GERÇEK ESNAF KALDI MI?
Gerçek esnaf kaldı mı?
Gerçeklik kaldı mı? Gerçek olduğunu zannettiğimiz normallerimiz mi kaldı yoksa… Bir işi, bir ticareti herkesin yapıyor olması, onu dönemin normali mi yapar, yoksa dönemin gerçeği mi? Herkes gibi dönemin popüler işini yapmak, mesela organik işine girmek veya e-ticaret üzerinden satış yapmak dönemin gerçek ticareti midir, yoksa normali mi? ‘’Ya biz ticaretle uğraşıyoruz ister istemez ürün satabilmek için yalan söylemek durumunda kalıyoruz.’’ demesi ticaretle uğraşan esnafların gerçeği midir? Yalan söylemek midir esnaflık? Peki o zaman esnaflar binlerce yıldır yalan söylemek durumunda kalanlar mı?
Esnaf ve Müşteri
Yanlışlar artmaya başladı artık, bilinç kapanmaya başladı.
- O müşteri olmadan yapamam. Onu kaybedemem.
- Neden?
- Çünkü yüklü ürün alıyor.
- Zarar ediyorsun? Maliyetinin altında fiyattan veriyorsun?
- Olsun çeklerimi ödüyorum. Üç ay sonrasını o zaman düşünürüz.
Halbuki ne güzeldi işler dengedeyken. Mutluydu, geçmişine göre
daha iyiydi, başarılıydı. Ziyaretine geldiğinde o müşteri güzel güzel çay
içiyorlardı. Günlük konulardan konuşuyorlardı. O sırada zaman zaman diğer
müşteriler geliyordu. Henüz kibir yapmamıştı onlara. Beğenmemezlik, burun
kıvırma, küçümseme yoktu. Hoş geldiniz diyebiliyordu üç liralık bir şey
aldığında bile müşterisine. Müşteri de aynı keyifle ‘’Allah bereket versin’’ diyebiliyordu. Çay ısmarlayabiliyordu.
Müşteri ürün almadan çıktığında ‘’Ayağınıza
sağlık‘’ diyebiliyordu. Şimdi her gelenin bir şey alması lazım gibi bakıyor.
Üç liralık alışverişte bana bir şey kalmıyor ki zaten, bir de artık kalmamış
olan sabrımla ona güler yüz göstereyim. Küçük müşteriyle uğraşamam…
Esnaf ve Aile
Hayatında gerçeklik varken ailesinde de gerçeklik
vardı. Eve gittiğinde keyifli keyifli akşam yemeği yeniyor, peşine kahveler, ardından
çaylar içiliyordu. Çocuklar keyifliydi, hanımın sevdiği tatlı alınırdı arada
eve giderken. Hafta sonları piknikleri vardı. Lüks müydü? Hayır ama mutluluk
içeriyordu. Şimdi Şile’de köy evi var ama acaba bankalar el koymadan
kurtarabilir miydi çekler ödenirken? Bahçesinde çay içerken şimdi derinlere
dalıyordu. Piknikteyken böyle olmazdı. Geceleri çok rahat uyurdu hatta
uyumasıyla meşhurdu iki dakikada, şimdi dakikalar geçmiyordu gece yatağa
yatınca. Her ay ürettiğinden fazla tüketimi vardı ailenin. Oradaki dengeler de oynamıştı yerinden… Sürekli
eksiye giden bir tablo… Herkes gergin, tüketimle alınan sahte mutluluklar, kısa
süreli etkiler…
Esnaf ve Komşu
Komşularıyla hep arası iyi olmuştu. Sabahları erkenden açtığı dükkanının önünü süpürürdü. Ondan sonra dükkanı açan yan komşularının da dükkanlarının önünü çaktırmadan süpürürdü. Birinin bir yere gitmesi gerektiğinde birbirlerinin dükkanlarına göz kulak olurlardı. Acil bir şey olduğunda birinin arabası diğerinin de arabasına dönüşürdü. Kendi dükkanının önündeki park yerine o çekiyorsa, yabancı değildi ki gündem dahi olmazdı. Akşamüstü işler sakinler, kapının önünde ıhlamur altında çay, kahveler içilirdi. Biri bisküvi getirir, diğeri çayları söylerdi. Samimi ilişkiler kurulurdu hem de zengin menülerle değil, çay, simit, bisküvi gibi şeylerle. İlişkinin en üst seviyesi… Etrafta bir olay olduğunda kimsenin birbirinden şüphe duymaması ve ortak odak noktaları olması, çözüm…Esnaf ve Rekabet
Aynı malı satan her zaman
olmuştu. Birbirlerine müşteri gönderirlerdi. Siftah yapamayınca diğerine
müşteri gönderilirdi. O ürün orada yoktu ama diğer esnafta vardı. Birisi rakip
esnaf hakkında kötü bir şey söylediğinde yorum yapılmazdı, konu bir şekilde
geçiştirilirdi. Birbirlerini ezmezlerdi. Ürünler piyasada ezilmezdi. Ama şimdi
ödemeler fazla geldi, kiralar yüksek. Deniz dalgalı ve dalgalar yükseliyor… Bir
şekilde nakit paraya ihtiyaç var. Sanki o yıllardır olan tatlı rekabet artık
düşmanlığa dönmüş. Birbirleri hakkında olmayacak ithamlar, birbirinin
müşterisine olmayacak fiyatlar. Bozulmuş dengenin
bozuk ilişkileri, bozuk ticareti ve
bitmek bilmeyen hatalar silsilesi.
İnsanların, esnafın, olmayacak
yöntemlerle dalgaların arasından çıkma gayreti. Gayret önemli ama yön yanlışsa?
