KIRIK AYNALAR VE BAYAT REÇELLER

 

Yeliz ve Neslihan, lise sıralarından beri birbirlerinin aynası olmuşlardı. Yeliz’in enerjisi, Neslihan’ın dinginliğiyle dengelenir, birbirlerini tamamlarlardı. Yeliz, Neslihan’ın sessiz dünyasına renk katarken, Neslihan da Yeliz’in coşkusunu dengeleyerek O’na bir nevi liman olurdu. Zamanla, bu aynalarda bazı çatlaklar oluşmaya başladı. Yeliz, Neslihan’a duyduğu derin sevgiyi gösterme biçiminde, farkında olmadan bazı hatalar yapıyordu.

Yeliz’in annesi de O’nu çok severdi. Ancak bu sevgi, Yeliz’in hayatının her alanına müdahale etme şeklinde kendini gösterirdi. Giydiği kıyafetlerden, okuduğu kitaplara, arkadaş seçimlerinden kariyer planlarına kadar her konuda annesinin bir yorumu, bir önerisi olurdu. Yeliz, annesinin bu “aşırı koruyucu” tavrından bunaldığını, kendi kanatlarıyla uçmak istediğini defalarca dile getirmişti. Ancak annesi, “Seni çok sevdiğim için bunları yapıyorum,” diyerek kendini savunurdu. Yeliz, bu sözleri duydukça hem üzülür hem de öfkelenirdi. Annesinin sevgisinin samimiyetinden şüphe duymuyordu ama bu sevgi biçiminin kendisini nasıl boğduğunu da çok iyi biliyordu.

Tıpkı taze, mis kokulu bir reçelin kahvaltı sofralarının vazgeçilmezi olması gibi, sevgi de taze ve ölçülü olduğunda hayatın en güzel tatlarındandır aslında... Ancak reçeli sürekli karıştırırsanız, şekerlenir, tadı bozulur ve bayatlar. Tıpkı Yeliz’in annesinin sevgisi gibi… İlk başta tatlı gelen bu ilgi, zamanla bayat bir reçel gibi, Yeliz’in boğazında kalmıştı. Aynı hatayı Neslihan’a karşı yapmamaya yemin etmişti ama bazen, farkında olmadan, annesinin izinden gidiyordu.

Neslihan, yeni bir işe başlamıştı. Heyecanlıydı ama aynı zamanda biraz da gergindi. Yeliz, Neslihan’a destek olmak için adeta seferber olmuştu. Her gün birkaç kez arıyor, işlerin nasıl gittiğini soruyor, hatta O’na tavsiyelerde bulunuyordu. “Şöyle yapsan daha iyi olur,”, “Bence bunu denemelisin,” gibi cümleler, Neslihan’ı giderek daha fazla rahatsız etmeye başlamıştı. Çünkü Neslihan, kendisi sormadan yapılan yönlendirmeleri istemiyordu. Yeliz’in iyi niyetinden şüphesi yoktu ama kendi sahnesinde, takıldığı ana kadar performansına müdahale edilmesini istemiyordu.

Bir akşam, Neslihan Yeliz’i aradı. Sesi titriyordu. “Yeliz, biliyorum bana yardımcı olmak istiyorsun ve bunun için minnettarım. Ama ben sormadan sürekli beni yönlendirmen bana o kadar da iyi gelmiyor. Sanki nefes alamıyorum…” dedi.

Yeliz, Neslihan’ın bu sözleri karşısında ne diyeceğini bilemedi. Kalbine bir hançer saplanmış gibi hissetti. Amacının Neslihan’ı üzmek olmadığını, sadece ona destek olmak istediğini kekeleyerek söyledi.

Başından beri iyi niyetle söylenmiş bu sözler, zamanla Neslihan için acı bir baharata dönüşmüştü. Evet… Yemeklere lezzetini veren baharatlardır. Ancak miktarı aşırılaşmış baharat, yemeğin kalitesine destek değil, engel olur…. Tıpkı Neslihan’a verdiği tavsiyeler gibi… 

Neslihan, sakin bir ses tonuyla, “Yeliz, beni düşündüğünden şüphem yok… Ama bu konuda biraz dozunu azaltsan? ” dedi onu üzmek istememenin hassas ses tonuyla… Yeliz, Neslihan’ı dinledikçe, kendi davranışlarının aslında O’na yardımcı olmadığını, aksine O’nu nasıl incittiğini anladı. Gözleri doldu. Annesinin kendisine yaptığı gibi, farkında olmadan Neslihan’a da aynı “iyi niyetli ama yanlış davranışı” yapmıştı.

Zamanla, Yeliz ve Neslihan’ın dostluğu daha da derinleşti. Yeliz, sevginin sadece göstermekle değil, aynı zamanda kıvamla da ilgili olduğunu anlamıştı. Neslihan ise, gerçekçi hislerini açıkça ifade etmenin ve sınırlarını çizmenin ne kadar önemli olduğunu görmüştü. 

Tıpkı fazla karıştırılan reçelin tadının bozulması, fazla baharatın yemeği acılaştırması gibi, fazla jest de ilişkilere zarar verir.  Önemli olan, jesti ölçülü ve doğru zamanda sunmaktır. Her şey kıvamında faydalı ve güzeldir. İlişkilerde dengeyi korumak ve kıvamı bozmamak ilişkiyi uzun ömürlü yapmanın anahtarıdır. O denge oturmadığında ve kıvam bozulduğunda ise ilişkilerin rengi değişmeye başlar. Gökkuşağı grileşir, mizan bozulur… Evet, kırık aynalar tamir edilebilir, bayat reçeller ise yenileriyle değiştirilebilir… Ama zarar gören ilişkilerin onarımı, aynalar ve reçellerden daha çok acıtır…