MÜKEMMEL ÇALIŞAN
Ertan, uzun süredir yoğun bir çalışma temposu içindeydi. Sabah güneş doğmadan çok önce kalkıp, hazırlanıp hızla ilk otobüse yetişmesi gerekiyordu. Eşi ve çocuğu ile birlikte İstanbul’un Avrupa yakasındaki aile apartmanında oturuyorlardı. Eşinin de çalışıyor olmasından dolayı çocuğuna, eşinin kız kardeşi bakıyordu. Her sabah olduğu gibi uyanınca hızla doğruldu ve 10 dakika içerisinde tüm hazırlıklarını yapıp yola koyuldu. O gün nedense içinde bir huzursuzluk vardı. Her zaman yakaladığı otobüsü kaçırmıştı. Bundan dolayı bedenini bir stres kapladı. Geç kaldığından dolayı bir sonraki otobüse binip, daha sonra marmarayla karşıya geçip, Anadolu yakasının diğer ucundaki iş yerine varmak için tekrardan otobüse binip yürümesi gerekecekti.
Bahar aylarının bitişi ile havalar ısınmış ve insanlar biraz olsun tatil moduna geçiş yapmaya başlamışlardı. O gün ise 1 ay sonraki tatil planı için iş yerinden izin almayı düşünüyordu. Haftanın en az 3 günü mesaiye kalıyor, gerektiğinde haftasonu bile işe gelip zamanında işi yetiştirmeye çalışıyordu. Müdürü Ahmet Bey ise işin zamanında yetiştirilmesi hususunda çok hassastı ve ekipteki kişilere bunun için baskı yapıyordu. Ancak son zamanlardaki enflasyon artışından dolayı şirket yeterince maaş zammı yapamadığı için bazı çalışanlar işinden istifa etmişlerdi bile. Bir müddet sonra çalışan bulmakta zorlanmaya başlamışlardı. Ertan ise yeri geliyor 2-3 kişinin yapabileceği bir özveri ve hızla çalışmaya devam ediyordu. O departmanın en eski çalışanı olarak herkesi tanıyordu. Daha 1 yıl önce işe başlamış olan Haluk, o gün Ahmet Bey’in yanına giderek 3 hafta sonra bayram tatili ile birleştirerek 2 hafta izin istedi. Adam eksikliğine rağmen Ahmet Bey olumlu karşılık verdi.
Ertan, bu olanlara istemeden de olsa kulak misafiri olmuştu. Kendisinin de izin isteyeceği güne nasıl oldu da denk geldiğini bir türlü anlayamadı ve izin alamayacağından endişe etmeye başladı. Cesaretini topladı ve öğlen yemeği sonrası Ahmet Bey’in rutin olarak içtiği kahve saati sırasında neşeli olduğunu yakaladığı an yanına yaklaştı.
- “Ahmet Bey müsaitseniz bir konu ile ilgili konuşmak istiyorum” dedi Ertan.
- “Buyur Ertan, gel otur, seni dinliyorum.” diyerek davet ederken bir yandan da kahvesini yudumluyordu.
- “Biliyorsunuz uzun süredir yoğun bir tempoda çalışıyorum ve adam eksikliğinden dolayı hayli yoruldum. İzniniz olursa ailemle 1 ay sonra bir tatil planı yaptık ve uygun fiyata otel rezervasyonu yaptırdım. İşlerin yoğun zamanı ancak 1 hafta izin kullanmak istiyorum” dedi.
- “Ertan, bu kadar işimiz yoğunken nasıl bana böyle bir şey ile gelirsin. Sen diğer çalışanlar gibi yeni başlamadın ve buranın durumunu benim kadar sen de iyi biliyorsun.” diye sert bir ses tonu ile çıkıştı. Ertan, duydukları karşısında şok olmuştu ve beklemediği bir yanıt aldığı için de üzülerek Ahmet Bey’in yanından ayrıldı. Halbuki 1-2 saat önce Haluk’a tam tersi bir şekilde yaklaşmıştı. Bu yaşadıkları kendisini ve davranışlarını tekrar irdelemeye itti.
