Sabahın erken saatleri geçmiş, günün o güzel uyanışı yerini güneşin sıcaklığına bırakmaya başlamıştı.. Gün ışığı perdenin arasından tüm odayı doldurarak Ömer’in yüzüne yansıdı. Dünkü yorgunluğun üzerine iyi bir uyku almıştı. Gözlerini elleriyle ovalarken yatakta bir anda kala kaldı. Saate bakmaya korkuyordu. Baksa mı bakmasa mı bilemedi. Birden içindeki huzur ve mutluluğun yerini kaygı ve endişe kaplayıverdi. Evet! İlk gününden işe tam 2 saat geç kalmıştı Ömer. Hemen yataktan kalkıp üstüne gömleğini atıp mutfağa indi. Ağzına bir kraker atıp kapıdan çıktı. Hem yürüyor hem patronundan gelen 8 aramaya cevap verse mi vermese mi diye düşünürken bir yandan da kemerini bağlamaya çalışıyordu. Ayakkabılarını otobüse binince giyebilmişti ve patronuna bir özür mesajı çekip stresli bir şekilde ne yapacağını düşünmeye başladı. Kendisi daha dün saat 8:30’da orada olacağını söylemişti. Neden şimdi böyle olmuştu ki? Alarmı da kurmuştu. Otobüsten indiğinde, o kendine has pratikliğinin verdiği bakış açısıyla gözü köşedeki şarküteriye ilişti. Bizim patron Kayserili değil miydi diye içinden geçirdi bir an. Aynı dakikada tezgahtarın karşısındaydı ve hemen “2 kangal Kayseri sucuğu sarıver bana” dedi.
İsmail Bey olgun bir insandı. Mahçup bir şekilde odasının önünden geçen Ömer’i görünce kinayeli bir şekilde, hoş geldin diyecekti ki elindeki sucuklara ilişti gözü. “Onlar ne?” der gibi, hafif dudakları ve gözü senkronize, yüzüyle mimik yaptı patronu başıyla işaret ederek elindekileri. İsmail bey sürprizlere açık biriydi ve farklılıklar her zaman dikkatini çekerdi.
Ömer…
“İsmail Bey kusuruma bakmayın ilk günden geciktim kendimce bir özrüm olsun istedim” deyip sucukları hafifce kaldırınca, gayri ihtiyari gülümsedi patronu ve bu çocukta var bir iş dedi kendi kendine.
"Özür için sucuk getiren ilk çalışanım sen oldun." dedi ve devam etti. "Plan ve zamanlama insan başarısı için çok önemlidir Ömer." diyerek onu çalışması için ofisine yönlendirdi.
İsmail Bey içten içe mutlu olmuştu. Bana Kayseri sucuğu almış diyerek kendi kendine tekrar gülümsedi. Lisede ilk kez çiçek verilen genç kızlar gibi hissetti kendini bir an. Aradan üç dört saat geçti ve İsmail Bey “Akşam mesaiye kalacak biri lazım.” deyince kimseden ses seda çıkmadı. Ömer, “Ben kalırım!” dedi hiç düşünmeden. Geç saatlere kadar mesai yapan Ömer, gayet verimli çalışmış fakat ertesi sabah yine uyanamamıştı.
Durumu tahlil etmeye çalışan İsmail Bey, daha önceki süreçleride gözden geçirerek bu durumu nasıl avantaja dönüştürebilirim dedi kendince. Aslında çalışkan fakat zaafları olan bir eleman daha gelmişti karşısına ve belli ki bu boşuna değildi. "Artık benim de esneme zamanım geldi galiba" dedi kendi kendine. Ömer utanarak önünden geçerken İsmail Bey sadece gülümseyerek “Eveeet esnek çalışma zamanı geldi!” dedi. Duruma anlam veremeyen Ömer ise hızlıca masasına oturup çalışmaya başladı.
Bu hayatta insanların birbirinden farklı yapıları olabilir. Kimine kolay gelen bazısına, elinde olmadan zor gelebilir. Başarısızlıkmış gibi görünen bazı durumlar, bazen başarının anahtarı da olabilir. İnsanların süreçlerinde, yeri geldiğinde esneyebilmeleri dezavantajmış gibi görünen pek çok durumu avantaja dönüştürebilir. Aslında her şey biraz dikkat ettiğimizde farkındalıklarımızın artmasından geçmiyor mu?
Ben neden böyleyim? Sen neden bu kadar farklısın? Bu farklılıklar nereye kadar gidiyor? Doğru sorular ve gerçek cevaplar için, peki o zaman Kim Kimdir?
Ayni ben 😁 ama hepte gec kalmak olmuyordu patronumdan sikinti gelmiyordu bu sefer orda calisanlarida etkiliyordu ve bakdilarki bu is is degil hemen bir cözüm buldu vardiyeli bir sürec ayarladi bana :D
YanıtlaSilHer problem kendi çözümü yel gelir İsmayil bey için çözüm güzel olmuş
YanıtlaSilSucukları kendine almıştı iyi kıvırdı
SilÇok içten bir özür olmuş :)
YanıtlaSilBazı dezavantaj gibi görünen şeyler başka bir konuda avantaj olarak devam ediyor. Bazıları dakik değildir ama krizde marifetlidir. Bazıları ise dakiktir ama krizde takınıp kalır. Gerçek marifet her iki durumda da optimum olabilmektir.
YanıtlaSilBu hayatta kimden ne şekilde faydalanabiliriz aynı zamanda verim alabiliriz bunu yaşantımızda uygularsak hem başarılı oluruz hem de bunun konforunu yaşarız. Farkı fark edip bunu avantaja nasıl çeviririzle ilgili güzel bir yazı olmuş
YanıtlaSilSert olan kırılır, esnek olan uyumlanır. Hayattada böyle rüzgara boyun eğen ağaçlar hayatta kalabiliyor, rüzgara karşı olanlar kırılıp yok oluyor.
YanıtlaSilİki insan karşılıklı birine uyum sağlamaya çalışınca farklı yapıda da olsa birbirinden güzel özellikleri alabiliyor demek ki. Elinize emeğinize sağlık, algılama ve ona göre tepki vermek önemli
YanıtlaSilFarklı yönleri olsada insanlarla uyumlu olabiliriz…
YanıtlaSilİnsan doğası, iş hayatı ve farklılıkların gücününün ustalıkla harmanlandığı bir makle olmuş. Ömer'in hikayesi, başarıya giden yolda esnekliğin ve farkındalığın ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. "Kim Kimdir?" sorusu ise derin bir düşünceye davet ediyor. Peki, bu esneklik ve farkındalık sadece iş hayatında mı işe yarar? Yoksa yaşamın her alanında mı anahtar rol oynar?
YanıtlaSilİnsanı bir adım ileriye götüren şey aslında farkındalık değil mi? Ne zamanki rutinin durağanlaştığını ve gerçekte yavaş yavaş gerilediğini fark edebiliyor insan, işte o an asıl harekete yönelebiliyor. Yüksek bilinç bunun için çok önemli değil mi?. Rutine binen durağanlık, algı eşiğimizin altında sıradanlaştığında farkı fark edemez hale geliyoruz maalesef. Bu durumda insanların tekrarlar rutinler üzerine mi yoğunlaşması gerekiyor acaba?
YanıtlaSilHerkes kendinde olmayan iyi özellikleri geliştirmeli hayatta. Patronu işareti iyi okumuş kendine bakmış. Çoğumuz hayatta hep karşımızdakini suçlarız genelde.
YanıtlaSilİnsan kusursuz değil. Bir saat gibi çalışamaz her zaman. Bazen de esnek olabilmek gerekiyor. Peki ama nasıl?
