RÜZGARIN FISILTISI
Muhteşem bir ilişkiydi aralarındaki. Rüzgar fısıldıyor ve bulutlar bir şekilde cevap veriyordu hep ona. Her seferinde ortalığı karıştıran ilk harekete geçen rüzgar oluyor, sonrasında bulutlar kıpraşmaya başlıyordu. Rüzgar muazzam bir çekiciliğe sahipti. En ufak bir tahrikte bile bulutlar hemen karşılık veriyordu. Onun şiddetine göre bazen ağır ağır gökyüzünde süzülüyor, bazen de hepsi bir araya toparlanıp gürleyiveriyorlardı rüzgara. Ne olursa olsun ilk sözü de son sözü de söyleyen hep rüzgar oluyordu. Gökyüzünde görünen koca koca kapkara bulut kümeleri de olsa, bazen yardımlarına şimşekler, yıldırımlarda koşsa, kavgalardan, savaşlardan galip çıkan hep ama hep rüzgar oluyordu. Bulutlar gibi gürlemiyor, şimşekler gibi çakmıyordu. Tam zıddına çok ama çok soyuttu. Gizemli bir sessizliği vardı ve anlaşılan o ki gücünün kaynağı da buydu. Ne zaman ne yapacağı belli olmuyordu. Senaryo hiç değişmemişti binlerce yıl. En ufak bir başkaldırısını bile karşılıksız bırakmamıştı bulutların. Muazzam bir güçtü, oradan oraya kovalayıp duruyordu bulutları. Sıkıştıklarında koca, siyah bir kedi gibi kabarıp gürlüyor, yapma dercesine şimşeklerle çığlıklar atıyor ve en nihayetinde yalvarırcasına ağlıyordu bulutlar. Milyonlarca yıldır değişmeyen bir döngüydü bu.
Nasıl bir ilişkiydi, gezip dolaşmadıkları yer kalmamıştı. İyi zamanlarında gittikleri her yere güzellikler götürüp, etrafta çiçekler açmasına vesile olup, hayat verirken, sinirli ve öfkeli olduklarında ortalık karışıyordu. Karşılıklı el yükseltildiğinde ortalık toz duman oluyordu. İkisi birbirine karıştığında, kimin ne olduğu anlaşılmaz bir hal alıyordu. Tam bir kargaşa, kaos, fırtına yaşanıyordu. Yani etrafın güzelleşmesine sebep olan kişiler aynı zamanda, bazen felaketlere de sebep olabiliyordu. İşin asıl önemli kısmı bütün bunca olaylar sanki bizilerin ilişkilerini yansıtıyor gibiydi.
İlişkilerde karşı tarafa güçlü olmanın yöntemi sizce bağırıp çağırmak mıdır yoksa ona net bir şekilde bir rüzgar gibi yönünü göstermek mi?
Bu hayatta birine bağırıp çağırarak bir şeyler yaptırmak mı önemli yoksa sesini bile yükseltmeden bir şeyi yaptırabilmek mi?
İlişkilerimizde sürekli tartışarak…
Kaos içinde yaşayarak…
Haklı çıkmaya çalışarak mı güçlü bir ilişki kurabiliriz?
Yoksa faydaya yönelik hareketlerle aynı yönde hareket edip güzel davranarak mı?
Eğer biz yağan yağmurdan bile böyle ders çıkartabiliyorsak şemsiyesiz yağmura yakalansak da sorun olmaz…
Fakat tabiki de burası bir meteoroloji eğitim yeri de değil,
Deneyimsel Tasarım Öğretisi…




Doğaya bakarsak daha neler alabiliriz belkide hayatımıza, Rüzgara yağmura bu sefer daha farklı bir göz ile bakmanın zamanı gelmiş.
YanıtlaSilAşırılığa kaçtığımız hiçbir yerde dengede kalamayacağız.
YanıtlaSilİnsan etrafına baktığında, düşündüğünde, irdelediğinde ne çok şey görebiliyor aslında. Onu görebilmenin arkasında da bir ilim var tabi...
YanıtlaSilişaretleri okumaya başladıktan sonra irdememde kolaylaşıyor tutarlı hareketler sayesinde sonuçları kestirebilmek büyük konfor.
YanıtlaSilİnsanın kendini aynalaması gibi bir şey sanki baktığını görebilmek. Baktığı her yerde bir bağlantı kurabilmek. Ustaca bakabilmek, rüzgarda, bulutta yağmur ve diğerlerinde kendini görebilmek...
YanıtlaSilİlişkilerde rüzgar gibi olmak , yön verebilmek... ne güzel bir bilgi... kaleminize sağlık... :)
YanıtlaSilİnsan ilişkileriyle ruzgar ve bulutu ne güzel anlamışsınız. Bulutlara sessiz ce yön verebilmek.
YanıtlaSilDoğa bize aslında daha neler Fısıldıyor, önemli olan onu duyabilmek...
YanıtlaSilAğaçlar, kuşlar, ve böcekler ve tüm canlılar..,.
Rüzgarla yağmurun ilişkisinden kendi ilişkilerimizle ilgili ders çıkarmak harikaymış. Doğadan başka nasıl dersler çıkarabiliriz acaba?
YanıtlaSilTabiatta Herşey bize bir mesaj veriyor aslında okumasını görmesini bilene.
YanıtlaSilMesele bağırmaya işi vardırmadan nasıl sakin konuşarak karşımdakini ikna edip onda davranış değişikliği oluşturabileceğim de. Bunu yapabiliyor olsam en çok bu hayatta sorun yaşadığım insanla olan ilişkilerim çok daha iyi hale gelebilir.
YanıtlaSilDoğa, görmeyi bilene mesajlar sunar; zorbalık ve şiddetin olduğu yerde bile bize iletişimle duruş sergilemeyi öğretir. Önemli olan, sakin ve kararlı bir şekilde insanlık vasfımızı korumak ve zulme karşı kendi yönümüzü belli etmektir.
YanıtlaSilGünümüzün en yaygın hastalığı haklı çıkma hastalığı ve ilişkilerimizi gerçekten etkiliyor. Doğadan örnekle ilişkileri benzetmeniz çok farklı bir bakış açısı getirmiş. Emeğinize sağlık...
YanıtlaSilÖnceliği faydaya yönelik koyduğunda, kendi isteklerini öncelemediğinde rüzgar gibi soyutlaşıyor insan...
YanıtlaSilRüzgar olmak iyi bir çağrıştırıcı olacak :) teşekkürler
YanıtlaSilŞimdiye kadar kim tartışarak haklı çıkmış ki?
YanıtlaSilSen haklı çıktında iyi mi oldu peki? İlişkileri zayıflatan önemli bir etken..
YanıtlaSilİki tarafın uyumsuzluğu sonucu çıkan tartışmada aslında kritik nokta sabır, kim diğerini alttan alıp hakkını dış dünyadan değil iç dünyasından beklerse, hikaye er yada geç lehine dönecek.. Buna gerek kalmadan anlaşma sağlanırsa da, merhametli olmada erken davranan albenili ve güçlü olacak
YanıtlaSil