Ana içeriğe atla

Azın Bereketi Çok Olur

 


Yağmurlu bir ilkbahar günüydü. Elinde şemsiyesiyle Eskişehir tren garına telaşla girdi Vahap Amca. Şık giyimliydi o gün, normalde giymeye kıyamadığı çizgili kısa kollu pamuk gömleğini giymişti. Sadece özel günlerde giyerdi bu gömleğini. O gün de onun için özel bir gündü. Ayda bir defa İstanbul’a eşarp toptancılarına gider, dükkanında satmak için mal alımı yapardı. Yine o günlerden biriydi. Kendi kendine biraz söylendi “İstanbul’a gitmek için durdun durdun yağmurlu bir günü seçtin Vahap” dedi. Hızlı hızlı trenin kalktığı perona doğru yürüyor, bir yandansa ceketinin cebinden köstekli saati çıkarıp geç mi kalıyorum acaba diye saatine bakıyordu. “Çok şükür yetiştim” dedi. Trende gideceği koltuğa oturmuş, pencereden dışarıya bakıyordu. Trene yetişmeye çalışan küçük çocukları olan bir aile gözüne ilişti. Bir anda kendi çocukluğu aklına gelmişti. 


Vahap amca Eskişehir’in küçük bir köyünde doğmuş, çiftçilikle uğraşan bir ailenin tek erkek çocuğuydu. Evde tek erkek çocuk olunca, tabii evin bütün işlerine koşturması gerekiyordu. Yıllarca babasıyla birlikte o da çiftçilik yapmıştı. Askerliğini yaptıktan sonra artık köyden ilçeye gitmeye karar vermiş ve ilçede bulunan tek ambulansın şoförü olmuştu. Vahap Amca kırklı yaşlarına gelince hem ambulans şoförlüğü yapıyor hem de yakın bir arkadaşıyla ortak ticaret yapıyordu. Eskişehir’den tekstil ürünleri alıp ilçede satıyor kendisine ek bir gelir elde ediyordu...


Uzun bir yolculuğun sonunda tren Haydarpaşa garına varmıştı. Eminönü tarafına vapurla geçti ve eşarp toptancılarının olduğu sokağa vardı. Yıllardır bu işi yaptığı için oradaki esnafın çoğu onu tanır ve severlerdi. En çok sohbet etmeyi sevdiği dükkâna girdi. Dükkan sahibi Vahap amcayı görünce ayağa kalktı ve gülümsedi. “Yahu, Vahap amca hiç yaşlanmıyorsun, on sekizlik delikanlı gibisin Maşallah. İmreniyorum sana” dedi. Biraz sohbetten sonra artık iş konuşma zamanı gelmişti. Dükkân sahibi yeni ürünlerini gösterdi. Vahap Amca güzelce dinledi ve almak istediği miktarı söyledi. Ama dükkân sahibi daha fazla adet satmak için ısrar edince Vahap Amca lafa girdi; “Oğlum azın bereketi çok olur” dedi. Satıcı Vahap Amca’nın ne demek istediğini o an idrak edemedi.

Ne demekti ki bu?

Azın bereketi?

Az olan bir şeyin bereketi nasıl çok olabilir diye düşündü...


Matematiksel olarak, çok olan insana çok kazandırır ama bu işin bir de görünmeyen tarafı var. Hesaba katılmayan yönü;


“Bereket”. 


Düşünürken gözü sokaktaki diğer esnafların vitrinlerinde geziniyordu. Aralarında çok çok eski olanlar da vardı. Onların farkına varıp kendisinin farkında olmadığı sır bu muydu yoksa?..

Çünkü mesele sahip olduklarımızın bize ne kadar temas ettiğidir. Sahip olduklarımızın çokluğu değil. Yeter ki miktara değil temasa yani esasa odaklanalım...

Yorumlar

  1. Azlar çoğu doğurur...bazen matematikle dönmeyebilir işler...bazen az olur ama öz olur...ona olan teması çok olur...
    Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  2. Azlar çoğu doğurur...bazen matematikle dönmeyebilir işler...az olur öz olur... ona olan temasın çok olur...
    Kaleminize sağlık...

    YanıtlaSil
  3. Az olsun, bedelli olsun, teması olsun. Bereketli günler dilerim.

    YanıtlaSil
  4. Mal, mülk, gelir ne olursa olsun az, ihtiyaç gideren ve temaslı olsun inşallah

    YanıtlaSil
  5. Gerçekten azın bereketi bir başka oluyor.