YanıtlaSilBu yazıyı patronuma okutacağım
YanıtlaSilArtık beni anlasın. Esnek çalışma saatleri başlatsın. Bende kendimi suçlu hisetmeyim 😀 keşke daha önce yazsaydınız bu yazıyı... Patrondan ters tepki gelirse yazarım size 😀
İnsanın cömertlik yapması veya merhametli davranması güzel bir şey ama programa uyumlu ve disiplinlide olmalıyız
YanıtlaSilİnsan kendi yapısının zıddında esnediğinde hayatı dahamı konforlu oluyor? Peki bunu nasıl yapacağız?
YanıtlaSilBu yazıda şunu farkettim. İnsan hata yapabilir, mesele hatasından en kısa sürede pişmanlık duyup bunu eylemleri ile gösterebiliyor mu? Eğer bu eylemleri gerçekleştiriyor ve buna yönelik fırsatları kaçırmıyor ise hayat onu hatasına rağmen sonradan yaptıkları ile eninde sonunda ödüllendirebilir.
YanıtlaSilHer dezavantajın bir avantajı var bunu görmek te ustalık istiyor.
YanıtlaSilBu kadar pratik insanlara hayranım 40 yıl düşünsem özür olarak sucuk almak aklıma gelmezdi :)))
YanıtlaSilİnsan karşıdaki kişinin eksikliğini gördüğünde ona göre bir çözüm üretme becerisi içerisine girer. Çözüm üretme marifeti olmadığında o zaman karşıdaki insanın kusurlarına odaklanmaya başlar. Her dezavantajın bir avantajı olduğunu anlatan güzel bir yazı olmuş.
YanıtlaSilah ömer ah
YanıtlaSilİnsanlar hep birbirinden farklı, bunu kabul edip karşıdaki kişiyi değiştirmek yerine, kuralları değiştirmiş, güzel bir çözüm bulmuş İsmail Bey.
YanıtlaSilGeç kalan çalışanım bana da sucuk getirse fena olmazdı ama güzel farklı bir çözüm bulmuş ikiside.
YanıtlaSilGerçekten esnemek lazım bazen esnemediğinde sert dallar gibi kırılabilir insan.
Biri bu ömere saatini kurmayı öğretebilirmi? Bütün mesele bu
YanıtlaSilİş dönüp dolaşıp uyuma geliyor insan uyumlandıktan sonra aşamayacağı engel yok
YanıtlaSilZamanında verdiğimiz sözü tutmadığımız zamanları bundan rahatsızlık duyuyorsak düzelme şansımız var demektir. Ama uzun süredir kendi iç sesimizi susturup artık pişmanlık dahi duymuyorsak zor düzeliriz. Ufak ta olsa hediyeleşmek de böyle durumlarda doğru bir çözüm mü?
YanıtlaSilFarklılık güzeldir ama abartmamak lazım :) Uyum sağlama herkes için. İş yerine uyum sağlama özellikle..
YanıtlaSilPatron beraber kahvaltı ederiz diye aldı sandım okurken :))
YanıtlaSilİş uyuma geliyor diye arkadaşım iş uyku düzenine geliyor bence
YanıtlaSilÖmer iyi çocuktu, fakat bi kusuru vardı: hep işe geç kalırdı..
YanıtlaSilBazen esneyebildiğimizde hayat bizim lehimize oluyor… beklenmedik süprizleri karşımıza çıkarıyor, sucuk gibi :)
YanıtlaSilBir insanın bizim dibimize denk gelmesi tesadüf değil ve kesinlikle ondan öğreneceğimiz bizde olmayan birsey var . Mesele onu bulabilmek.
YanıtlaSilBize de ömerin aksine sabah bizi uyandıracak eleman lazım :)
YanıtlaSilEsnek çalışma ne güzel bi düşünce olmuş . Darısı bize :))
YanıtlaSil