AH BİR KIVAMI TUTTURSAK
Dışarıdan bakıldığında Selim ile Aysun, birbirine zıt karakterde iki insandı. Selim, disiplinli, titiz ve kuralcıydı. Hayatındaki her şey belli sınırlar içinde olmalıydı. İşine zamanında gider, hijyen ve düzen konusunda hassastı. Saygıya büyük önem verir, kendisine de aynı saygının gösterilmesini beklerdi. Kendi koyduğu kuralların dışına çıkmayı sevmezdi.
Aysun ise tam tersine rahat bir insandı. Hayatı akışına bırakmayı sever, katı kuralların gereksiz olduğunu düşünürdü. Onun için önemli olan mutluluktu. İki çocukları vardı: 14 yaşındaki Betül ve 16 yaşındaki Ahmet. Selim, onları kendi doğrularına göre yetiştirmek istiyor, hatta mesleklerini bile şimdiden belirlemişti. Oysa çocukları, üzerlerindeki bu baskıdan yorulmuş, bir an önce evden uzaklaşmayı hayal eder olmuşlardı.
Selim, yıllardır işlettiği kuruyemiş dükkânında da aynı disiplinle çalışıyordu. İşinde son derece titizdi. Ürünleri tek tek seçer, görmeden asla mal almazdı. Dükkânın hijyenik ve düzenli olması onun için vazgeçilmezdi. Tartıya hassasiyetle dikkat eder, müşterilerin ürünlere dokunmasına izin vermezdi. Çalışanlarından da aynı özeni bekliyor, en ufak hatalarında sert tepki gösteriyordu. Bu yüzden yanında kimse uzun süre çalışamıyor, sürekli eleman değiştiriyordu.
Zamanla farkında olmadan hem işinde hem de ailesinde sorunlar yaşamaya başladı. Kontrol edemediği işler onu huzursuz ediyor, öfkelenmesine neden oluyordu. Oysa biraz esnek olabilse, yanındakilere güvense, işleri çok daha kolay ilerleyecekti.
Başarılı meslektaşlarıyla kendisini kıyasladığında bir şeylerin ters gittiğini hissediyordu. Onlar da aynı işi yapıyordu, hatta Selim kadar titiz bile değillerdi ama bir farkları vardı. Çalışanlarına sorumluluk vermeyi, hata yaptıklarında destek olmayı biliyorlardı. Bu yüzden işlerini büyütüyor, yeni şubeler açabiliyorlardı.
Ailesi de Selim’in katı kurallarına karşı kendilerince bir çözüm geliştirmişti. Babalarıyla tartışmamak için her şeyi ona anlatmamaya başlamışlardı. Böylece daha az sorun yaşıyorlardı. Farkında olmadan Selim’in koyduğu kurallar içinde yaşamayı öğrenmişlerdi.
Aslında Selim en iyi olmak zorunda değildi. Çocukları da her şeyi mükemmel yapmak zorunda değildi. Hayatta her şeyin bir kıvamı vardı ama Selim bu ölçüyü bir türlü tutturamıyordu. Mükemmel olmaya çalışırken hem işini hem de ailesini yıpratıyordu.
Peki, tek hata Selim’in miydi? Aysun’un hiç mi hatası yoktu? Ya Selim’e farkındalık kazandıramayan çevresinin? İnsan bazen yanlış yaptığını fark edemez, doğru bildiği yanlışlara saplanıp kalır. Bazen fark etse bile bunu davranışa dökmekte zorlanır. Oysa sevdiklerimize destek olmak, farkındalık kazandırmak en büyük iyiliklerden biridir.
Peki, insan hayatta doğru kıvamı nasıl yakalar? Eğer aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar bekliyorsak, burada bir hata var demektir. Çok katı olmak da fazla gevşek olmak da zararlıdır. Önemli olan dengeyi bulabilmektir. Gerektiğinde sert, gerektiğinde yumuşak olabilmek… Çünkü doğru sınırlar, gelişime alan açar. Yanlış sınırlar ise insanı potansiyelinden uzaklaştırır.

Dengeye gelemiyen insan potansiyelini keşfetmekten uzaklaşır.
YanıtlaSilHayatın bir ekosistemi var, bir kıvamı var..maximum ve minumumlarda gezinmeyip kıvamında bir hayat yaşamak büyük konfordur anlayana...
YanıtlaSilKıvam bozduğumuzda hayat çekilmez bir hal alıyor. Farkında olmadan bozduğumuz kıvamı düzelttiğimizde dönüşüm başlıyor.