Herkesten fazla çalışıyordu, hatta sırf işi için ailesini defalarca kez ihmal etmişti ve doğal olarak da o şirket için en değerli çalışanın kendisi olduğunu düşünüyordu. Ama durumun aslında tam tersi olduğunu fark etti. Yeri geldiğinde eşinden, yeri geldiğinde çocuğundan aldığı vakti işinde harcamıştı. Daha çok kabul görmek, beğenilmek, takdir edilmeyi bekleyerek işinde aşırılaştığını o ana kadar anlayamamıştı. Hayat ise ne konuda olursa olsun kıvamı tutturamadığımızda, bize istediğimizin tam zıttı şekilde karşılık veriyordu. Aslında mükemmel bir çalışan, mükemmel bir eş veya arkadaş olmak yerine olduğumuz yerin hakkını verecek miktarda davranış sergileyip, miktarda aşırılaşmadığımızda hayatımız çok daha dengeli oluyor.
Ertan, keşke bunu çok daha önceden anlayabilseydim diyerek derin bir nefes alarak düşünceli adımlarla ofisteki odasına doğru geçti. Sanırım iyi ve değerli olmak o şeyi hayatının merkezine almak demek değildi. Biraz geç olmuştu ama en azından bunu kavrayabilmişti. Ve bundan sonrası için bir karar verdi. Aile, iş, eğlence veya her neyse o şey, kesinlikle onu aşırılaşmadan yapacaktı. Biraz üzgün ama problemin çözümünü bulduğundan kaynaklı da acı bir tebessümle evine girdi Ertan. Ve kendisine birkaç hafta önce aşırılıktasın, bu kadar kendini hırpalamana gerek yok diyen arkadaşının geçenlerde yolladığı afişe bir göz attı.
Neydi ki bu afişteki seminer?
Deneyimsel Tasarım Öğretisi…
Ahmet veya başkası iş veya farklı bir konu ne olursa olsun kıvam olmayınca sıkıntılar olur.
YanıtlaSilİnsan ya çok aktifleşiyor aşırı çalışıyor ya da çalışmayan daha değerli diyip çok pasifleşiyor. Neyse ki Ertan dengeyi bulanlardan olmuş...
YanıtlaSilİnsan yapıp ettiklerinin karşılığını alıyor, her had aşımı bizim dengemizi bozuyor dengeye gelmek ise ancak farkındalık ve ilim ile mümkün.
YanıtlaSilAşırılık ve mükemmel olma isteği insanı hep eksiklikte bırakır
YanıtlaSilMükemmel olmak insanın olmayacağı bişey ve aşırılığa bizi kaydırtan bi istek dosdoğru olmak ise kıvamı tutturmakta saklı
YanıtlaSilİnsan Deneme yanılma bir şeyler öğreniyor ama işte ona ödediği bedel çok fazla oluyor
YanıtlaSilAdam ne yapmış sonunda ,izini koparabilmişmi yoksa istifasını vermiş ne olmuş merak ettim.🤔😊
YanıtlaSilHer ne olursa olsun hassinden fazla verilen değer kıymet ve ya aşırılık insanı zarara götürüyor..
ilişkileri daha iyi olsun diye yapmıştı oysa ki ne yaptıysa..
YanıtlaSilHayatta hangi konuda aşırılaştığımızda tam zıttı karşılık alırız
YanıtlaSilBirşeyi iyi yapmakla aşırı yapmayı birbirine karıştırmamayı bize öğretenlere selam olsun :) teşekkür ederim yazı için
YanıtlaSilBelki o izini alamadı ama kendisiyle alakalı bir şeyi fark etti... Tatili seneyede yapabilir ama bu fark ettiği şey umarım daha sonraki süreçlerde onun lehine olur...
YanıtlaSilİnsan aşırı yaptığı her şeyden sınanmadan, veya test olmadan asla geçemiyor. işte bu yüzden orta yol, yani
YanıtlaSilKıvamın bozulma sebebi miktarın aşırılaştığı yer miktarın aşırılaştığı yerde bedel ödenen bardaklardan bazıları isteklerin aşırı olduğu bardaklar.. Hayat ise merhameti ile isteklerin aşırı olduğu bardaklara olumlu yanıt vermiyor, insan ise çoğu zaman bu yanıtı hayatın kendisine yaptığı haksızlık olarak görüyor. Aslında gerçek şu ki, istek aşırılığının olduğu konuda hayat ne kadar erken olumsuz alarm veriyor ise bu kula karşı merhametin yüksekliğinden kaynaklanan bir dön çağrısı..
YanıtlaSil