ALMADAN VERMEK

 


Öğleden sonra olmuş ama O hâlâ uyuyordu. Düğün alışverişine gitmeleri gerekiyor ve  çok da geç kalmışlardı. “Ama şimdi uyandırırsam sinirlenir bana kızar” diye içinden geçirdi Nurten. Usulca kapıyı tıklattı ama ses yoktu. Nurten, kızı Ceyda için elinden gelen herşeyi yapıyor ama bir türlü  mutlu edemiyordu. Ve buna da bir türlü anlam veremiyordu…


Nurten hep aynı yöntemi kullanarak farklı sonuç almayı bekliyordu. İstediği sonucu alamayınca denediği yöntemin sadece miktarını artırıyordu. Halbuki yanlış yöntemin miktarını artırırsa da sonuç yine hüsran olacaktı.


Ceyda 25 yaşında hayatta hiç bedel ödememiş kendisinin ödeyeceği bedelleri hep annesi ödemiş bir genç kızdı. Üniversiteyi bitirmiş sevdiği Fatih ile nişanlanmıştı sonunda. Ama hayatta hiç bir marifeti yoktu. Evlense bile bir evi çekip çevirecek marifete sahip değildi. 


Nişanlısıyla anneannesine gelen Ceyda birden susadığını fark etti. Annesinden su istemesiyle, Nurten hanım suyu alıp getirmişti bile. Kendi suyunu almak bile ona zor geliyordu. Nişanlısı Fatih de Ceyda'ya benzemiş O da artık bir şey isteyeceği zaman Nurten'den istiyordu. O artık hem kızının hem de damadının hizmetçisi olmuştu.


Nurten’in annesi Gülsüm hanım ise, konuyu en gerçek haliyle okuyabilen tek kişiydi… Nurten’in kızına olan bağımlılığının farkındaydı.  O’na öğütler vermeyi deniyor fakat çok tepkisel olduğunu görünce, öğütlerin de havada kalacağını öngörüp vazgeçiyordu…


Çünkü bağımlı olan insanların bilinci ve algısı kapanır. Ne anlatırsan anlat onu algılayamaz. Dostunu düşman, düşmanını dost bilir. 


Gülsüm hanım ne zaman konuyu açsa, “Tek kızım değil mi , dünyada  başka varlığım mı var sanki,  tabii ki yapacağım ben hayattan bir şey görmedim bari kızım görsün” diyerek cevap veriyordu. Gerçekleri duymak onu sinirlendiriyor, daha da agresif hale getiriyordu. Daha öncesinde hiçbir konuda annesine saygısızlık yapmayan Nurten, konu kızına gelince annesine karşı çok saygısız olabiliyordu. Zaman zaman da küsüyor uzun süre konuşmuyordu.



Bağımlı olan insana bağımlı olduğu konuda güvenilmez. Bağımlılığı için bir insanın  yapmayacağı kötülüğü yapabilir. Bazen deriz ya “hiç öyle bir insan değildi,  nasıl bunu yaptı inanamıyorum”. İnsan yeter ki bağımlı olsun ona istediğinizi yaptırırsınız. 


İnsan nasıl böyle bağımlı hale gelebilir ki? Aslında her şey ilişkilerdeki miktarı bozmamızdan kaynaklı. İlişki de bir alışveriş. Ama insan yalnızca verip bunun karşılığında hiç almıyorsa ya da  hep alıyor ama hiç vermiyorsa o ilişkide artık kıvam bozulmuştur demektir. 

 

Nurten çocuğuna çok aşırı emek vermiş ama bunun karşılığında hiçbir şey almayarak kızı ile  ilişkilerindeki kıvamı gitgide bozmuştu. Bunun sonucunda Ceyda annesine karşı nankörleşmiş Nurten ise kızına karşı iyice düşkünleşmişti. 


Aradan 5 ay geçmiş Ceyda evlenmişti. Annesi “Kızım yemek, temizlik yapamaz, çocuğu olsa çocuğuna bakamaz” diyerek emekli olan eşi Sinan ile birlikte kızının evli olduğu memlekete taşınmışlardı. 


Nurten, kızının evde her işini yapa dursun annesine neredeyse hiç emeği olmayan Ceyda ise kocası Fatih'in bir dediğini iki etmiyordu. Hatta evlenirken bile neredeyse tüm masrafları kız evi yapmıştı. Bu durum Fatih'in de hoşuna gidiyordu. Ceyda çalışıyor evin her ihtiyacını karşılıyordu. Elektrik su doğalgaz parasını ödüyor, tamir işi olsa bile tamirciyi Ceyda çağırıyordu. 


Ne garipti ki yıllarca kendisinin ödemesi gereken bedeli annesi öderken, şimdi ise kendisi eşinin ödemesi gereken bedelleri ödüyordu. Tabii böylece iki eş arasındaki ilişkinin kıvamı da bozulmuştu. Artık Ceyda'nın Fatih'in yanında hiçbir değeri, kıymeti yoktu. Her ortamda onu azarlayabiliyor, küçük düşürebiliyordu. Ceyda ise buna karşılık ona karşı ilgisini daha da arttırıyordu. Böyle yapınca eşinin ona daha fazla ilgi göstereceğini zannediyordu. Aynı annesinin kendisi için düştüğü yanılgıya  şimdi kendisi düşüyordu.


Olaylara şahit anneanne Gülsüm Hanım kendi kendine içinden geçirdi… Ne tuhaf… İnsan bir yerde nankörse başka bir yerden de nankörlük görüyor…






Yorumlar

  1. Sonra da bu insanlar eşlerinin başlarına bela oluyor:)

    YanıtlaSil
  2. İşin gerçeğini bilmeden olayları anlamak ne kadar zor. Bu işin denge bozukluğu olduğunu anlamadan nasıl çözeriz!

    YanıtlaSil
  3. Muhammed Yıldız17 Nisan 2025 10:05

    Bağımlı olan insan hayatı başta kendine sonrada yakın çevresine zehir ediyor bağımlı olanın adaletine de işine de ilişkilerine de güven olmuyor

    YanıtlaSil
  4. Bu hayatta öyle ya da böyle mutlaka bedel ödeyeceğiz. Kendi bedellerimizi kendimiz ödemedikçe sorunlarımız asla çözülmez. Çocuklarımız da kendi bedellerini kendileri ödemeliler.

    YanıtlaSil
  5. Çocuklerimizi severek büyütüyoruz biz yapamadık onlar yapsın biz yiyemedik onlar Yesin biz gezmedik onlar Geçsin diyoruz. Ancak problemle karşılaştığında çözüm arıyor problemle karşılaşmadığında çözüm marifeti Gelişiyor

    YanıtlaSil
  6. Gerçek bir aile ilişkisine örnek gerçekten insan nankörlük yaparsa nankörlüğe uğruyor

    YanıtlaSil
  7. İnsan ne ekerse onu biçiyor bu hayatta. Hep birine karşı nankörlük yaptığımjda hayatta bize başka yerden nankörlük yapacak öykü gönderiyor.

    YanıtlaSil
  8. Tek taraflı ödenen bedel nankörleştiriyor maalesef. Aşırılaştıkça her iki tarafta zarar görüyor.

    YanıtlaSil
  9. Ve insan nasıl da her seferinde aynı oyuna düşüyor... Ona iyi gelecek gerçeği göremiyor...

    YanıtlaSil
  10. Bedelsiz bir çoçuk bedelsiz bir evlilik çok güzel anlatmış öykü.

    YanıtlaSil
  11. Hikaye biraz daha devam etse ne musibetler gelecek hayattan ' hadi gençler toparlanın uyarısı' ..özellikle düşkün olan Ceyda' ya..buna rağmen uyanmayan ise birleşemediği için gidiyor ayrışmaya..

    YanıtlaSil
  12. Olaylarda öyle bir örüntü var ki ilimle bakan insan ancak burada gercekleri gorebilir .... Buz daginin görünmeyen kısmi .... İlim yoksa aslında hiç öyle bir insan değildi nasıl oldu deriz. Gerçeği aktaran gercgi yaşayan kalemiyle aktaranlara selam olsun...

    YanıtlaSil
  13. Gülsüm hanımda içinde zor, onca şeyin farkında ol ama çözüme gitmelerine yardımcı olama.. aşırılık öyle zararlı ki.. bırakayın yaşamayı, şahit olanın bile canını yakabiliyor..

    YanıtlaSil
  14. Keşke Gülsüm annaneyi bir dinleseydiniz... :)

    YanıtlaSil
  15. Keşke Ceyda doğru yerde doğru bedelleri ödemiş olsaydı da iş buralara varmasaydı...

    YanıtlaSil
  16. Yada Nurten ödememesi gereken bedelleri ceydanın yerine ödemeseydi keşke...

    YanıtlaSil
  17. Kıvam, kıvam, kıvam...
    İşin özü bu. Kıvam bozulunca tüm dengeler bozuluyor. İlişkinin temel taşı...

    YanıtlaSil
  18. Miktar arttırınca etkisi azalıyor mu yani?

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar