Ana içeriğe atla

35 (yazıyla sadece otuzbeş) Yıl..


 


Otuzbeş yıldır… Haftanın her iş gününü… Yirmi metrekare ofisinde geçirmişti…

Her yeni iş görüşmesi öncesinde muhakkak her zamankinden daha erken gelirdi. Nasıl bir sunum yapacağını kontrol eder, provasını yapardı. Bu zamana kadar hayatında uyguladığı kurallardan sadece bir tanesiydi. Kendine her zamanki gibi bir fincan kahve koydu. Masasının önündeki misafir koltuğuna oturup bir yudum aldı. Sonra kendi masası ve çalışma koltuğuna baktı. 

Babasından kalma, babasına kira iki yıl hizmet etmiş yadigar mobilyalar da onunla birlikte otuz beş yıl daha yaşlanmıştı. Bugüne kadar geçen ömrünü düşündü. Çünkü gündelik hayatın içinde ne zaman elli beş yaşına geldiğini anlamamıştı. O kadar hızlı geçmişti ki yıllar… 

Peki şimdiki zamana kadar geçen süreden ne anlamıştı? Yusuf geçmişe baktığında ne görüyordu? Bu muhasebe neden görüşmeye 10 dakika kalmışken onu oyalıyordu?

Geçmişi irdelediğinde koskocaman yorgunluktan başka bir şey görememişti… Ne içindi bu kadar çaba? Piyasada sektörün en büyüğü mü olmak? Çocukları daha iyi bir okulda mı okutmak? Yoksa ailesini çok daha iyi imkanlar içinde mi yaşatmak? Belki de çevreden gördüğü beğeni... Sahi, ‘’insanlar şu andaki imkanları olmasa da Yusuf’a yine aynı sevgi ve saygıyı gösterirler miydi?’’ diye düşündü. Kafasında bir sürü soru... Cevaplar neydi peki?


Sonra düşündü, ‘Hayattan ne anladım,tüm bu yaptıklarımın etkisi hayatıma olumlu mu yansıdı?’ Karmakarışık duygular yaşıyordu ve paniklemişti. Cevabını veremediği sorularla karşı karşıya kalmıştı. Az sonra yapacağı sunumun baskısı da eklenmişti. Bu denli yoğun iş temposuna yıllardır ayırdığı vakti kimlerden çalıp da buraya harcamıştı? Ne kadar kabul etmese de, kalan zamanı ve her canlı gibi onun da bir gün hayat sahnesinden geçip gideceği gözünün önünden geçiyordu. Gelip geçivermişti ömrü… Göz açıp kapatır gibi… Bir anda nefes alıp vermek gibi… Daha da kötüsü var dedi içinden. Süre tamamlandığında yanında hayat sahnesinde ona konfor oluşturan hiçbir şeyi  götüremeyecekti. İşte bu, tüm kazanımlarının aslında kendisine ait olmadığı anlamına geliyordu. 

İmkân bakımından bolluk içinde olsa da,bu bolluğun hayattan alacağı hazzı arttırmadığını anlamıştı. 

Çünkü bu hayatta neyin miktarını arttırırsak arttıralım bizde bırakacağı etki azalıyordu.

Yemek yemenin miktarını arttırdığımızda midemiz daha da genişlediği için daha çabuk acıkmaya başlıyorduk. Yemeğin etkisi azalıyordu. Bir yemeğe kıvamını tutturduktan sonra ne kadar baharat eklersen o kadar tattaki etkisi azalıyordu. Ya da ebeveynlerin çocuklara bir şeyleri sürekli yapma,etme demesine rağmen o çocuğun o konuda daha çok bişeyler yapar hale geldigi görülüyordu. İşte Yusuf’un da işe olan bu düşkünlüğü yaşantısındaki diğer konulardaki olumlu temasa engel olmuştu… 

Peki nasıl bir çözüm üretmeliydi?

Belki de hayatındaki bazı şeylerin miktarını azaltmalıydı. Çünkü miktarın artması bereketin arttığını ifade etmiyordu. İşte bu yüzden azın bereketine ulaşması gerekiyordu… Belki de böylece işe olan bıkkınlığı ortadan kalkar, sevdiklerine ayıracağı süre daha bereketli olabilirdi.


Yani hayatında miktarda aşırılığa giden süreçleri azalta azalta sadeleştirebilmesi gerekiyordu ve buna normalin üstünde yoğunluk verecek bu iş görüşmesini dizayn ederek başlayabilirdi.