Ya daha derine gidiyorsa? Pusula artık şaşmışsa? Normalleştiyse…
İnsan gerçeğini kaybettiyse, kazandıklarının ne önemi olabililir…
YanıtlaSilNe kadar doğru bir yorum 👍
SilHayatımızdaki yanlışlar normalleşmiş olabilir mi? Acaba hata gibi görmediklerim hata olabilir mi ? Çok teşekkürler yazınız için..
YanıtlaSilBozulmus dengenin bozuk iliskileri… asil problemlerimizin farkina varabilmeye calismak ne kadar kiymetli caba
YanıtlaSilGerçek esnafı okurken gerçek komşuluğu, gerçek akrabayı, gerçek samimiyeti ve birçok rolümüzün gerçeğini hatırlattınız.🙏
YanıtlaSilEmeğinize, klavyenize sağlık.😊
Gerçek esnaf kaldı mı? Sorusunu gerçek komşumuz, gerçek akrabamız var mı? Diye de kendime sormadan edemedim.
SilKomşumun cenazesinden haberim var mı? Bir ihtiyacı var mı acaba? Bu soruları kendime sordum.
Hayatına gerçekliği alan insanın yaşantısı dengeye gelir. Ne kadar da doğru. Denge varsa
YanıtlaSilgerçek adalet var. Gerçekten mutlu eden ilişkiler, tatmin eden başarılar var. Gerçekten yaşamak ümidiyle, kaleminize sağlık.
Bir an durup düşünmek gerekiyor sanırım. Tercihlerimizi normale/anormale göremi! Yoksa doğruya/yanlışa göremi yapıyoruz.
YanıtlaSilAynen katılıyorum👍
SilTicaretle uğraşan biri olarak çok yerinde tespitler olmuş kaleminize sağlık
YanıtlaSilGerçeğe sahip olanlardan olabilmek nasip olsun dilerim inşALLAH
YanıtlaSilAmin
SilGerçekten esnaf olabilmek ne kadar kolay, biz ne kadar zorlaştırıyoruz.
YanıtlaSilBu dönemde esnaf olmak gerçekten zor kaleminize sağlıj
YanıtlaSilGünümüzde gerçek esnafa rastlamak çok zor olduğu bir zamanda böyle bir yazı okumak farklı oldu. Teşekkür ederim
YanıtlaSilYön sasmissa ve daha derine gidiyorsa… acaba pusulamiz dogru mu?
YanıtlaSilNerde o gerçek esnaflar, dostluklar deriz hep ama neden bu hale gelindiği hakkında da hiç düşünmeyiz. Bu açıdan çok yararlı bir yazı olmuş. Elinize sağlık.
YanıtlaSilHep şikayet ediyoruz esnaflıktan, peki düzelmek veya düzeltmek için ne yapıyoruz? Bu doğrultuda çok faydalı bi yazı olmuş, teşekkürler
YanıtlaSilÇünkü gerçeklik kalmadı. Gerçeklikten ayrılmamak ümidiyle. Elinize sağlık...
YanıtlaSilEsnaflık önemli gerçekten. Ama esnaflığı oluşturan biz toplumun yapı taşlarıdır. Bu vesileyle bu yazı güzel olmuş teşekkürler
YanıtlaSilNeyi kazanmak için neyi kaybettiği o kadar önemli ki. Başta bunu öngörebilmeli insan.
YanıtlaSilHayatında gerçeklik varken ailesinde de gerçeklik vardı.
YanıtlaSilGerçeğe uygun tepkiler veriyor olmak kıymetli🍇
Dengeleri bozduğumuz her süreçte sorun yaşarız. Çok güzel bir yazı.
YanıtlaSilSözlerin bitti yer diyebilirz… hayatta gercekten gercek varsa cok güclü bi bag var ana gercek degilde sahta varsa hayati ona göre sekillenir…
YanıtlaSilEskiden bitmiş işi bozmak yoktu. Esnaf artık ürünü satmak için maliyetine veya zararına satıyor dahada kötüsü aynı ürünü sattığı esnafı kötüler oldu. Günümüzü özetleyen güzel bir yazı olmuş.
YanıtlaSilHayat bir ticaret, insALLAH dogru alisverisler yapan guzel esnaflardan oluruz:) tesekkurler…
YanıtlaSilHatırladık mı gerçeği hatırladık mı normalleştirip gerçek sandığımız şeyleri… yazanların emeğine sağlık
YanıtlaSilEsnaflık aslında gerçekliğin çok içinde. Çok çeşit insan…
YanıtlaSilGerçek bilgilerle tavsiye edilen bir ticaret yapmak dileğiyle…
Herşey ticarette bozulmayla başlar. İnsanlar ölçüyü ve tartıyı yanlış yapar dengeyi bozarsa kendi helakını hazırlar.
YanıtlaSil
YanıtlaSilGerçek esnaf, dürüstlük ve saygıya dayalı ilişkiler kurar. Rekabetin ortasında bile samimiyet ve komşuluk bağlarını korur. Dengeli, sağlıklı ticaretin temelidir.
Para kazanan çok ama gerçek esnaf yok, elinize sağlık
YanıtlaSilPara kazanan çok ama gerçek esnaf yok, elinize sağlık
YanıtlaSilBiz gerçeklerle mi yaşıyoruz yoksa gerçek olarak düşündüğümüz normallerimizle mi? Çok güzel bir yazı kaleminize sağlık.
YanıtlaSilBozulmuş dengenin bozuk ilişkileri, bozuk ticareti ve bitmek bilmeyen hatalar silsilesi...
YanıtlaSil