Ana içeriğe atla

Doğadan gelen bilgi: Biyomimikri

 

Son günlerde karşımıza sıkça çıkan bir kelime biyomimikri. Aslında iki ayrı kelimenin birleşiminden oluşuyor. “Doğa” anlamına gelen ‘bios’ ve günlük hayatta “taklit” anlamına gelen ‘mimesis’ kelimelerinden oluşur. Biyomimikri doğayı taklit etmek anlamına geliyor.

 

Doğayı inceleyerek yeni ürün ve hizmetler geliştirmeye yarayan bir yöntem biyomimikri. Bilmediğimizi bize gösteren, stratejiler geliştirmemize, yeni ürünler tasarlamımıza destek olan bir öğrenme yöntemi.

 

Doğaya baktığımızda bize hem fayda hem de keyif veren mükemmel bir tasarım ve kusursuz bir işleyiş görüyoruz. Bir ağaca detaylı baktığımızda bize keyif veren eşi benzeri olmayan bir tasarıma sahip olduğunu görüyoruz. Ağaçlar muhteşem bir biyolojik yapıya sahip. Kök ve gövde yapısı, topraktan su, besin ve mineral alışı gibi özellikleriyle detaylı olarak bakanları hayran bırakan bir tasarım. Bunun yanında ağacın yaprakları, gövdesi ve vitamin deposu olan meyvesi hem bizlere hem de diğer canlılara olan faydaları ile mükemmel olanı bize sunuyor aslında.

     Doğada olan herşey, en mükemmel ve en verimli yöntemlere sahip.

 İnsanoğlu var olduğundan bugünlere kadar doğadan yaptığı bilgi transferleriyle geldi. Bir aslanın yavrularını yetiştirme stilinden yola çıkarak kendi çocuklarımızı yetiştirebileceğimiz gibi. Lotus çiçeğinin yaprağındaki su itici özelliğin tekstil ve mimarlık sektörlerine ilham olması gibi. Bir aslanın yavrusunu doğaya karşı güçlendirmek için önce yetiştirmesi ve zamanı gelince kendi ayakları üzerinde durması için zorlaması bizlere çocuk yetiştirmeyle ilgili stratejiler veriyor. Doğada bulunan lotus çiçeğinin yaprağının su ve kir itici özelliğini günlük hayata katarak binaların cephe boyalarında ve askeri kıyafet kumaşlarında kir oluşumunu engelleyen malzemelerin geliştirilmesi ile insan hayatı daha da kolaylaşıyor.

 Biz de hayatımızda yeri geliyor birçok zorluklarla karşılaşıyoruz. Problemlerimize çözümler arıyoruz. Endüstride de aşmamız gereken, çözdüğümüzde insanların hayatına fayda katacağımız problemlerle karşılaşıyoruz. İşte, doğadaki kusursuz işleyiş binlerce yıldır bu konuda bize ilham kaynağı oluyor. Doğadan transfer edilen bilgiler büyük teknolojik gelişmelerden gündelik hayatımıza kadar birçok alanda kullanılıyor. Birçok alanda endüstriyel problemlere çözüm bulmamızı sağlıyor. Askeri bir uçak gemisi tasarlanıyor ve uçakların inişte ihtiyacı olan mesafeye o gemide yer vermeleri yapısal olarak söz konusu olmuyor.  Doğada örümceklerin ürettiği ağlardan esinlenerek çok güçlü halatlar tasarlanıyor, gemiye iniş yapan uçaklar bu çok güçlü ağlar sayesinde yavaşlatılıyor ve sorun çözülmüş oluyor.


İnsanoğlunun doğadan bilgi transferi yaprak geliştirdiği çok sayıda örnek bulabiliriz. Çok hızlı olmasıyla meşhur şahin kuşlarının fiziksel yapısından deneyim transferi yapılarak jet uçakları tasarlanabiliyor. Uçağın burun kısmı, arka kısmı ile aerodinamik yapısı şahin kuşundan esinlenerek icat ediliyor.

