ve ip kukaya düzenli bir şekilde sarılıyordu yeniden.

   

   “Bende ne yoksa illaki o bir başkasında var ve yine illaki bende de birilerinde olmayan kıymetli bir şeyler var” diye düşünmeye devam etti. Kukadaki yumak yavaaaşş yavaş büyüyordu ve bu durum Murat’ı çok mutlu ediyordu.




Yorumlar

  1. Görünmeyen bir el sanki adaleti sağlıyor. İnsan yaptığı her iyiliği eninde sonunda fazlasıyla geri alıyor. Cömertlik yapan cömetlik buluyor.

    YanıtlaSil
  2. Gerçekten bereketli ve güzel bir satış olmuş. Ticaret şu şekilde yapılsa insanlara teması da çok farklı olacaktır. Başkasının lehine olanın Rabbi de lehine olur...

    YanıtlaSil
  3. Bumerang gibi :) verdiğini zannediyor insan ama geri almadan gidemiyor bu hayattan .

    YanıtlaSil
  4. Bu zamanda bir çok insan, ikramlamanın ne kadar bereketli olduğunu bilmiyor. Ya da unuttular. İkramı bol olanlardan oluruz inş'Allah.

    YanıtlaSil
  5. İhtiyaçlarımızı gidermek, bir başkasının ihtiyacına saklanmış. Demekki biz ne kadar çok ihtiyaç giderebilsek başka yerlerdendir bizim ihtiyacımız giderilecek hemde beklemediğimiz şekilde 😀

    YanıtlaSil
  6. İhtiyaç gördükçe insanın da ihtiyacı görülüyor. Gerçekten çok garip...

    YanıtlaSil
  7. Hüseyin bey'e Hayırlı işler diliyorum..
    Murat'ada da yeni arabası hayırlı uğurlu olsun...:)
    Şaka bir yana ,Evet gerçekten hayat öyle değil mi. Ama insan çok az insan bunun farkında çok azımız bunun böyle olduğunu biliyoruz .
    Gerçekten ihtiyaç gören olduğumuzda hayat sonrasında bunu bize veriyor. İhtiyaç görebilen olma ümidiyle ellerinize sağlık...

    YanıtlaSil
  8. Kendi isteklerinden sıyrılıp başkalarının ihtiyacını gören insan olabilmek insanınbaşka bir sürece taşıyor.

    YanıtlaSil
  9. Karşılık beklemeden yapılan ikramlar, hızlı ve tam zamanında ikramlanmamıza yol açıyor. Bu farkındalık insana huzur ve konfor veriyor. Ne güzel ikram anlayabilene...

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yapılan iyiliğin karşılığını iyiliğin asıl sahibine armağan ettiğimizde asıl ikramın tadına varabiliyor insan.

      Sil
  10. Keşke insanoğlu o malı gerçek kişiyiyle ticaret yapsa. Malın gerçek sahibi aynı kişi olduğunu bildiğinde ikramında aynı kişiden geleceğini bilir. Ama hep mal benim ve ben kazanayım.

    YanıtlaSil
  11. İkramı verenin sistemine uygun davranış sergileyen insana her alanda kolaylıklar veriliyor. Mühim olan ikramları veren ile , ikramları takas etmemek. Bu durum zaman içinde tutum haline gelmesini engellekmek.

    YanıtlaSil
  12. Çok Konuşmak iletişim değil iletişim karşıdakinin ihtiyacı ney neye ihtiyacı var karşıdakinin ihtitacını karşılayınca benimde ihtitacım karşılanıyor

    YanıtlaSil
  13. İnsan iyi baktığı arabasından vedalaşmak kolay olmuyor insanın rahatladığ arabanın iyice ihtiyaç sayibine gitmesi bunu anlayınca iletişim de güzel oluyor

    YanıtlaSil
  14. Başkalarının ihyacını gördüğümüzde, Hayat bizimde ihtiyacımızı görenleri karşımıza çıkartıyor gerçekten.

    YanıtlaSil
  15. Yaaaa maaşALLAH çok güzel bi yazı olmuş emeginize sağlık :))

    YanıtlaSil
  16. ver ki veremediğini gör…

    YanıtlaSil
  17. İyilik yapan iyilik bulur sen yeterki birinin ihtiyacını gider hayatta senin ihtiyacını gideriyor çok güzel bir yazı olmuş👍👍

    YanıtlaSil
  18. Biz bir ikram yapılırız bize bin ikram yapılır

    YanıtlaSil
  19. Karşılık beklemeden yapılan iyilikler boşa gitmiyor hayatta. Sadece beklediğimiz an ve beklediğimiz yerden gelmiyor. Kolaylıklar sağladığımızda başkasına bizde problemlerimizi kolaylıkla çözebiliyoruz. Arada ince bir denge var sadece farkedene…

    YanıtlaSil
  20. Aslında ikramlayan kendine ikramlıyor :))

    YanıtlaSil
  21. Dikkatli olun! tamamen gerçeklik içerir...bazen de ikram başına gelebilecek olası belayı kaldırır def eder sen ikramı görebilirsin ama bunu hissedemeye de bilirsin

    YanıtlaSil
  22. Hüseyin Bölükbaşı4 Ocak 2025 13:25

    Murat'ın leveline çıkmayı nasip etsin Allah :)

    YanıtlaSil
  23. Dünya bir ayna gibi. Biz ona elimizi uzattığımızda o da bize elini uzatıyor

    YanıtlaSil
  24. ilişki dediğimiz şey ihtiyaçları fark edip onları görebilmek. İşte o zaman iletişimi ilişkiye çevirebiliyoruz

    YanıtlaSil
  25. Verki veremediği gör. Alki alamadığını gör. Kimin ihtiyacını giderirsek aslında kendi ihtiyacımızı gideriyoruz. İyiliğin karşılığı iyilikten başka birsey değil. Her kim.ne yapıyorsa kendine yapıyor aslında başkasına değil

    YanıtlaSil
  26. İyilik yap iyilik bul
    Kim lazanmış kötülükten.
    Kötünün başına gelmedik olmaz. Kimsenin ettiği kimseye kalmaz,
    🙂
    Bana bu eski çocuk şarkısını hatırlattı hikaye zıddında.😉

    YanıtlaSil
  27. Hayatımızın ana damarlarından bir tanesi iletişim ve onu kaliteli yapınca ilişkilerimiz de kaliteli oluyor.

    YanıtlaSil
  28. Murat bey başka ilanınız var mı? Anladım ki sizden araba alınır... :)

    YanıtlaSil
  29. İnsan yaptığı iyiliğin karşılığını heme görmek istiyor. Doğrusu çok aceleci bu insan.
    Oysaki...
    Ne kadar geç gelse o karşılık o kadar iyi gelecekti..

    YanıtlaSil
  30. İletişim aşamasında doğru kişiyi bulduktan sonra ilişkiye hemen geçmek gerekir ve bu geçisi sağlayacak en iyi köprü ikram...

    YanıtlaSil
  31. İnsanın yaptığı iyilikleri karşılığının bu dünyada olması çok güzel ama bu dünyada olmaması belki daha güzel...

    YanıtlaSil
  32. düşünsene ülkende yaşayan her insanın böyle bir hassasiyete sahip olduğunu. Ne güzel bir hayat olurdu o zaman

    YanıtlaSil
  33. İkramlarken ikramlanmak… :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar