Ali çok istediği
üniversite için çok çalışıp kazanmıştı. Artık üniversite yıllarının da sonuna
gelmek istiyordu. Onca zaman erken kalkmaları, arabasının olmaması ve kısıtlı
harçlığından dolayı istediği birçok şeye ulaşamaması hepten canını sıkmıştı.
Bir de devamlı sosyal medyadan gördüğü eğlence ortamları, tatil videoları ve
çok lüks yaşamlar hayallerinin bir parçası olmaya başlamıştı. Canını sıkan her
şeyden onu kurtaracak ve mutluluğu getirecek olan her şeyin sosyal medyadaki
yaşam olduğunu düşünüyordu. Bu yüzden mezun olup çok para kazanmalıydı ve
birikimlerini oralarda harcamalıydı. Çektiği sıkıntıların iş hayatına başlayıp
para kazanmasıyla son bulacağına inanıyordu. Çünkü sosyal medyada veya
dizilerdekiler gününün çok az bir bölümünü işe ayırıyor, karşılaştığı
problemleri zahmetsizce çözebiliyor hatta her daim çok yakışıklı çok güzel ve
maddi durumları çok iyi oluyordu.
Peki
hayattaki mutluluğu böyle sağlayacağını düşünen biri,
beklentisini
doğru yere koymuş oluyor mu?
Ya da hayata
karşı beklentisi bu kadar yüksek olan birinin, kendinden de beklentisi bu kadar
yüksek olacak mıydı? Maalesef... İşte Ali’nin beklentisi de sosyal medyada ona
gösterilen hayat üzerineydi. O hayatın insanlarından biri olacağını
düşünüyordu. Böylelikle ömür boyu mutlu olabileceğini düşünüyordu. Bu sebepten
kendiyle ilgilenmesi gereken yerlerde başkalarının hayatlarıyla ilgilenir oldu
ve sadece sonuçlara odaklandı. Sonuçlara ulaştıran sebepleri göremez oldu.
Beklentisi o kadar yukarılardaydı ki, anı yaşayamıyor olmuştu. Arkadaşlarıyla
içtiği çay, yedikleri yemek, ihtiyacına yönelik tüm harcamaları ve diğer
aktiviteleri onların yanında çok küçük ve heyecansız kalıyordu. Artık
daha fazlasını istiyordu. Çünkü kıyasları yanlış yapar olmuştu.
Deneyimsel Tasarım Öğretisi der ki, bedelini ödemediğin hiçbir şey sende kalmaz. Bir süre sonra gider. Mutluluk ise imkanların fazlalığında değildir. Sonuçlara beklenti koymadığında ve kıvamında elde ettiğimiz imkanlardadır. Ya da bizi daha iyi imkanlara vardıracak kaybedişlerdir.
Her kazanç, kazanç olmadığı gibi Her kaybediş de kaybetmek anlamına gelmez.
Bazen güzel kaybetmeyi bilmek, ilerdeki büyük kazançların kapısını aralar.
Ali artık mezun olmuştu ve isteği bir firmanın istediği bir departmanında da işe başlamıştı. Hatta birkaç sene geçmişti ve hala tam olarak istediği paraları kazanamıyordu. Bu durum da ona istediği hayatı tam olarak sunamıyordu. O beklentisini kurduğu hayatın hem masrafı çoktu hem de tükettikçe doyurmayan bir yanı vardı. O hayata ulaşmak için krediler çekmeye başladı. Her tatilden sonra yeni tatili planlar ve uygulardı. Durmak bilmezdi bunun için de çokça alışveriş gerekirdi. Bu alışveriş için de çokça borçlanma gerekti. Hatta daha sonraları bankalar ona kredi vermez olmuştu. Kendi istekleri ve harcamaları artık çevresine bile yük olmaya başlamıştı. Kolay şekilde para kazanmak ister olmuştu. Bu durum hayatının diğer alanlarına da sirayet etti. Problemlerini çözemeyip onları devam ettiren biri olmuştu. İşte Ali’nin istediği hayat beklediği şekilde onu mutlu etmemişti.
Mutlu olmak için hayattan beklentimizi düşürmeliyiz. Bu da kendimize karşı olan beklentimizi artırmakla olur. Çünkü beklentimizin altında karşılaşacağımız her sonuç bizleri daha da mutsuz edecektir. Sosyal medyadaki yaşantıları kendimize kıyas yapmanın beklentimizi arttırması ve sonuçta bizi mutsuz edecek sonuçlara götürmesi gibi.
Mutlu günleriniz olsun..
İsteklerimiz ve arzularımızın arkasından koştuğumuz hiç bir süreç bizi mutlu edemeyecektir.
YanıtlaSilBazen daha iyisini kazanmak için kaybetmeyi bilmek lazım..Çok güzel, elinize sağlık
YanıtlaSilŞu anda yazımızın kahramanı Ali gibi bir çok insan var. Ancak problemin ne olduğunu bile bilmiyoruz. Yazıda ki kıyas işin çözümü olmuş. Elinize sağlık...
YanıtlaSilHayatın başında gençleri aldatan bir kıyas. Deneyim transferi yapmayan insan kendide aynısını yaşamadan ikna olmuyor malesef. Keşke ilk söylenenler ilk söylendiği zaman anlaşılabilseydi.
YanıtlaSilKoyaslarımızı yanlış yerlere koymaya devam ettiğimiz sürece mutlu olamayız. İnsanın kıyası kendisi ile olmalı başkasına bakarak mutlu olamaz.