 Aynı şekilde yarasalar görme özellikleri zayıf canlılardır. Genellikle geceleri hareket ederler, yönlerini bulmak için etraflarına bazı sesler yayarlar. Bu sesler etraftaki engellere çarparak geri döner. Bu yöntemden transferle geliştirilen hava savunma radarlarının çalışması da aynı sisteme dayanıyor. Yine doğadan transferle ses dalgaları göndererek havada uçan nesneleri tespit edebilen radar sistemleri insanların imdadına yetişiyor.



Arıların göz yapılarında ve bal peteklerinde bulunan altıgen yapı endüstride imdadımıza yetişen bir diğer deneyim transferi olarak karşımıza çıkıyor. Bal arılarının petek şeklindeki yuvalarından esinlenerek tasarlanan malzemeler hem dayanıklı hem de hafif olması nedeniyle mühendislikte ve mimaride birçok soruna çözüm üretiyor.

Cırt cırt bantlar belki de günlük hayatımızda en çok kolaylaştıran deneyim transferlerinden biri. Dulavrat otunun dikenli yapısı ona dokunan nesnelere kolaylıkla tutunmasını sağlıyor. Bu dikenli yapıdan hareketle geliştirilen cırt cırtlar bugün ayakkabılarımızdan kıyafetlerimize hatta çantalarımıza kadar geniş bir alanda bizlere kolaylık sağlıyor.

Doğadan yapılan bilgi transferine daha çok örnek verebiliriz. Ancak bu örneklerin ortak noktalarının insanların hayatlarını kolaylaştırmanın, problemleri çözmesinin yanı sıra daha az enerji ve daha yüksek verim olduğunu da belirtmek gerekir.

En kaliteli deneyim transferi doğadan yapılandır.

Bizler de doğadan yaptığımız bilgi transferiyle yarınlarımızı şekillendirerek daha mutlu ve başarılı olacağımız bir dünyada yaşayabiliriz. Tasarlayacağımız bir endüstriyel üründe ya da mimari bir yapıda doğanın mükemmel işleyişinden ilham alarak gelecek nesillere deneyimlerimizi aktarabiliriz. Unutmayalım ki doğa kusursuz işleyişiyle bizlere mükemmel sırlar veriyor ve bu sırlara sahip olanlar gelecek nesillere fayda sağlayacak işler başarabiliyorlar.






Yorumlar

  1. Doğa nesiller boyu insanlara çok şey öğretmiş. Bakmasını bildiği zaman insanoğlu, hayatını nasılda kolaylaştırıyor. Güzel bilgiler veren bşr yazı emeğinize sağlık.

    YanıtlaSil
  2. gerçekten doğa insana her anlamda yol gösteriyor. Güzel yazı teşekkürler

    YanıtlaSil
  3. insan çevresine bakındığında aslında her şeyin cevabını ve kolaylığını görebiliyor. ama ona bakmama seçeği de verildiği için öyküsünü çıkmaz bir sokağa da çevirebiliyor... elinize sağlık

    YanıtlaSil
  4. Meğer ne çok bilgi sızdırmış doğa insana :)))

    YanıtlaSil
  5. Gerçek o kadar sade, o kadar basit ve o kadar gözünün önünde yer alıyor insanın. Fakat insanların çoğu gerçeği anlamak için sorması gereken soruyu sormuyor. Soranların da çoğunun yönü siyahta, gerçeğin tesadüflerle ortaya çıktığını zannederek sormaya çalışıyor. Halbuki zihin sadece gerçeklere ve onları keşfe yönelik doğru soru soranlara ve aralarında ilişki kurmak için gayret edenlere kapılarını açıyor.

    YanıtlaSil
  6. Doğa bizim hayatımızı kolaylaştıracak o kadar çok bilgiler içeriyor ki, detaylı düşünüp detaylı irdeleme yaptığı zaman insan bu mükemmelliği görüyor gerçekten.

    YanıtlaSil
  7. Doğadaki sanat ve mimarlık gerçek olduğu için ve onu yaratan en güzel ve iyisi ni bildiği için sistem mükemmel bir şekilde işliyor ve onu taklit ederek deneyim transferi eden de başarılı oluyor.

    YanıtlaSil
  8. Doğadaki tüm canlılara baktığımızda maksimum fayda, minimum zarar ilkesine göre hareket ettiklerini görüyoruz. Peki insan neden böyle hareket etmiyor?

    YanıtlaSil
  9. Rabbimin subhanlığından kopya çekerek bir şeyler yapıyoruz ve onu onun yarattığı şeyleri onun yarattığı ellerimiz ve aklımızla işleyerek yapıyoruz, sonra da onu yaptıktan sonra maalesef çoğumuz şükredecek şey bulamıyoruz kendi yaptığın şeyde bile Rabbinin payı bu kadar o şeyi kapsıyorken birde

    YanıtlaSil
  10. Doğa çok insan yetiştirmiş bu zamana kadar , artık ustalığın zirvesinde :) Yeterki merak eden ve öğrenmek isteyen olsun...

    YanıtlaSil
  11. Aslında doğada yaratılan her şey insanoğlunun faydası için yaratılmıştır kimi varlıklara bakarak tasarımlar geliştiririz, kimi varlıklardan direk faydalanırız, kimisindende her iki şekilde faydalanırız.

    YanıtlaSil
  12. Doğadaki süreçlere baktığımız da bazen hayretler içinde kalıyoruz ve çoğu zamanda farkında olmuyoruz. Fakat hepsinde bir ilim var , hepsinden bize bir yol , işaret ve izler var.

    YanıtlaSil
  13. Doğaki süreçler gerçeğin kendisi, görebilen insan için müthiş detaylar barındırıyor, Griftlikten uzak ve net.

    YanıtlaSil
  14. Sanatına baktığımızda, sanatçıya olan hayranlığımızda o derece artıyor. Sanatın kusursuzluğu ve o ana kadar daha önce hiç tasarlanmamış olması, sanatçıyı daha da büyütüyor. Eser sayısı ve çeşitliliği bu sanatçının eşsizliğini ve tekliğini işaret ediyor. Aslında ilim gözüyle baktığımızda bütün eserler aynı , tek bir sanatçıyı işaret ediyor.Rab'bimizi anlatıyor. Rab'bimiz görüp anlayabilenlerden eylesin İnşAllah.

    YanıtlaSil
  15. Deneyim transferi cok kıymetli bir öğrenme metodu. Ihtiyaci karsilayacak kadar imkani arttiriyorsa hep lehime

    YanıtlaSil
  16. Hangi problemi çözmek istiyorsak somutta veya soyutta iyi bir algılama ile doğayı gözlemleyerek çözüm bulabiliriz. O yüzden en iyi gözlem yapanlara bu çözümler deşifre oluyor. Doğayı yıkıp beton ve benzeri yapılarla tahribat yapmak yerine doğaya uyumlu yaşamayı öğrenmemiz önemli. Tüm çözümler aslında içinde yaşadığımız çevrede mevcut.

    YanıtlaSil
  17. İbrahim yıldız30 Temmuz 2024 22:05

    Doğadan transfer ilk insanlardan olan Kabil ile başladı, ölmüş bir kargayı gömen karga gibi, ve sonrasında devam etti. hassas irdelem ile doğaya bakabilirsek daha alacağımız çok şey var.

    YanıtlaSil
  18. Bu yazı için bir başlık da şu olabilirdi, doğru soru eninde sonunda doğru cevap getirir.

    YanıtlaSil
  19. Dulavrat otundan cırt cırt yapmaları çok başarılı basit bir şey gibi görünüyor olsa bile aslında çok önemli bir buluş. Elinize emeğinize sağlık çok başarılı bir çalışma olmuş.

    YanıtlaSil
  20. Sadece dogadan degil etrafimizda yaratilan herseyden bize fayda var sadece kullanmak gerek yani düsünüp meraki dogru yerek koymak gerek. Aslinda okadar net aciklanmiski.. isaretler var sadece kabul edene kolaylastirilmis :)

    YanıtlaSil

Yorum Gönder