 Azdaki çokluğu keşfedip az olanın bereketine ulaşabilmek dileğiyle...


Yorumlar

  1. Azdaki çokluk? Ne kadar anlamlı ve gerçekçi olmuş... Hayatımızda dengeyi yakalarız umarım...

    YanıtlaSil
  2. Öyle ise mesele bize hissettirdikleri hayatın… Teşekkür ederiz….

    YanıtlaSil
  3. Hayatın işin içinde koştururken birden yılların ne kadarda çabuk geçtiğini anlıyorsun bu içine düştüğümüz illüzyon bizi sona yaklaşırken sadece oyalıyor yapımda ve yayında emeyi geçen herkezden ALLAH razı olsun elinize kaleminize salık.

    YanıtlaSil
  4. Bazen insan fark ettim diyene kadar bir bakmışsın yıllar geçmiş ama hala süre bitmediyse sorun yok...
    Fark edebilmek dileğiyle...

    YanıtlaSil
  5. Miktarı artırarak aşırılığa kaçtığımız her şeyden gol yeriz. Dengede olabileceğimiz bir hayat yaşamamız dileğiyle...

    YanıtlaSil
  6. Hayatta insan bunun ne kadar erken farkına varırsa o kadar iyi. Hiç bir şey bu hayatta zamanımız kadar kıymetli değil. Zamanı nereye harcayacağımıza dikkat etmemiz gerekiyor.

    YanıtlaSil
  7. Hayat su gibi akıp gidiyor. Hayat gerçeğe ulaşınca anlam kazanıyor. Ne kadar erken gerçeğe ulaşırsa insan kalan ömrü daha anlamlı yaşıyor. Hiç bir zaman geç değil. Haydi sen de gerçeği gör. Hayatını anlamlandır...

    YanıtlaSil
  8. Hayatın içinde miktarı ne kadar arttırdığımızı fark etmiyoruz ve yanılıyoruz. İnsanın en büyük yanılgısı ve tuzağı miktar… Çok etkili bir yazı. Emeğinize sağlık

    YanıtlaSil
  9. Hayata da öyle değilmi az olanın fiyatı daha pahalı dır hep

    YanıtlaSil
  10. Hepimizin hayatının içinden güzel bir yazı olmuş. Kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
  11. Yazıyla otuzbeş yazılması başlıkta ilgi çekti, okudukça da ufuk açtı..

    YanıtlaSil
  12. Yaşamımız içerisinde çabamızın sadece bir konuda odaklanması geri kalanları kaçırmamıza ve pişmanlığa sebep oluyor. Çabamızı dengeli kullanabilmek dileğiyle.

    YanıtlaSil
  13. Hayatta her şeyin bir kıvamı var bizler bir şeyim miktarını artırınca onun kıvamında bozuyoruz. Çok güzel bir yazı olmuş emeğinize sağlık..

    YanıtlaSil
  14. Ne kadar da bizi anlatmış. İş hayatının yoğunluğundan ailemize vakit ayıramıyoruz. Demek ki her şeyin bir dengesi var. Denge bozulunca hayatın da bir espirisi kalmıyor.

    YanıtlaSil
  15. "Bolluk içinde olsa da, bu bolluğun hayattan alacağı hazzı arttırmadığını anlamıştı." Beni en çok etkileyen cümle bu oldu. Gerçekten son günlerde hayatımızda mutlu olmak için hep daha fazlasını istiyoruz. Daha fazla para, daha fazla oyuncak, daha fazla iş, daha fazla ürün.

    YanıtlaSil
  16. Bize verilen süre çok gibi geliyor birde o koşturmanın içine dalınca arkaya dönüp bakınca aslında ne kadar kısa olduğunun farkına varıyoruz

    YanıtlaSil
  17. Kaleminize sağlık güzel bir yazı olmuş

    YanıtlaSil
  18. Yazan hocamızın kalemine kuvvet. Bazı cümleler karışık olmuş, bizler konuları bildiğimiz için anlamlandırabiliyoruz, fakat farklı insanları çekebilmek, bloğun sonunu görebilmelerini sağlamak için biraz gizem ve merak eksik sanki.

    YanıtlaSil
  19. Kaleminize sağlık. Anlıyoruzki önemli olan bizdeki karşılığı. İmkanlar çok olabilir ama bizim işimize hem bu dünyada hem diğer dünyada yaramıyorsa anlamı yok. Bize teması imkanın bolluğundan daha değerli..Bereketli ömrümüz olsun..

