Ana içeriğe atla

GERÇEK ESNAF KALDI MI?

Gerçek esnaf kaldı mı? 

Gerçeklik kaldı mı? Gerçek olduğunu zannettiğimiz normallerimiz mi kaldı yoksa… Bir işi, bir ticareti herkesin yapıyor olması, onu dönemin normali mi yapar, yoksa dönemin gerçeği mi? Herkes gibi dönemin popüler işini yapmak, mesela organik işine girmek veya e-ticaret üzerinden satış yapmak dönemin gerçek ticareti midir, yoksa normali mi? ‘’Ya biz ticaretle uğraşıyoruz ister istemez ürün satabilmek için yalan söylemek durumunda kalıyoruz.’’ demesi ticaretle uğraşan esnafların gerçeği midir? Yalan söylemek midir esnaflık? Peki o zaman esnaflar binlerce yıldır yalan söylemek durumunda kalanlar mı?

O toplumdaki insanların yaptığı şeyler yanlış olsa da o toplumda normal olarak değerlendirilebiliyor.  Gerçeklik ise bambaşka. Bir insanın bir konuda gerçeğe uygun davranması ve sürekliliğini sağlayabilmesi yaşantısındaki dengeye bağlıdır. Hayatına gerçekliği alan insanın yaşantısı dengeye gelir. Hayatında gerçekliği yaşamaya çalışan insanın esnaflığı da gerçeğe yaklaşır ve dengeyi kurabilmeye başlar. Böylelikle gereksiz heyecanlanmaları azalmaya başlar. Fırsat gibi görünenler gereksiz heyecanlandırmaz, piyasadaki dalgalanmalar, çalkantılar onu çok korkutmaz. Gemi yeterince suyun içerisindedir artık her dalgada sarsılmaz. Gerçeklik yoksa her dalga tehlike. Açık denizde kayık… Dalgalar artmaya başlayınca, dalgaların boyu yükselmeye başladıkça riskin artması ve bilincin kapanmasıyla yapılan art arda yanlışlar…

Esnaf ve Müşteri

Yanlışlar artmaya başladı artık, bilinç kapanmaya başladı.

O müşteri olmadan yapamam. Onu kaybedemem.

- Neden?

- Çünkü yüklü ürün alıyor.

- Zarar ediyorsun? Maliyetinin altında fiyattan veriyorsun?

- Olsun çeklerimi ödüyorum. Üç ay sonrasını o zaman düşünürüz.

Halbuki ne güzeldi işler dengedeyken. Mutluydu, geçmişine göre daha iyiydi, başarılıydı. Ziyaretine geldiğinde o müşteri güzel güzel çay içiyorlardı. Günlük konulardan konuşuyorlardı. O sırada zaman zaman diğer müşteriler geliyordu. Henüz kibir yapmamıştı onlara. Beğenmemezlik, burun kıvırma, küçümseme yoktu. Hoş geldiniz diyebiliyordu üç liralık bir şey aldığında bile müşterisine. Müşteri de aynı keyifle ‘’Allah bereket versin’’ diyebiliyordu. Çay ısmarlayabiliyordu. Müşteri ürün almadan çıktığında ‘’Ayağınıza sağlık‘’ diyebiliyordu. Şimdi her gelenin bir şey alması lazım gibi bakıyor. Üç liralık alışverişte bana bir şey kalmıyor ki zaten, bir de artık kalmamış olan sabrımla ona güler yüz göstereyim. Küçük müşteriyle uğraşamam…

Esnaf ve Aile

Hayatında gerçeklik varken ailesinde de gerçeklik vardı. Eve gittiğinde keyifli keyifli akşam yemeği yeniyor, peşine kahveler, ardından çaylar içiliyordu. Çocuklar keyifliydi, hanımın sevdiği tatlı alınırdı arada eve giderken. Hafta sonları piknikleri vardı. Lüks müydü? Hayır ama mutluluk içeriyordu. Şimdi Şile’de köy evi var ama acaba bankalar el koymadan kurtarabilir miydi çekler ödenirken? Bahçesinde çay içerken şimdi derinlere dalıyordu. Piknikteyken böyle olmazdı. Geceleri çok rahat uyurdu hatta uyumasıyla meşhurdu iki dakikada, şimdi dakikalar geçmiyordu gece yatağa yatınca. Her ay ürettiğinden fazla tüketimi vardı ailenin. Oradaki dengeler de oynamıştı yerinden… Sürekli eksiye giden bir tablo… Herkes gergin, tüketimle alınan sahte mutluluklar, kısa süreli etkiler…