YanıtlaSilMotor kullanmanin onemli taraflarindan biri de,
YanıtlaSilNasil dusecegini bilmek…
Hayatta da beklentiye girdigimiz konuda sadece guzellikler yok… guzel kaybetmeyi bilmeliyiz
Gerçek mutluluk, küçük anların tadını çıkarabilmek ve emekle kazanılan değerlerde saklıdır. Hayattan beklentimizi düşürmeli, kendimize olan beklentimizi artırmalıyız. Gerçek mutluluk, kıyas yapmadan anı yaşayabilmekte.
YanıtlaSilMutlu olmanın formulu olan bir yazı olmuş. Günümüzde bir çok insanın yanıldığı noktaya güzel ve can alıcı bir örnek.
YanıtlaSilMutluluğun sırrı beklenti yönetiminde... Doğru beklenti, doğru bedel...
YanıtlaSilBeklenti bu kadar güzel anlatılabilirdi 🤍 tebrik ediyorum kaleminize sağlık 🌱
YanıtlaSilBeklentileri dış dünyaya, başkalarına koyduğunda ve onlardan beklediğini alamayınca mutsuz oluyor insan. Beklentimiz kendimizden olursa mutsuz da olmayız.
YanıtlaSilInsan başkalarının hayatını kıyas aldığında yanılır ve duyguları çok aktifleşir bu da gerçekleri görmesini zorlaştırır.
YanıtlaSilİnsan kıyasını kendi almazsa, işi gerçekten çok zor olabiliyor.
SilSon günlerde dizilerle, filmlerle sosyal medya hesaplarıyla bizleri istedikleri yöne çekiyorlar. İstedikleri kıvama getiriyorlar. İnsan neyi algılarsa bir müddet sonra hayatında normalleşmeye başlıyor çünkü. Bizde o lüks hayatları gördükçe o insanları gördükçe, sahip olduklarımızın kıymetini bilemiyoruz. Güzel bir yazı olmuş emeğinize sağlık.
YanıtlaSilİnsan olaya değil beklentisine tepki verir..
YanıtlaSilNe kadar doğru bir anlatım olmuş..
Kolay para kazanma hırsı insanı marifetsiz kılar.
YanıtlaSilHer kaybediş kötü değildir güzel kaybedenlerden olmak lazım güzel bir yaklaşım
YanıtlaSilİnsanlar izliyor kendini kıyaslıyor sonra mutsuzluk… Herkes karşıdan bekliyor…
YanıtlaSilİnsanların çoğu bugün kaybediyorken kazanan olmaya çalıştığı gibi, kazanmaya çalışırken de kaybettiğini farketmiyor. Bir ayet aklıma geldi... Ğaşiye suresi...'' Çok çalışmış, boşa yorulmuşlardır''
YanıtlaSilKıyas bir defa bozulunca kolay kolay da toplayamıyor. Herkes sonucu isterken neden yapması gerekenleri düşünmüyor? Zahmetsiz ulaştığımız ne varsa başta fırsat gibi gözüksede sonunda bizden almıyor mu?
YanıtlaSilGüzel bir yazı olmuş kaleminize sağlık.
bir şeylere ulaşmanın basit yollarını bulmak bizleri dışarıya bir süre güçlü gösterebilir fakat kendimizi aşağılamaktan alıkoyamaz..
YanıtlaSilİnsanın kıyası kendisi olmadığında hep dış dünyadan beklentiler içinde oluyor ve tuzağa düşer hale geliyor, kendimizden beklentimizin yüksek olması ve gösterişten uzak olmamız dileğiyle
YanıtlaSilharika bir yazı teşekkürler
YanıtlaSilİsteklerini bu hayatta doğru yere koyamayanlar mutlu olamazlar ve yine kıyasları dış dünyadaki olan hayatlar olanlar yine mutlu olamazlar. Ne zamanki beklentilerimiz ve kıyaslarımız kendimizden olursa bu hayatta mutluluğu ve başarıyı yakalarız.
YanıtlaSilBeklentiyi başta doğru yere oturtmayınca aldığı bütün sonuçlar Aliyi tatmiz etmez hale gelmiş... aslında mesela bu kadar da zor değilmiş gerçekten de beklenti , mutlu olmak için bir formül gibi... kaleminize sağlık...
YanıtlaSilMutluluğa götüren imkan değil ödenen bedellerdir... Sebeplerden keyif almaktır...
YanıtlaSilAsra yemin olsun ki insanlar hüsrandadır…
YanıtlaSilTüketiminde ki lükslüğü yayınlayanda ona bakıp imrenende suçlu. İkiside aynı yerde
YanıtlaSilFakir insanın mutlu olma şansı yok. Ne demek fakir, içinde bulunduğu, an,ortam,mekan,eş dost,her ne ise tadını çıkaramayan herkimse. dünyanın en zengini bile olsa,RUHU fakirlikten kurtulmadığı sürece asla mutlu olamaz.bunun için bedel ödemesi lazım, o bedel insanı mutlu eder.
YanıtlaSilHer kıtlığın içinde bolluk olabileceği gibi, her bolluğun içinde kıtlık olabilmesi gibi. İnsan bazen şer sanır hayır olur, hayır sanır şer olur gibi bir durum. Bedel kadar sonuç değil sebebe inşaatı yapmak da önemli
YanıtlaSil