YanıtlaSilAdaletli algılayamadığını adalet ile yönetemez insan... bu yüzden insanların farklı olduğunun bilincine varıp adaletli algı ile bireyleri kalibre edip ona göre strateji üretmeliyiz
YanıtlaSilÇok çok çok doğru bir yazı, çünkü bizler etrafımızı mükemmelleştirmeye çalışırken onların yaşam iradelerini kısıtlamış oluyoruz ve bu da bizim hakkımız değil
YanıtlaSilKendi doğrularımıza sıkı sıkı bağlı olduğumuzda yetkimiz altında olan insanları yıpratabiliyoruz. Bunun yerine herkese fayda verecek bir yöntem bulup yeri geldiğinde kabul edip yeri geldiğinde itiraz edebiliriz.
YanıtlaSilHarika bir yazı
YanıtlaSilYetiştirmenin yanlızca sıkı kurallardan ibaret olmadığını öğretmenin sorumluluk vermenin bu sürecin bir bütün olduğunu hatırlatan güzel bir yazı olmuş. Emeği geçenlere teşekkür ederim.
YanıtlaSilgünümüzde dengeyi bozmak kolay kıvamı yakalamak zor maalesef
YanıtlaSilO terazinin ayarını kaçırınca dengeye gelmemek için elinden geleni yapmış aslında. Çözümü basit olan farkında olmadığımız şeyler , bunların dilini bilirsek herşey daha iyi olabilir aslında
YanıtlaSilBir yerde kıvam var ise bir sürdürebilir bir döngü var, sürekli çözüm hali var. Elbette baskılar içeriden ve dışarıdan olur hayat boyunca. Bu sürecin gereğidir de insan çoğu zaman kabul etmez. Halbuki bu basıklar o döngünün sağlamlaşmasına yarar, farkındalığı arttırır, bilinç açar. Mesele hayatın verdiği baskıdan yada bazen kendi iç baskılarımızdan-bazen hatalarımızdan kaynaklanır- yapılan çıkarımların bizi dünümüze göre daha iyi yapacak sonuçlara götürüp götürmeyeceğidir.
YanıtlaSilHayatta tahtıravalli gibi tıpkı.. denge oyunu
YanıtlaSil"Çok katı olmak da fazla gevşek olmak da zararlıdır. Önemli olan dengeyi bulabilmektir. Gerektiğinde sert, gerektiğinde yumuşak olabilmek" Ne kadar güzel cümleler. Keşke bu kıvamı yakalayabilsek hayatımızın her alanında. Adaletli davranabilsek.
YanıtlaSilOlması gereken, olması gerektiği kadar,
YanıtlaSilOlmaması gereken, olmaması gerektiği kadar...
Kıvamı düşündürttüğün için teşekkürler Deneyimsel Tasarım Öğretisi.
İşler dönüp dolaşıyor dengeye ve kıvama çıkıyor... bu öykülerden ders çıkarıp kendimizde ki sivri olan kısımları törpülememiz gerektiğini anladım... kaleminize sağlık... :)
YanıtlaSilInsan dengeye nasil gelir
YanıtlaSilDenge kıvam ve farkındalık üzerine dikkat çeken güzel bir yazı olmuş. Göremiyor bazen insan, anlayamıyor. Farkında olmadan ihtiyacı olabiliyor daha iyi görene ve bir bilene, farkı fark edecek, farkındalığa sahip bir bilene.
YanıtlaSilYazıdan anladığımız kıvam insanın hayatını yaşanabilir hale getiriyor.
YanıtlaSilİnsanın aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar beklemesi... gerçekten çok doğru bir cümle
YanıtlaSilİnsan bazen esnek olmalı. Sertlik her zaman işe yaramaz. İnsanın çevresindekileri uzaklaştırır. Hep kıvamı ayarlayabilmek önemli olan.
YanıtlaSilKaleminize sağlıkk:)🍁
YanıtlaSilİnsan isteklerine göre bir ekosistem dizayn eder kendine.... Yöntemleri gerçek değildir ama onun gerçeğidir. Oradan çıkmak için yeni bir ekosistem oluşturmak gerekir. Başında acı olan ama sonrasında sürekli hazzı yüksek olan... sakınma da ustalık eğitimlerinde tam da bu ekosistemi nasıl oluşturacağımızın yöntemleri verildi. Aslında işin yasasına uygun davranıldığında her şey daha kolay bir hal alıyor. Sadece nereden başlayacağımızı nasıl yol alacağımızı bilemiyoruz bu süreçte...
YanıtlaSil