    YanıtlaSil
  20. ..Hepimizin yaşadığı o durum. "Eskiden daha az imkana sahiptik ama daha mutluyduk. Şimdi imkanlarımız arttı neden o eski tatlar yok?"

    YanıtlaSil
  21. Yazıyı okudukça insanın kendi hayatından sahneler geliyor gözünün önüne. Ömrünün hangi yaşında olursan ol durup düşündürtecek, bir hatırlatma olmuş. Elinize saglık.

    YanıtlaSil
  22. Az coktur, cunku cogalan odur… cok alabiliyorken azla doyabilmek asil zenginlik… cok seye sahip olmak degil…

    YanıtlaSil
  23. Oysa biz hayatımızda tam tersini uyguluyoruz. Zannediyoruz ki miktar arttırdığımızda temas artacak… Miktara kapılıp yanılıyoruz…

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bütün hayatımızı buna göre kurguluyoruz...

      Sil
    2. haklısınız..

      Sil
  24. Az bizlerin disipline olamadığı şey. Eğer basite ve aza disipline olabilirsek hayat o kadar berketleniyor.

    YanıtlaSil
  25. İnsanın sahip olduğu en değerli şey zaman ama ne yazık ki en değersiz kullandığı da zaman.

    YanıtlaSil
  26. Çok güzel bir yazı. Elinize sağlık

    YanıtlaSil
  27. Ellerinize sağlık , çok beğendim

    YanıtlaSil
  28. gariptir ki biz hep bir şeylerin sayılarını arttırmaya çalışıyoruz ama hayatımızda bir faydası olmuyor hep hayatımızda daha azı geliyor. biz yine de miktar artışı istiyoruz. Bu döngüyü nasıl kıracağız?

    YanıtlaSil
  29. Hayatın içinde aşırıy gittiğimizin farkına varmak bazen geç oluyor demek ki. Bizim de böyle aşırılıklarımız var mı acaba? Nasıl farkedebiliriz?

    YanıtlaSil
  30. Miktarın, hayatımızdaki etkisini anlatan güzel bir paylaşım olmuş.

    YanıtlaSil
  31. Gerçekten de somut bir şeyler elde etmek için bir ömür harcıyoruz. Elde ettiğimizde tatmin olacağımızı sandığımız somut hedefler... Elde ettikten sonra geçip giden bir heves...
    Hayata gerçek bir anlam katma fırsatımız olur inşAllah...

    YanıtlaSil
  32. Azın bereketine ulaşmak için attığımız adımlar, hayatımıza daha fazla anlam katacak

    YanıtlaSil
  33. Az bazende çoktan fazla ediyor..

    YanıtlaSil
  34. Eskiler der ya azın bereketi vardır...
    Ama biz bu bilgileri çoktan kaybettik...
    İnşAllah yeniden öğreniriz.

    YanıtlaSil
  35. Evet gerçekten insan bazı konulara aşırı zaman ayırıyor ve bunun farkında bile olmuyor.

    YanıtlaSil
  36. Az olanın keyfide başka oluyor. Koşarken azar azar su içmek gibi.

    YanıtlaSil
  37. Hayatamızdaki çok olan her şey aslında ihtiyaçlarımız değilde isteklerimizmiş. Çok çalışmak, çok şeye sahip olmak bizi yoran isteklerimiz.

    YanıtlaSil
  38. Abdullah Cerit22 Şubat 2024 08:48

    İnsan eninde sonunda, dış dünyadan beklentinin sürekli arttırılmaya çalışıldığı bu geçici hayatta öz benliği ile ' Ben ne yapıyorum?' sorusunu istemeden yada isteyerek sormak zorunda kalıyor. Zihin ve kalp hep gerçeği hep kaynağı arıyor. Ancak gerçeği bulduğu zaman rahatlıyor.

    YanıtlaSil
  39. İnsanın sahip olduğunu düşündüğü imkanlara, teması çok önemli. Önemli olan sahip olduklarımız değil, neye ne kadar temas ettiğimiz. Diğer türlü sahip olduklarımız için yaşamaya başlarız.

    YanıtlaSil
  40. Her zaman bu hayatta dengede olmamız gerekiyor. Evimize ayırdığımız vakit, işimize ayırdığımız vakit, ailemize ayırdığımız vakit her zaman dengede olması gerekiyor. İnsan bir yerde aşırılığa gittiği zaman miktarı artırdığı zaman bereketini kaybeder ve hayatta miktarı nerede artırdıysa oraya düşkünleşip zamanın nasıl geçtiğini anlayamadan hayatındaki problemi arttırır.