    YanıtlaSil
  6. Rahmetli dedem hep derdi, "az'ın bereketi başka olur diye" o zamanlar anlamazdım. Şimdi şimdi anlamaya başlıyorum ne demek istediğini. Güzel yazı...

    YanıtlaSil
  7. Kaleminize sağlık teşekkürler..

    YanıtlaSil
  8. Aza kanaat etmeyen çoğu bulamaz demiş atalar.
    Az olanı çok kullanırsın ama çok oldun mu değersizleşir herşey

    YanıtlaSil
  9. Matematiğin de kitlendiği nokta

    YanıtlaSil
  10. Anlami, miktarda aramamiz ne buyuk hata… Belki de manalar imkani az, etkisi fazla olanda gizlidir?

    YanıtlaSil
  11. Bizler her olaya doğru bedelleri ödediğimiz de, az olanlar bereketlenip çok temas etmeye başlıyor.

    YanıtlaSil
  12. Az olsun bereketli olsun. Super ya.

    YanıtlaSil
  13. Bereket, gizli çarpan, görünmeyen el...insanın kendi yapıp ettiğini ötesinde kendi yapıp ettiğiyle sahip olamayacağı

    YanıtlaSil
  14. Bu matematik bizi kandırıyor hocam :)

    YanıtlaSil
  15. Eskiden alış verişte ALLAH bereket versin demenin bir anlamı vardı. Şimdi IBAN çıktı, Kredi Kartı çıktı. Alışverişin o eski tadı kalmadı. Para sanal oldu, insanlar sanal oldu alışverişler sanal oldu.

    YanıtlaSil
  16. Az olsun, öz olsun diye boş yere dememiş atalarımız. :))

    YanıtlaSil
  17. Abdullah Cerit22 Şubat 2024 09:33

    Dükkan sahibinin Vahap amcanın ' Azın bereketi çok olur' sözünü idrak edememesi dikkat çekici bir detay :) İstekler yüksek olunca, bilinç ve algılama kapanıyor.

    YanıtlaSil
  18. Azın bereketi hakkında güzel bir yazı olmuş, ellerinize sağlık

    YanıtlaSil
  19. İnsan elindeki azın kıymetini bilmeli. Nice çokları olanların, çoğu rakam olarak kalıyor mesela 5 evim, 3 arabam var gibi. Önemli olan neye ne kadar temas ettiğin. Temas etmediğin şeyin sahibi olamıyorsun. İşte bereket burada başlıyor..

    YanıtlaSil
  20. A. Tuna Keskiner25 Şubat 2024 00:59

    Hikaye güzel olmuş ama bereket konusu çok kısa kalmış.

    YanıtlaSil
  21. Çok basit gibi aslında, daha çok alırsam daha çok satarım. İşlerin öyle dönmediğinden bahseden güzel bir yazı olmuş. Bereket, şu günlerde hiç aklımıza gelmeyen bir hesap yöntemi...

    YanıtlaSil
  22. Peki neden az'ın bereketi çok olur?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. hayatta bir şeylerin miktarını artırınca etkiside azalıyor o yüzden.

      Sil
  23. Çocukluğumda çok gezerdim oraları..hayat daha bı hızlı akıyordu oralarda

    YanıtlaSil
  24. Bereketli keyifli ömrümüz olsun :)

    YanıtlaSil
  25. Çok hayati bir meseleden bahsediyorsunuz. Kiminin işi var, işinin hayrını göremiyor. Kiminin parası var, parasının hayrını göremiyor. Kiminin eşi var eşinin hayrini göremiyor. Kiminin çocuğu var, çocuğunun hayrını göremiyor...

    YanıtlaSil
  26. İnsan bir şey ondaysa ona sahip olduğunu sanıyor… mal, evlat, ilişki, hatta ilim… bende de, ne kadar hayrını gördüm?
    Yazınız hatırlama vesilesi oldu, teşekkürler…

    YanıtlaSil
  27. Merve Aydınlar - Ara sokaklarda kalmıi yüzyıllık ufacık dükkanlar vardır mesela. onu hatırlattı yazı bana. hala işler hala doludur. hatta içeri girmek için sıra beklersiniz.

    YanıtlaSil
  28. Aynur Akdeniz9 Mart 2024 20:35

    Çok istek doyumsuzluğu getirdiğinden az olanda doyum marifeti artar. Ayrıca matematik ve iktisatla ispat edilemeyecek bereket ancak yaşanılarak hissedilebilir.