Esnaf ve Komşu

Komşularıyla hep arası iyi olmuştu. Sabahları erkenden açtığı dükkanının önünü süpürürdü. Ondan sonra dükkanı açan yan komşularının da dükkanlarının önünü çaktırmadan süpürürdü. Birinin bir yere gitmesi gerektiğinde birbirlerinin dükkanlarına göz kulak olurlardı. Acil bir şey olduğunda birinin arabası diğerinin de arabasına dönüşürdü. Kendi dükkanının önündeki park yerine o çekiyorsa, yabancı değildi ki gündem dahi olmazdı. Akşamüstü işler sakinler, kapının önünde ıhlamur altında çay, kahveler içilirdi. Biri bisküvi getirir, diğeri çayları söylerdi.  Samimi ilişkiler kurulurdu hem de zengin menülerle değil, çay, simit, bisküvi gibi şeylerle. İlişkinin en üst seviyesi… Etrafta bir olay olduğunda kimsenin birbirinden şüphe duymaması ve ortak odak noktaları olması, çözüm…

Esnaf ve Rekabet

Aynı malı satan her zaman olmuştu. Birbirlerine müşteri gönderirlerdi. Siftah yapamayınca diğerine müşteri gönderilirdi. O ürün orada yoktu ama diğer esnafta vardı. Birisi rakip esnaf hakkında kötü bir şey söylediğinde yorum yapılmazdı, konu bir şekilde geçiştirilirdi. Birbirlerini ezmezlerdi. Ürünler piyasada ezilmezdi. Ama şimdi ödemeler fazla geldi, kiralar yüksek. Deniz dalgalı ve dalgalar yükseliyor… Bir şekilde nakit paraya ihtiyaç var. Sanki o yıllardır olan tatlı rekabet artık düşmanlığa dönmüş. Birbirleri hakkında olmayacak ithamlar, birbirinin müşterisine olmayacak fiyatlar. Bozulmuş dengenin bozuk ilişkileri, bozuk ticareti ve bitmek bilmeyen hatalar silsilesi.

İnsanların, esnafın, olmayacak yöntemlerle dalgaların arasından çıkma gayreti. Gayret önemli ama yön yanlışsa? Ya daha derine gidiyorsa? Pusula artık şaşmışsa? Normalleştiyse… 




Yorumlar

  1. İnsan gerçeğini kaybettiyse, kazandıklarının ne önemi olabililir…

    YanıtlaSil
  2. Hayatımızdaki yanlışlar normalleşmiş olabilir mi? Acaba hata gibi görmediklerim hata olabilir mi ? Çok teşekkürler yazınız için..

    YanıtlaSil
  3. Bozulmus dengenin bozuk iliskileri… asil problemlerimizin farkina varabilmeye calismak ne kadar kiymetli caba

    YanıtlaSil
  4. Gerçek esnafı okurken gerçek komşuluğu, gerçek akrabayı, gerçek samimiyeti ve birçok rolümüzün gerçeğini hatırlattınız.🙏
    Emeğinize, klavyenize sağlık.😊

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Gerçek esnaf kaldı mı? Sorusunu gerçek komşumuz, gerçek akrabamız var mı? Diye de kendime sormadan edemedim.
      Komşumun cenazesinden haberim var mı? Bir ihtiyacı var mı acaba? Bu soruları kendime sordum.

      Sil
  5. Hayatına gerçekliği alan insanın yaşantısı dengeye gelir. Ne kadar da doğru. Denge varsa
    gerçek adalet var. Gerçekten mutlu eden ilişkiler, tatmin eden başarılar var. Gerçekten yaşamak ümidiyle, kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  6. Bir an durup düşünmek gerekiyor sanırım. Tercihlerimizi normale/anormale göremi! Yoksa doğruya/yanlışa göremi yapıyoruz.