    YanıtlaSil
  41. Yaşamak için çalışırken çalışmak için yaşar hale geliyoruz.

    YanıtlaSil
  42. O zaman hayatımızda odaklanmamız gereken miktarın fazlalığı değilmiş. Peki ne? Hep bir şeyi daha iyi yapar hale gelince daha fazla miktarı arttırmak yerine az ama verimli hale getirmek daha değerli. Çünkü bu hayatta en değerli şeyimiz sınırlı olan zamanımız.

    YanıtlaSil
  43. MUHAMMED YALCIN24 Şubat 2024 11:11

    İmkân bakımından bolluk içinde olsa da,bu bolluğun hayattan alacağı hazzı arttırmadığını anlamıştı. İmkanlara sahip olmak için harcadığımız ömür ,kullanmadığımız imkanların pişmanlığı ile geçiyor ama insan bu devirde çokta bunları düşünmüyor hep bi imkan artırma derdinde maalesef...

    YanıtlaSil
  44. Azda ki çokluğun farkına varmak bu hayatta ulaşabilecek en büyük konforlardan biri..

    YanıtlaSil
  45. Hayat içerisinde insan sürekli bir koşturmaca sürekli istekleri için bir mücadele sürekli daha başarılı olmak için bir uğraş veriyor .... nihai olarak insanın son noktada elinde kalan çokta bişey olmuyor aslında.. yiyeceği yemek miktarı belli, içeceği su miktarı belli, alacağı nefes belli, ihtiyaçları belli... imkanlarının fazlalığı çokta bişeyi değiştirmiyor aslında... Alzheimer olduğunda, bi hastalığa yakalandığında, yaşlılık kendini iyice gösterdiğinde... bir kase çorbayı bir kaşık ile içecek durumu bile olmayabiliyor... peki o zaman bu koşturmaca neden, bu hırs neden, bu aşırılaşmış istekler neden ??? Düşünelim biraz ...
    Çok güzel tespitler olmuş gerçekten ...

    YanıtlaSil
  46. az olan çoktur, çok olan da az.. basit ama zor..

    YanıtlaSil
  47. Hayat dengede ilerler. İşine çok fazla zaman ayırmaya başladığında denge de bozulmaya başlar. Böyle böyle başka taraflardan patlak verir. Sonunda artık o işin de bir anlamı kalmaz.

    YanıtlaSil
  48. Yusuf Yörük5 Mart 2024 17:06

    “Ne içindi bu kadar çaba” demiş ya yazar.. “Bu gidiş nereye?” sözü aklıma geldi bilenler bilir. Gerçekten bazen iş telaşesinden dolayı hayatı kaçırıyoruz. Hayatımız iş oluyor işçi için de işveren için de öyle. Ama insan ufacık bir zaman ayırıp düşünse diyecek ki ben napıyorum amacım ne bu telaşe ne bu gidiş ner ye? Amaç, insanın giriş kapısı değil de nedir?

    YanıtlaSil
  49. AHMET YURTALAN6 Mart 2024 11:00

    Hayatta hayırlarınızın dışında neyi arttırırsak arttıralım etkisi azalıyor. o yüzden hayırda yarışanlardan oluruz inşallah

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. gerçekten öyle hayırlarımızı artırabilmek iyilerden olabilmek mesele. o zaman yaptığımız işin ve diğer dünyevi şeylerin bir anlamı oluyor.

      Sil
  50. Bir süremiz var başı ve sonu belli olan biz neresinde olduğumuzu bilmeden yaşıyoruz ne yaptığımıza dikkat etmek lazım.

    YanıtlaSil
  51. İnsan hayatında bir kere şunu sormalıdır kendine; sahip olduklarımın hepsini kaybetsem yanımda kimler kalırdı…

    YanıtlaSil
  52. Merve Aydınlar - azdaki çokluk ne anlamlı - herşey zıttında gizliydi aslında, insan yanıldı

    YanıtlaSil
  53. İnsan geçici hayatta kalıcı gibi yaşıyor. Daha fazla iş yapayım daha fazla kazanıyım derken ailesini, arkadaşlarını ayırdığı vakti minimuma indirip miktar artışına gidebiliyor. Ama zamanımız kısıtlı dengeli kullanıyor olmalıyız. Hayatımızda dengede olmadığımız herşeyden gol yeriz.

    YanıtlaSil
  54. Bereketi miktarda aramak gerçektende bizim tuzağımız olmuş...