    YanıtlaSil
  29. İnsan bereketi çokta arıyor malesef halbuki küçücükte ki temasta tüm bereket. 👏🏻

    YanıtlaSil
  30. Nermin Yaman23 Mart 2024 16:46

    İnsan elindekilerle mutlu olabiliyorsa,hayrını görüyorsa,tepe tepe kullanabiliyorsa o elindeki temas etmiş oluyor
    Bu onun maddi kısmıyla ilgili değil. Bu onun bereketiyle ve ödenen bedelle ilgili. İnsanın yanıldığı yerde burası oluyor

    YanıtlaSil
  31. Hayrda Bol bereketli temaslı süreçlerimiz, seçimlerimiz, üretimlerimiz olsun

    YanıtlaSil
  32. Rabbim, malında, ilminde, yaşamında bereketlisine ulaşabilecek sebepler oluşturabilmemizi nasip eylesin inşaAllah...

    YanıtlaSil
  33. elindekinin kıymetini bilip onu en iyi şekilde başkalarına ulaştırabilmeli insan... o zaman da o şeyin bereketinin kendisine de ulaştığını görecek...

    YanıtlaSil
  34. Güner Tozkoparan22 Nisan 2024 18:44

    Evin büyük olursa daha mutlu olacağını düşünürsün ev büyür ama paylaşımlarının teması azalır. Neyi isteyip istemediğini çok iyi düşünmeli insan.

    YanıtlaSil
  35. Temas da işte matematiğin takvada ve bedelde olan bölümü

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Muhammed Yalçın26 Nisan 2024 05:53

      Eskiler boşa dememiş az olsun öz olsun diye.

      Sil
  36. İnsanlara bir ev bir araba yetmiyor. Hep fazlasını istiyor. Halbuki elindekilerin temasının olması lazım. Yoksa hepsi insana yüktür.

    YanıtlaSil
  37. Temas sizin kontrolünüzde değilse, hiç bir alanda başıboş değilsindir …
    Yazık etme kendine!!!

    YanıtlaSil
  38. Evet insanlar çok çok kazanma derdinde. 1 milyar tl var. Ne kadar boğazından geçiyor mesela. 200 tane dairen var. Hangilerinde oturabiliyorsun. Balkonunda çay içiyorsun? Miktar başka temas başak

    YanıtlaSil
  39. Sahip olduklarımızın çokluğundan ziyade bize ne kadar temas ettiği önemli bunu anlayabildiğimizde bir çok şey otomatikman çözülüyor

    YanıtlaSil
  40. Normalde pek uzun yazıları okumayı sevmem ama bu yazının daha uzun olmasını isterdim :)

    YanıtlaSil
  41. Bereketi sadece alıp satarken değil, hayatımızın genelinde yaşamak nasip olun inşALLAH

    YanıtlaSil
  42. Murat Erturan27 Nisan 2024 06:09

    Her zaman matematik başarı için yeterli olmuyormuş

    YanıtlaSil
  43. Hakkatten azin bereketi cok olur.. insan zannediyor ki ben 10daire almam gerekiyor ki güzel hayat yasim iste yaslandigimda iyi yasim.. ama görecek ki o zaman gelince hic temasi olmicak bile.. hastaliga kapilcak cok calistigi icin, veya cocuklariyla esiyle vakit geciremicek hep hastaneden hastaneye. Cünkü bardagini doldurmus.. ama biriside var 1 dairesi var onunlada geciyor ailesiyle zaman geciriyor tatile gidiyor ihtiyaclarini karsiliyor ve bu hepsi tek 1 daireden gelir geliyor. Yani sen o aza razi misin? Sükrün yerinde mi. Sana bunu verene tesekkür ediyor musun.

    YanıtlaSil
  44. Hayata dokunan Vahap amcalara denk geliriz inşaALLAHH

    YanıtlaSil
  45. Az hiçbir zaman az değildir.

    YanıtlaSil
  46. Ne kadar çok'a sahip olmak değil. Çok ile n'apıyoruz? Çok aslında çok mu? Yoksa var da yok mu?

    YanıtlaSil
  47. Evet matematiğin bittiği yerde gerçeklik devam ediyor ne güzel

    YanıtlaSil
  48. Aza kanaat edebilmek duasıyla🤲

    YanıtlaSil
  49. İnsanın otomobil fabrikası oluyor ama oğlu araba isteyemiyor. Ne garip değilmi? Yada varlık içinde yokluk çekiyor. Herkese bereketi teması bol kazançlar.

    YanıtlaSil

Yorum Gönder