    YanıtlaSil
  7. Ticaretle uğraşan biri olarak çok yerinde tespitler olmuş kaleminize sağlık

    YanıtlaSil
  8. Gerçeğe sahip olanlardan olabilmek nasip olsun dilerim inşALLAH

    YanıtlaSil
  9. Gerçekten esnaf olabilmek ne kadar kolay, biz ne kadar zorlaştırıyoruz.

    YanıtlaSil
  10. Bu dönemde esnaf olmak gerçekten zor kaleminize sağlıj

    YanıtlaSil
  11. Günümüzde gerçek esnafa rastlamak çok zor olduğu bir zamanda böyle bir yazı okumak farklı oldu. Teşekkür ederim

    YanıtlaSil
  12. Yön sasmissa ve daha derine gidiyorsa… acaba pusulamiz dogru mu?

    YanıtlaSil
  13. Nerde o gerçek esnaflar, dostluklar deriz hep ama neden bu hale gelindiği hakkında da hiç düşünmeyiz. Bu açıdan çok yararlı bir yazı olmuş. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  14. Hep şikayet ediyoruz esnaflıktan, peki düzelmek veya düzeltmek için ne yapıyoruz? Bu doğrultuda çok faydalı bi yazı olmuş, teşekkürler

    YanıtlaSil
  15. Çünkü gerçeklik kalmadı. Gerçeklikten ayrılmamak ümidiyle. Elinize sağlık...

    YanıtlaSil
  16. Esnaflık önemli gerçekten. Ama esnaflığı oluşturan biz toplumun yapı taşlarıdır. Bu vesileyle bu yazı güzel olmuş teşekkürler

    YanıtlaSil
  17. Neyi kazanmak için neyi kaybettiği o kadar önemli ki. Başta bunu öngörebilmeli insan.

    YanıtlaSil
  18. Hayatında gerçeklik varken ailesinde de gerçeklik vardı.
    Gerçeğe uygun tepkiler veriyor olmak kıymetli🍇

    YanıtlaSil
  19. Güner Tozkoparan23 Nisan 2024 22:16

    Dengeleri bozduğumuz her süreçte sorun yaşarız. Çok güzel bir yazı.

    YanıtlaSil
  20. Sözlerin bitti yer diyebilirz… hayatta gercekten gercek varsa cok güclü bi bag var ana gercek degilde sahta varsa hayati ona göre sekillenir…

    YanıtlaSil
  21. Eskiden bitmiş işi bozmak yoktu. Esnaf artık ürünü satmak için maliyetine veya zararına satıyor dahada kötüsü aynı ürünü sattığı esnafı kötüler oldu. Günümüzü özetleyen güzel bir yazı olmuş.

    YanıtlaSil
  22. Hayat bir ticaret, insALLAH dogru alisverisler yapan guzel esnaflardan oluruz:) tesekkurler…

    YanıtlaSil
  23. Hatırladık mı gerçeği hatırladık mı normalleştirip gerçek sandığımız şeyleri… yazanların emeğine sağlık

    YanıtlaSil
  24. Esnaflık aslında gerçekliğin çok içinde. Çok çeşit insan…
    Gerçek bilgilerle tavsiye edilen bir ticaret yapmak dileğiyle…

    YanıtlaSil
  25. Herşey ticarette bozulmayla başlar. İnsanlar ölçüyü ve tartıyı yanlış yapar dengeyi bozarsa kendi helakını hazırlar.

    YanıtlaSil

  26. Gerçek esnaf, dürüstlük ve saygıya dayalı ilişkiler kurar. Rekabetin ortasında bile samimiyet ve komşuluk bağlarını korur. Dengeli, sağlıklı ticaretin temelidir.

    YanıtlaSil
  27. Para kazanan çok ama gerçek esnaf yok, elinize sağlık

    YanıtlaSil
  28. Para kazanan çok ama gerçek esnaf yok, elinize sağlık

    YanıtlaSil
  29. Biz gerçeklerle mi yaşıyoruz yoksa gerçek olarak düşündüğümüz normallerimizle mi? Çok güzel bir yazı kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder