ZORLUKTAKİ KOLAYLIK

Evvel ve Ahir sıfatına sahip olmayan her şey, başladıysa bitmeye mahkumdur..

Yaratanın yasası budur.

Bir şey yaratıldıysa onun bir amacı vardır..

Onun bir amacı varsa ona, o amaca ulaşabileceği güçler ve yetkiler verilmiştir.

Mesele başlayanın bitmesi değil,  başlayanın nasıl bittiğidir.. 

Hüküm verilmiş ve yasa belliyse o zaman bizlerin de amacı, başladığımız bu ömrü güzel bir şekilde sonuca ulaştırmaktır.

Bu hayatı yaşarken de tıpkı ömür gibi bir sürü döngüye gireriz..

Aslında her an bir iş üzereyiz..

Ve bütün işlerimiz de birbirine benzer..

Farklı adlarla nitelendirsek de aslında her işte imzamız var..

Kimliğimizi ortaya koyuyoruz..

Haliyle yeni başlayacağımız bir işte karşılaşacağımız durumlar bir önceki işi nasıl bitirdiğimiz ile ilgile..

Nasıl bitirirsek diğer iş için de ona göre kapımız açılıyor.

Sınav sahasında olduğumuz sürece de, problemler devam edecek ve bizden sürekli çözüm ve marifet beklenecek.

Baştan savma yapılan işler bitti gibi gözükse de aslında asıl problemi çözemediğimiz için bu problem bir sonraki işimizde tekrardan benzer bir şekilde nüksedecek..

Haliyle o aşamayı geçmeden bir sonraki lige yükselme hakkımız olmayacak..

Geçici bir süre işler iyi gibi gözükse de halı altına attığımız problemler, ertelediğimiz işler başka bir kimlikle yine karşımıza çıkacak..

Belki farklı bir surette olduğu için anlamlandırmayacağız fakat problem aynı problem, çözüm de yine benzer olacaktır..

Tek bir farkla..

Halı altına attığımız tozları bir tık fazlasıyla geri verecekler..

O yüzden temizlemesi de, çözümü de bir tık uzayacaktır elbette..

Dolayısıyla her zorlukta bir kolaylık olduğunu hiçbir zaman unutmadan, zorlandığımız konuda basite odaklanıp çözüm için bedel ortaya koymalıyız..

Biz el yaptıktan sonra da Mevla görelim neyler, neylerse güzel eyler…