DÜNDEN DAHA İYİ OLMAK



İnsanı bir adım öteye götüren şey, bugün yaptıklarının yeterli olmadığını bilmesidir.

Dün yaptıkları ile bugün yaptıkları aynı olan insanın yarını bugünden farklı olabilir mi?

Aynı okulda okuyan iki arkadaş: Selim ve Harun.

Selim derse her gün erken gelir, hocasının sözlerini dikkatle dinler, defterine notlar alırdı. Anlamadığı yeri çekinmeden sorar, “Bilmiyorum” demekten çekinmezdi.

Harun ise farklıydı. Zeki ve hızlı kavrayışlıydı ama her fırsatta gururlanır ve arkadaşlarına küçümseyerek:
“Ben zaten bunları biliyorum. Hocanın tekrar etmesine gerek yok.” derdi.





Bir gün hocaları talebelere zor bir mesele sordu:
“Bu soruyu çözün, haftaya cevabınızı getirin.”

Selim günlerce çalıştı. Kitapları karıştırdı, yaşlı İlim sahiplerine danıştı, cevap bulmak için çabaladı. Harun ise kibriyle soruyu önemsemedi:
“Benim zekâm buna yeter. Birkaç kelimeyle cevaplarım.”

Bir hafta sonra sınıfta herkes cevaplarını sundu. Selim uzun uğraşlar sonucu meseleyi doğruya yakın bir şekilde izah etti. Hoca başını sallayıp memnuniyetle:
“İşte öğrenmek böyle olur.” dedi.

Harun ise kısa bir cevap verdi. Hoca gülümseyerek sordu:
“Evladım, bu cevabı hangi kitapta buldun?”
Harun omuz silkeleyerek:
“Kitaba gerek yok, ben zaten biliyorum.”

Hoca derin bir nefes aldı ve dedi ki:
“Sen zekâya güvenip öğrenmeyi bıraktın. Selim ise bilmediğini kabul edip çalıştı, sorular sordu, araştırdı. İşte fark bu. Kibir insanın kapısını içeriden kilitler; içeri yeni bilgi giremez. Tevazu ise kapıyı açık bırakır, ilim sürekli içeri dolar.”

Aradan yıllar geçti. Selim bilgisiyle, sabrıyla şehrin önde gelen âlimlerinden biri oldu. İnsanlar hayatlarında doğru bilgiler bulabilmek için onun kapısına geldiler. Harun ise aynı yerde kaldı. Eskiden bildiği birkaç şeyle övünüp durdu, ama zamanla insanlar onu dinlemez oldu.

Ve herkes onun hikâyesinden şu dersi çıkardı:
“Kibir insanı büyüttüğünü sanır, oysa küçültür. Tevazu ise küçültür gibi görünür, ama gerçekte büyütür.”

Buradan anlıyoruz ki; insan kendini yeterli görmeye başladığı andan itibaren öğrenme ve gelişim süreci durur. Halbuki hayatın bizden istediği, her geçen gün daha iyi bir birey olmamızdır.


Karşımıza çıkan problemler, hayatın bize garezi olduğundan değil; bizi daha mutlu ve başarılı bir birey haline getirmek içindir. Bütün süreç  bizim o problemlere doğru yanıt vermemiz ve karşılaştığımız olaylardan kendimize bir şey katarak çıkmamızdır. İnsan bunu anladığında her daim problemlerini kabul ederek öğrenmeye açık bir seviyeye gelebilir. 


Yorumlar

  1. tucimuhammet@gmail.com
    Ben biliyorum demek yerine, "sen bu konuda ne düşünüyorsun" mu diyelim?

    YanıtlaSil
  2. İnsan hangi bilgilere sahip olursa olsun öğrenmeye açık olmalı ki danışılan olabilirsin siz ne dersiniz?

    YanıtlaSil
  3. En iyisi olarak kalmak istiyorsan sürekli çalışman gerekli güncel kaldıkça başarılı da olursun.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar