VEFA
İki kafadar güne yine marangozhanede çalışarak başlamışlardı. Kahvaltılarını iş yerinde yaparlardı ama ustaları ve aynı zamanda patronları olan Hamit usta üretim yaptırmadan kesinlikle tüketim yaptırmazdı. “Önce biraz çalışın sonra kahvaltınızı yaparsınız, biz atalarımızdan böyle gördük aslanlarım! ” derdi. Ertan buna çok ses çıkarmaz ama Serkan kendi kendine öfleyip püflerdi.
Ama o gün Serkan bile bunu çok sallamamıştı. İkisi de çok heyecanlı içleri kıpır kıpırdı. Bugün farklıydı çünkü. Astsubaylık sınavlarına girmişlerdi beraber ve bugün 14:00'de sonuç açıklanacaktı. Gün onlar için bir türlü bitmek bilmiyordu. Nihayet sonuç açıklanmıştı ve ikisi birden kazanmıştı.
Ertan’ın dilinden şükür cümleleri dökülürken Serkan ise “Kurtuldum artık şu Allah'ın belası yerden! ” diye sessiz çığlık atıyordu.
Hamit usta elemanlarını gönülden tebrik ederken bir yandan da ne yapacağım şimdi, işlerimi nasıl yetiştireceğim, diye içten içe telaşa kapılıyordu. Yüklü bir mobilya siparişi almış, elemanlarına en ihtiyaç duyduğu dönemlerini yaşıyordu.
Hamit Usta'nın bu durumunu öğrenen Serkan, ben mesleğimi buldum artık buralarda işim olmaz diye söylenerek Ertan'ın ikna çabalarına rağmen resmen yolunu ayırmıştı, bir zamanlar kendisi için ekmek kapısı olan bu marangozhaneden.
Ertan ise, seçimini çoktan yapmış, mülakat tarihi gelene kadar ustasını yalnız bırakmayacaktı. Hamit usta ve Ertan gece gündüz çalışıp söz verdikleri siparişleri tam zamanında yetiştirmişlerdi, ustası öğrencisinin bu vefasını karşılıksız bırakmamış yaptıkları son siparişten elde ettiği kârın bir kısmını Ertan’a vermişti.
Birkaç gün sonra mülakat tarihi gelmişti.
Hamit Usta'nın sıkıştığı bu dönemde Ertan onun ihtiyacını görmüş, ustasını son kez razı etmişti.
Ustasından aldığı duaların da etkisi olacak ki Ertan mülakattan geçmiş, astsubaylığı hak etmişti. Bir önceki öyküsünü güzel bitirmiş ve bir sonraki öyküsü de güzel başlamıştı.
İnsanların çoğu bir öykünün sonunun başka bir öykünün başlangıcını dizayn
ettiğini bilmezler.
Bunlardan bir tanesi de bizim Serkan’dı. O marangozdaki sürecini çok kötü bitirmiş, kendisine yıllarca emek veren ustasına vefasızlık yapmıştı. Çok ihtiyacı olduğu bir dönemde ustasını yüz üstü bırakmıştı.
Hayat da mülakatta onu eleyerek orta yerde bırakmıştı.
Eğer ihtiyaç görüyorsan ihtiyacın görülür.
Ertan ustasının ihtiyacını görmüş sürecini güzel sonlandırmıştı. Bu doğru tepki onun iyi bir etki almasını sağlamıştı.
Başkalarının ihtiyacını gidermeye odaklandı, başkalarının sıkıntıları ın mücadele etti ve sonra da gördü ki git gide ihtiyacı olduğu konularda ihtiyaçları azalmış ve sıkıntıları gitmişti.
O doğru olanı yaptı,
Ve hesap makinası da hesapta olmayan şekilde +’yı gösterdi.
Günümüzde en çok ihtiyaç duyulan şey vefa insanlar elinde olan şeylerin kıymetini kaybettikten sonra anlıyorlar ama o zaman da iş işten geçmis oluyor. Kıymet verki kıymetini bilenler olsun
YanıtlaSilÇok garip, "Bana hep kötüsü denk geliyor." diye şikayet etmeyen insanlar var. Bu insanlar da yine çok garip ki iyi insanlar.
YanıtlaSilDemekki ne imiş Vefa sadece Fatih'de bir semt adı değilmiş..;)
YanıtlaSilVefalı olmanın salaklık olarak adlandırıldığı hüzünlü bir dönemdeyiz ne yazık
YanıtlaSilVefalı olmanın salaklık olarak adlandırıldığı hüzünlü bir dönemdeyiz ne yazık
YanıtlaSilGerçekten insan kendi matrmatiği ile bu hayatı düşünürse Allah'ın sıfatlarını unutursa sorun oluyor
YanıtlaSil