    YanıtlaSil
  55. RAYİSE Aslan11 Mart 2024 17:09

    Azdaki çokluk…
    Bereketi çok da aramak …
    Bereketin anlamını çözmemek …
    Ne kadarda acı veriyor insana bunları geç öğrenmek…
    Düşünenlerden olalım…

    YanıtlaSil
  56. Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  57. Miktar arttıkça etkisi azalıyor… ne garip değil mi? Peki insan neden miktarı arttırmaya meyilli bir canlı? Mesela bir kuş kendine bir yuva yapıyor “yok ya bu yetmedi daha geniş veya daha manzaralı bi yuvaya geçeyim” demiyor. Ama insan öyle mi :) 3+1 yetmiyor dublex olsun 7+2 olsun istiyor. Yetmiyor yazlığı olsun istiyor. Yetmiyor kral dairelerinde tatil yapmak istiyor. Ya da bi Aslan avımı yakalıyor ve ailesiyle hatta farklı hayvanlarla paylaşıyor ve avı oracıkta bitiriyorlar. Ama insan öyle mi? Miktarı arttırmaya meyilli… Neden ;)

    YanıtlaSil
  58. Tülin Yalçın20 Mart 2024 13:47

    Hayatımızda ne kadar çok anlamsız şeylerin miktarını artırmışiz değil mi ?

    YanıtlaSil
  59. Tülin Yalçın20 Mart 2024 22:50

    İnsan aza kanaat etmediginde malesef çoğu bulamıyor...

    YanıtlaSil
  60. Nermin Yaman21 Mart 2024 01:20

    İnsan belli bir yaşta yaptıklarına dönüp şöyle bir bakıyor. Aslında bu öz denetimi sürekli yapabilmek önemli. Sonra bir bakarız ki koca ömrü neler için harcamışız.

    YanıtlaSil
  61. Miktarın artması bereketin arttığını ifade etmiyordu...

    Bunu farkeden ve uygulayabilenlerden oluruz inşALLAH🌻

    YanıtlaSil
  62. azın bereketi vardır , ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  63. Bu geçici süreçte her şeye gerektiği kadar bedeli, değeri vermek ve dengeyi oluşturabilmek, doğru yolda ilerlemek çok önemli...

    YanıtlaSil
  64. önemli ve zor olansa bir şeyleri yitirmeden onların değerini anlayabilmek. bu düşüncede olmayınca varış noktamızda yalnız ve elindeki imkanlardan keyif alamaz oluruz. yolun başından itibaren dengeli olmalı insan.

    YanıtlaSil
  65. Füsun Binay29 Mart 2024 06:45

    Nasıl da gizli cevaplar ve aslında çok basit başlayan sorular... Sanki işleri karmaşık hale getiren bizleriz değil mi? Neden mutlu olmak için bir şeylere sahip olmamız gerekir? Üstelik sahip olmanın da sınırı yok, hep daha iyisi daha güzeli var... O zaman meselenin standartlar olmadığını anlayabiliyor insan... Elinize sağlık.

    YanıtlaSil
  66. Okuduğumda bir zamanlarda ki kendimi gördüm. O işe gereğinden daha çok verdiği emeğin gece gündüz haftasonumu demeden çalışarak kimlerin hayatından çalmıştı çok etkileyici. Bu benide hep üzmüştür. Bi dur kendine gel dedirten bir yazı.

    YanıtlaSil
  67. Ne kadar büyük bir yanılgıymış insanın çok kazandığında daha mutlu olacağını düşünmesi. Oysa insan yaşadıkça öğreniyor. Bereketin miktarla ilgisi olmadığını

    YanıtlaSil
  68. Güner Tozkoparan22 Nisan 2024 09:01

    Daha fazlası olduğunda mutlu olacağını düşünür ve yanılır insan. Çok güzel bir yazı emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  69. Hayatımızda bir şeylerin miktarından ziyade bize olan temasını artırmak nasip olsun..

    YanıtlaSil
  70. Hersey dengede guzel

    YanıtlaSil
  71. Herşeyin bir ölçüsü varken insan neden sınırlarda gezer ki

    YanıtlaSil
  72. Aslında her şey birazda soluklanabilmekle ilgili sanki, bazen öyle kaptırıyor ki insan, başkalarının kurduğu sistem içersinde ki mücadeleye kendini. Çoğu zaman farkına varamadan tüketiveriyor en kıymetlisini. Sonuna yaklaştığında eğer varsa nasibi, farkedebiliyor, elinden kayıp giden o kıymetliyi. Yavaşlatmak lazım sanki, hatta mümkünse durdurabilmek azıcık da olsa kıymetliyi. En az onun kadar kıymetli olan bir diğeri için. Düşünüp idrak edebilmeyi.....

    YanıtlaSil
  73. İnsan keyif aldığı şeyi i yaıpıp odada miktar artırsa dada fazla keyif alıyor ama aslda keyfini bozuyor Aslı’da teşekkürler ..

    YanıtlaSil
  74. Dinçer Baştuğ24 Nisan 2024 19:10

    İnsan sahip olduklarının kendisine yeterli olduğunu hiç bilemedi ve daha fazlası için ne yazıkki elinde olanlardan fark etmeden hep vazgeçti.

    YanıtlaSil
  75. Dinçer Baştuğ24 Nisan 2024 19:13

    Komşudaki bulgura giderken, elimizdeki pirinçten olmak. Daha fazlası için, sahip olduklarımızdan olmak.

    YanıtlaSil
  76. Murat Erturan24 Nisan 2024 22:09

    Ders alınacak güzel bir yazı olmuş. Ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  77. Adamın ne iş yaptığını anlayamadım.
    Gerçi mesele o değildi 😊
    mesaj verilmiş elinize sağlık

    YanıtlaSil
  78. hayatiin kivami en güzelidir, kivamin disina cikinca onun bedeli insana agir gelir... ne fazlasini isticen nede azini yapcan yoksa rahatlik tuzagina girer insan... en iyisi hep bedel ödemek... cok sagolun :))

    YanıtlaSil
  79. Azı küçümsememek dileğiyle...

    YanıtlaSil
  80. Öyle bir geçer zaman ki...diye başlayan bir şarkı vardı onu anımsadım bilmem niye :)

    YanıtlaSil
  81. Miktarı artırarak aşırılığa kaçtığımızda gol yeriz. Dengede olduğumuzda daha konforlu bir yaşama sahip oluruz..

    YanıtlaSil
  82. Sahnede olduğunu anlayabilmek kaç yaşımızda aklımıza geliyor neleri sorgulayabiliyoruz neleri düzeltebiliyoruz.

    YanıtlaSil
  83. Her şeyin aşırısı zarar. Hayatta konforlu olan dengede olandır. Dengeli harcayan, dengeli mutlu olan, dengeli seven. İstediğinde vazgeçebiliyorsan özgürsün. Aşırılıkta olan bağımlı olmaya mahkumdur.

    YanıtlaSil
  84. Doyduğu halde yemeye devam eden tek canlı insan herhalde. Aynı şekilde 4-5 ayakkabı yetecekken 50 tane ayakkabası olmasıda aynı doyumsuzluktan geliyor. hep istiyor, çok istiyor, yetmiyor... sonra gene istiyor.... bir vadi dolusu altın versen bir diğerini de isteyebiliyor. çok ayayip bir canlı türü. Uzaylılar falan var mı bilmem ama varsa ve birgün bizi ziyayete gelseler, insanoğlunu tanıdıkları anda arkalarına bakmadan uzay gemileriyle ışık hızında geri kaçarlar sanırım. öyle gibi geldi bana sanki...

    YanıtlaSil
  85. Kararında az olanın yetebileceğini anlamak ümidiyle..

    YanıtlaSil
  86. İnsan yasayı bilmeden hayatının kaliteli bir şekilde ilerlemesi bazen zor oluyor

    YanıtlaSil
  87. Hayat yolculuğunda insan dengeye gelmek istiyorsa bu sadeleşerek bir kıvam oluşturmaktan geçiyor.

    YanıtlaSil
  88. Azdaki çokluğu anlayabilmek, elinize sağlık

    YanıtlaSil
  89. Aslında mesele amaç değil mi? Yazıyı okurken aklıma “bu gidiş nereye?” sorusu geldi. Gerçekten bunca yapıp ettiklerimiz neyin / kimin uğrunda? Neyi neden yapıyorum? Aklımda deli ama esaslı sorular :)

    YanıtlaSil
  90. Zenginlerin evde yaşamak için çok çalışmaktan eve gelememesi ve evde hizmetçilerin sefa sürmesi.. :) Trajikomik. İnsan daha fazla kazanacağım derken aslında neleri kaybediyor..

    YanıtlaSil
  91. Züğürt bilseydi zenginin malında bir hayır olmadığını konuşurmuydu hiç :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder