İLİŞÇİLERUMUZDA MİKTAR




Mehmet güzel bir güne uyanmıştı. Perdenin arasından yansıyan güneş ışıkları, Rize’de güneş olduğunda bol bol meydana gelen bir şeyi aklına getirdi ve biraz yatakta yuvarlandıktan sonra camın kenarına gidip gökkuşağı var mı diye baktı. Her zamanki gibi yine yerler ıslaktı ve yağmurun üstüne gelen güneş ışığı sayesinde aradığı şey tam karşısındaydı: Gökkuşağı.

Eşi Fadime aşağıda kahvaltıyı hazırlıyordu. Hızlıca "günaydun sevdicayzum" diyerek yanağına bir öpücük kondurdu ve yanından sıvışıp odun kırmak için bahçeye iniverdi. Fadime tüyleri kabaran bir kedi misali tam pençelerini gösteriyordu ki Mehmet çoktan hamle sahasının dışına çıkmıştı bile. Isınmak için gerekli odunları kırdıktan sonra kahvaltıda muhlamayı görünce gözleri parladı Mehmet’in. Onu güzelce gömdükten sonra eşi Fadime’ye yine o kendine has şivesiyle neredeyse iki cümlesinden biri olan “Seni çok seveyrum Fadümem” dedi. Fakat Fadime artık sıkılmıştı, bu çok sevdiği sözcüğü günde yaklaşık 250 kez duymaktan.

“Anlayrum, beni seveysun da artuk yeter, bi daha deme! Üç yüz kez dedun da yeter.”

Mehmet şaşkın şaşkın Fadime’ye bakakaldı.

“Ben saa seni sevduğumu söyleyrum, sen baa deme diyisun, demeyceğum bi daha seveyrum diye.”

“Deme baa sevduğuni, yeter git hadi.”

“Gideyrum, akşam tartışacağiz buni.”

“Git git, yeter hadi.”

“Sevmeyrum artuk seni, naparsan yap.”

“Sevme beni, hadi git de adam işine gücüne! Aaa, çıldırtacağsun beni.”

Neyse, Mehmet bir şekilde evden işine gitmek için canhıraş bir şekilde çıktı. İş dönüşü köy kahvesine uğrayıp biraz arkadaşlarıyla dertleşti.

 

“Ula Dursun, ha bu hatün niye pöyle yapayi? Ben buna sevduğumu söyleyrum, o baa çıkışay, ne yapazacağum ben?”

Tam o sırada olaya kulak misafiri olan Temel de gelip oturdu ve Dursun’dan önce tavsiyelerini anlattı:

“Mehmet, gardaşum, senin yapman gereken bir şey yok, tam tersine, yapayi oldiğun iyiliklerin miktarını ayarla. İlişçilerde miktar çok önemlidir. Sen bir iyiliği abarttuğunda da o, saa olumsuz sonuç verir. Sen eşine güzel konuş ama abartma, bak kari bunalmış.”

Fırsat kollayan Dursun hemen araya girdi:

“Mehmet yapamaz oni, zor celur. Mehmet, gardaşum, sen iyisi o hatüni boşa, sonra yenisini al. Böylece yenisi saa alışağa kadar zaman kazanirsun” deyip gevşek gevşek gülmeye başladı. Duruma biraz canı sıkılsada, Mehmet’le Temel de gülümsedi.

“Ne boşaması la, olir mu oyle şey? Sen biraz çenduni geri bırakacağsun. Hercün pal yese insan pıkmaz mi uşağum?” dedi.

Tabii bunlar işin biraz latife kısmı, yoksa eşler arasında ufak anlaşmazlıklar boşanma sebebi asla değildir. Bir yerlerde yanlış yapıyorsak ve farkına varabildiysek, onu düzeltme gayretinde olmalıyız. Konu ne olursa olsun, iyi ve doğru şeylerde bile miktarı arttırarak aşırılığa vardığımızda, ölçüyü kaçırıp kıvamı bozduğumuzda, beklediğimizin aksine olumsuz sonuçlarla karşılaşabiliyoruz. Sevdiğini devamlı söylemek veya birilerine sürekli miktarı arttırarak yardım etmek, fark etmiyor; miktarını arttırdığımız ve ölçüsünü kaçırdığımız her şeyin etkisi zaman içinde azalıp tesirini kaybediyor. Bu süreç, ilişkiler içinde de geçerli. Az olan kıymetlenirken, lezzetlenip, güzelleşiyor...



Yorumlar

  1. Mehmet fadimenin ismini seni seviyorum yapmış. Fadime her duyduğunda ismini duyuyor gibi hissediyor. Hiç etkilenmiyor. 😀

    YanıtlaSil
  2. İnsan miktar ile kârlı olacağını düşünüyor.
    Miktarı örttürmek yerine içeriğini arttırmak bizi kârlı yapacak.

    YanıtlaSil
  3. Dursun gibi neşeli arkadaşları olmalı insanın :)) temel gibide danışabileceği.. emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  4. Evet insan her zaman bal yese bile bıkıyor, o zaman bir şeyi çok yaparak ya da çok söyleyerek ne yapmış oluyoruz, aynen şifa ve lezzet olan bal gibi ondan bıkıyoruz. O zaman her şey kıvamında güzel...

    YanıtlaSil
  5. Evet dünyanın neresinde olursanız olun en sevdiğin şey çoksa sana sırdan olur

    YanıtlaSil
  6. Temel’e fıkralar dışında da rastlamak güzel oldu, ilişki terapisti mübarek :)

    YanıtlaSil
  7. Keyifli bir yazı olmuş, mizahin yanında ölçü de belli, kaleminize saglik daa;))

    YanıtlaSil
  8. Miktar, kıvam, denge hep önemli olmuştur. Ne yaparsak yapalım burada miktarı kaçırdığımızda anlık iyi gibi gelsede toplamda istediğimiz gibi sonuçlanmıyor işler.

    YanıtlaSil
  9. Mantık olarak ne kadar ters geliyor ilk başta ama deneyimledikçe anlıyoruz ki yasayı bulan hazineye sahip oluyor.

    YanıtlaSil
  10. Temel bu işi biliiy 😀 Her şeyin dengesini bulmak önemli.

    YanıtlaSil
  11. İlişkiler ilişkiler insanın her zaman yaptığı miktar fazlalığı. ah bir bilebilsek miktarı düşürdüğümüzde bereketin artacağını. aslında bu miktar fazlalığı bizi başka sapmalara götürüyor. kıvam sapması düzeltilebilir ama seçim sapmasının telafisi çok zordur.bu yüzden orta yol, yada kararınca, yeterli miktarda Tutum ve davranışlarımızı ayarlayabilirsek daha başarılı ve mutlu oluruz hayatın her alanında

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. insan seni seviyorumdan da usanır mıymış.. usanurmuş uşağum.. onu da çok dersen usanurmuş..

      Sil
  12. Az olan kıymetlenirken, lezzetlenip, güzelleşiyor...🌿

    Hayatta gerçekten Denge çok önemli tekerin döndüğü ve akışında olan ilişkiler ne kıymetli…
    Kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  13. Ha bu makale ne gada guzel, helal olsun bu Temele, gerçekten bi insan aşiriliğa gaçinca zarar edey

    YanıtlaSil
  14. Aşırılaşan her şey sıradanlaşıyorsa şimdi anlaşılıyor neden insanlar bu kadar mutsuz.

    YanıtlaSil
  15. Varolan hiç bir şey yokki bir ölçüsü, bir sınırı olmasın. Temel'in bozduğu ölçüyü, Fadime kendinne has tarzıyla düzeltmiş🙂

    YanıtlaSil
  16. Hangi alanda doyuma ulaşmak istiyorsan miktarını azalt ki doyum becerin artısın.

    YanıtlaSil
  17. Dursunun tavsiyesi de fena değilmiş :))

    YanıtlaSil
  18. 1. ve 2.kanaldan gerekli mesajlar verilmiş, teşekkürler:)

    YanıtlaSil
  19. Bizim Temelde gerçekten her masada var... :)

    YanıtlaSil
  20. Şiddetin olduğu yerde duygu aktifleşmesi çok kolay oluyor.

    YanıtlaSil
  21. Neyin miktarını arttırırsak orada ölçüyü kaçırırız ve itici oluruz. Az olan her zaman kıymetlidir. Nerede geri çekileceğini bilip sınır koyarsan orada kıymetin artar

    YanıtlaSil
  22. Fayda veren bir şeyin miktarını arttırıp kıvamını bozdugumuzda bize zarar vermiş oluyoruz . Yapmamız gereken miktarı ayarlayıp kendimizi geri çekmek. Oysa insanın bu aklına bile gelmiyor. Daha çok seveyrum diyesi celey ve daha itici oliy

    YanıtlaSil
  23. Miktarı arttırdığımız her yerde miktarı arttırdığımız şeyin etkisi kayboluyor

    YanıtlaSil
  24. Kıvam ayarlamasını iyi yapmak gerekiyor ilişkilerimizde.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar