İKLİMLER
Sonunda onca yıldan sonra bir bağlantı yakaladığını düşünüyordu Zehra. Mahmut gene esiyor, gürlüyor ve durmuyordu. Kaşları çatık, sebebi belli olmayan bir öfkeyle sesleniyordu bulunduğu yerden arka odadaki oğluna. Zehra’nın kulakları Mahmut’ta, büyüyen gözleri ise pencerenin diğer tarafındaydı. Dışarıda muazzam bir şimşek çakmıştı. Son derece kasvetli karanlık bir hava, fırtınaya yakın bir rüzgar, şiddetli bir yağmur ve içeride de Mahmut. ‘’Dejavu gibi…’’ dedi kendi kendine. ‘’Bu sahneyi kerelerce yaşadım’’ dedi iç sesi ve devam etti. ‘’Belirli zamanlarda benzer şeyler oluyor ve bunlarda hep, mevsim geçişlerine denk geliyor.’’ dedi. Sonrada ortamı yumuşatmak için “tamam hayatım ben hallederim, oğlan farketmemiş” diye sakinleştirmeye çalıştı eşini.
Bağlantıyı bir kere kurmuştu ya, artık düşüncelerini durduramı yordu. Zihninde bir sürü soru ve cevap oradan oraya koşuşturuyordu. ‘’Mevsimlerin ve iklimlerin insanların tüm yaşantısı üzerinde olumlu yada olumsuz etkileri var.’’ dedi.’’ Sadece psikolojik anlamda değil, fizyolojik olarakta her şey onlara göre şekilleniyor.’’ diye geçirdi içinden. Yaşadığımız bölgedeki hava koşulları o bölgedeki evlerin yapısını yerleşim düzenini, ulaşımı giyim tarzlarını etkilerken, insanın ruhsal ve bedensel süreçlerinide biçimlendiriyor diye düşündü o an. Hatta sadece bunları değil bunun dışında birçok yönümüzü de etkilemekte, meslekler, ihtiyaçlar, marifetler, beslenme şekilleri hepsi bir zincirin halkaları gibi birbirine bağlıydı sanki. Bulunulan bölgedeki bitki örtüsünden, üzerinde yetişen meyvelere ve sebzelere kadar, hayvan çeşitleri ve yaşam biçimlerine kadar hepsi mevsimlerle ilişkili dedi ve durdu Zehra.
Yorulduğu farketti. Biraz uzanıp gözlerini kapattığında, alakalı alakasız bir çok konuyu kontrolsüzce düşünmeye devam ediyordu. Nedense Mahmut’un motosikleti gelmişti aklına. Sıcak iklim bölgelerinde yaşayan insanlar kasabalarda bir mahalleden bir mahalleye gitmek için motosiklet kullanıyorlar bu da onlara ulaşımda çok kolaylık sağlıyor diye düşünürken, araçlarının lastiklerine geçiş yapmıştı bile zihni. Mevsim koşullarına göre değiştirmiyorlar mıydı lastiklerini? Sıcak iklim bölgelerinde yaz lastiği soğuk iklim bölgelerinde kış lastikleri daha aktif bir şekilde kullanılmaktaydı. Böylelikle iklimlerin bir araç lastiğinin üretimiyle ve ticaretiyle bile bir ilişkisi vardı derken, gök gürültüsüyle açtı gözlerini Zehra. Mahmut gene gürlemişti.
Zehra’nın zihni, zembereğinden boşalmış bir saat yayı gibi, kontrolsüzce mevsimlerin çevresinde, oradan oraya atlayıp duruyordu. Tabii iklim koşulları bölgede yetişen meyve ve sebzeleri hayvancılığı da etkilemeliydi. O bölgede yetişen hayvansal gıdalardan sebze ve meyvelerden beslenen insanların da yapısını etkilemeliydi diye hızla ilerliyordu düşünceler zihninde. Hayvancılığın daha yoğun olduğu bölgelerde daha etçil beslenen insanların, mücadeleci ve agresif olduğunu, daha otçul beslenen insanların ise sakin ve mücadele ruhunun az olduğunun farkına vardı bu sorularla beraber. Zehra tebessümle Mahmut’a baktı ve hayatım bu akşam Akdeniz mutfağından yiyoruz, dedi.
Çok ilginç bir biçimde sanki bir el, Zehra’nın zihninde bu konuyla ilgili merak butonunu bulmuş ve basmıştı. Biraz daha araştırdığında iklim şartlarının, insanların vücutlarının yapısını etkilediğini gördü. Sadece vucut yapılarını etkilmeyip mizah anlayışları, konuşmaları üzerinde de etkisinin bulunduğunu anladı. Soğuk iklim bölgelerinde yaşayan insanlar daha sıkı ve katı vücut hatlarına sahip olup, daha sert mizaçlı olurken, sıcak iklim bölgelerindeki insanların ise, vücut yapısının daha esnek ve narin olduklarını anladı. Gene bu insanların mizaç olarakta daha yumuşak ve rahat olduklarını fark etti. Zehra’nın zihninde karşı koyamadığı bir bağlantı silsilesi ilerleyip duruyordu. Şaşırtıcı bir şekilde beynindeki yüz milyar nöronun sayısısız bağlantıyla her şey ama her şeyle ilişkilendiğini görüyordu. Mahmut’un öfkesinin, gök gürültüsüyle olan bağlantısı, iklimlerle başlayıp, neredeyse bitkilerin yapısındaki benzerliklere kadar getirmişti Zehra’yı. Bu sadece insanların vücut yapılarıyla ilgili olmayıp o bölgede yetişen bitkilerin de yapılarıyla benzeşmekteydi. Örneğin sıcak iklim bölgelerinde yapraklar geniş ve yayvan iken soğuk iklim bölgelerinde daha büzüşmüş daha sivri bitkilerin olduğunu gözlemleyebiliyordu artık geldiği noktada. Tıpkı çam ağacının soğuk iklim bölgelerinde daha aktif olması gibi palmiyelerin ise daha yazlık bölgelerde aktif olması gibi.
Dolayısıyla hayatta bir şeyin varlığını sürdürebilmesi için bulunduğu ortama uyum sağlaması gerekir. O iklim bölgesi kendisine uyum sağlamayan hiçbir canlıyı orada barındırmaz. Her insan bulunduğu yere uyum sağlayabilecek şekilde donatılmıştır. Bir miktar bedel, bir miktar adaptasyon insanları bulunduğu bölgelere uyumlu olmalarını kolaylaştırır. İnsanlar hayatta algıladıklarını aktarırlar. Bulunduğu iklimin getirdiği şartları algılayan insanların aktarımları da bununla ilgili olur. Sürekli kasvetli havaları algılayan insanlar hayatlarında aktarımları da kasvetli olur daha karamsar konuşabilirler. Daha güneşli ılıman havaları algılayan insanların hormonel yapıları da buna göre değişiklik gösterir. Daha güler yüzlü olup, hayatın daha estetiksel kısmıyla ilgilenebilirler. Yeter ki, biz akletmeye çalışalım… Her gün etrafımızda olan şeylerle ilgili mutlaka çıkarımsal bir bağ kurulabilir…




İklimlerin, coğrafya yapısının vb. birçok şeyin insanın karakteri ve kültürü üzerinde çok etkisi var. Her şey her şeyle ilişkili. Anlayabilene kadar..
YanıtlaSilÇok güzel bir çıkarım, herşey herşeyle ilişkili,Fizkte kelebek etkisi diye gizk kanunu var. Bununlada düşününce çok doğru... Tebrikler...
YanıtlaSilMerhaba ne güzel bir yazı. İlginç.
YanıtlaSilDemek ki her şey her şeyle ilişkili gibi görünüyor..
YanıtlaSilYaşadığımız evrenin bir parçasıyız. Doğal olarak dünyamızı etkileyen her olayın bizim üzerimizde etkisi oluyor Mevsimler gibi
YanıtlaSilUyumun olmadığı yerde algılama da aktarma da bozuluyor. Bu bozulunca iletişim de ilişki de bozuluyor. Basit bir kelime uyum, yükte hafif pahada ağır gibi görünüyor, garip ama daha fazlası aslında
YanıtlaSilBen de hep yazın denizdeyken kayaların üzerindeki ağaçların rüzgarın yönüne doğru eğildiğini görürüm. Bu da uyumla alakalıymış :) yoksa kırılırlardı..
YanıtlaSilUyum olmadan her şeyi bir birle ilişk olmuyor uyum için anlamak lazım
YanıtlaSilGerçekten her şeyin her şeye bir etkisi ve tepkisi var
YanıtlaSilBu yazıyı okuyunca peygamber efendimizin bir hadisi geldi aklıma sürekli et yemek kalbi katılaştırır buradan şu sonucu çıkarabilirmiyiz dengeli beslenme insanı da dengeye getirir mi acaba tabii ki insan coğrafyasına uyumlu beslenecek ama böyle asabi sinirli insanları bir müddet Akdeniz mutfağından beslenmesi'nin etkisi olabilir denemek lazım
YanıtlaSilHayatta ne kadar fıtrata uygun yaşarsan o oranda uyumlanırsın
YanıtlaSilUyumlanan her zaman kazanıyor bu hayatta, 1-0 önde başlıyor. Güzel bir yazı emeğinize sağlık...
YanıtlaSilNeler nerelere gidiyor demek ki... yeter ki insan düşünsün...
YanıtlaSilBu hayatta her şey herseyle ilişkili. Yeterki insan basit gördüğü etrafındaki milyonlarla delile samimi bir şekilde bakabilsin
YanıtlaSil