Ana içeriğe atla

İŞ İŞTEN GEÇMEDEN

Aysel ve Arif için güzel bir gündü. En sevdikleri kıyafetler giyildi, parfümler sıkıldı. Eee ne de olsa artık lisede okuyan biricik oğulları için okulundan çağrılıyorlardı. Müdür Bey onları aramış ve oğulları Berk için okulda görüşmeye çağırmıştı. Aysel, pek çok anne  gibi her anlamda çocuğuna çok güveniyor ve onu güzel bir geleceğin beklediğini düşünüyordu. O yüzden Müdür Bey'den böyle bir haber gelince, “benim akıllı oğlum, bakalım neler yapmış” deyip özene bezene gitmek istedi Müdür Beyin yanına.



Okula vardıklarında, müdür bey hiç bekletmeden onları odasına aldırttı.  Her halinden bulunduğu mevkiyi dolduran, deneyimli biri olduğu anlaşılıyordu. Tebessümlü ve sıcak bir şekilde karşıladı Arif ve eşi Aysel’i müdür bey. Ama gene de bir gariplik olduğunu ikisi de sezmişti. İkram edilen çayları yudumlarken çok ustaca konuya girdi müdür. “Berk” dedi, “zeki bir çocuk aslında.” elinde çay bardağı yavaşça ayağa kalkıp cama yaklaşarak. “Bizim de geç fark ettiğimiz bazı kötü alışkanlıklar edinmiş delikanlı” diyerek devam etti. Aysel konuyu henüz tam anlamlandıramamıştı iyice sessizleşti ve o güzel başlayan günün heyecanı yerini kaygıya bıraktı.

“Bunu söylemesi zor ama çocuğunuz bir senedir uyuşturucu kullanıyor.” dedi Müdür Bey sanki kaybedilen bir hastanın yakınlarına ölüm haberini veren doktorun soğukkanlılığı ile. 

Uzun bir sessizlikten sonra,  Aysel gülmeye başladı ve “Komiksiniz Müdür Bey! Benim çocuğum sigara bile içmez.” dedi. 

        Müdür Bey de tam o esnada Arif’le göz göze geldi ve başı ile ufak bir hareketle onu da camın önüne çekiverdi. “Yok yok! Sigarayı zaten saklama gereksinimi bile duymuyor artık” diye Aysel hanıma cevap verirken, gözüyle de Arif’e camdan aşağıdaki kuytu köşe işaret ederek, “Şu bizim delikanlı değil mi? O elindeki de yanlış görmüyorsam sigara” dedi. Aysel duydukları karşısında  bayılacak bir hale geldi ve “Arif, nasıl anlayamadık çocuğumuzun bu durumunu?” diyerek ağlamaya başladı. Sonra bir sinirle, “Ama ben biliyorum niye böyle olduğunu. Onu hep o son dönemdeki arkadaşları bozdu.” dedi.



Berk, annesinin o son dönemdeki arkadaşlar diye bahsettiği kişilerle iki üç aydır takılıyordu. Ama Müdür Bey bir yıldır uyuşturucu kullandığını ve daha da öncesinden beridir de sigara içtiğini söylüyordu. Yani Aysel’in problem olarak gördüğü konudan daha da öncesinde aslında olay yaşanıyordu. 

Peki bu kadar değer verdikleri evlatlarının bu noktaya gelişini nasıl olmuştu da görememişlerdi? 

           Hayatta başımıza bu denli büyük problemler bir anda hemen mi geliveriyordu yani?

       Berk bu öyküye ilk olarak uyuşturucu ile değil sigara ile başlamıştı ve sigara içtiğinin de işaretlerini defalarca vermişti aslında anlayabilen için.

        İlk sigara içmeye başladığında, vücudu dışarıdan gelen bu ihtiyaç dışı, sahte maddeye hemen uyum gösteremedi. Sabahları kalktığında hasta olmadığı halde hep bir öksürüyor, balgam çıkarıyordu. Hasta olmadığı halde insan neden sabahları böyle olurdu ki?

Sonra Berk içmeye devam ettikçe vücudu da artık uyum göstermeye başlamıştı bu davranışa ve sahte bir nikotin açlığı oluşturmuştu. Artık çayın yanında, yemek sonraları zevk veren bir şey haline gelmeye başlamıştı. Ama anne ve babası, Berk’in yemeklerden sonra dışarı “Telefonla konuşmaya çıkıyorum” demesine aldırmamışlardı. 

        İnsan birinden bir şey sakladığında o kişi bu sakladığı şeyi görmesin, dikkatini oraya vermesin diye istem dışı önceden kızdığı, hoşuna gitmeyen konularda taviz vermeye başlar. Berk'te de bu davranışlar olmaya başlayınca Aysel eşine, “Görüyor musun Arif? Berk normalde buna kızardı, bu harekete gıcık olurdu ama olmadı. Güzel çocuğumuz yetişkin oluyor babası” diyebildi sadece.

        Babası montunun cebinde çakmak bulunca, “Arkadaşımın çakmağı. Babası görmesin diye bana veriyor. Ben de kıramıyorum.” diyen Berk’e, “Söyle arkadaşına, sigaraya devam ederse babasına ben söylerim.” demekle yetinmişti.




        Uyuşturucu kullanan birinin algısı kapanır ve gün içinde dikkat eksikliği gibi durumlar baş gösterir ama bu duruma da “Ergenlik böyle bir şey işte, zamanla toparlar” diye kesin tanıyı çok kolay koymuşlardı oysa ki.   Yaşanan bunca hadiseyi doğru anlayamadıklarından dolayı da artık içinde bulundukları duruma gelindiğinde “Onu son dönemdeki arkadaşları bozmuştur.” diyebildiler ancak. Hayır! O bardağı taşıran son damlaydı. Müdür Bey de zaten öyle öğrendi. Okul çıkışı ne olduğu belirsiz tiplerin yanında görünce Berk’i, etrafa bir sordurdu ve bir yıldır uyuşturucu kullandığını öğrendi. Çocuk ilk işareti verdiğinde bu görülebilseydi toparlanması kolay olabilirdi ama şimdi üzerinden epey bir zaman geçmiş nasıl toparlayacaklarını bilmiyorlardı. 

   Hayatta, insanın başına hemencecik, birdenbire büyük bir olay gelmez. Önce büyük olayın habercisi olarak küçük olaylar, işaretler ona temas eder.

    Hiç çiçek açmamış bir kiraz ağacını, bir sabah kalktığında dalında kıpkırmızı kirazlarla bulamazsın. Onun oraya varana kadar geçirdiği evreler, daha sonra kiraz yapacağına dair verdiği işaretler var. 

    Aynen insanın hayatı da böyle. Başımıza gelen büyük bir problem onu işaret eden küçük problemler gelmeden, hemen gerçekleşmez. Ama kişi bu küçük problemlerin daha büyük bir vakayı işaret ettiğini görmezse, bardağa bir damla su eklenir. Bu haberciler, su damlası olarak, vaka gerçekleşene kadar devam eder ve kişi her işareti göremediğinde bardağa su dolmaya devam eder. Artık bardakta bir damlalık dahi yer kalmadığında, vaka öncesi o son olay olur. Son damla da bardağa düşer ve bardak taşmaya başlar. Artık kişiye büyük problem temas etmiş demektir. Ve onca işareti göremeyen insana da, problemi o son yaşanılan olaydan bilmek hak olur. Son yaşanılan olayı problemin kendisi zanneder. Bu yüzden de yanılır, çözümü yanlış yerde arar. 

   O yüzden insanın hayatında işaretleri doğru okuyabilmesi, sonrasında yaşayacağı olayda doğru tepkiler verebilmesini sağlar. Ama size bir sır vereyim: İnsan her türlü işaretleri öğrenecek,

Ya işin başında…

Ya da iş işten geçtikten sonra…

  Aysel ve Arif de işi acı tarafından öğrenenlerden. “Haaa! Şimdi anlıyoruz çocuğumuzun bu davranışlarının ne anlama geldiğini.” diyebildiler ama iş işten geçtikten sonra.

    Peki insanın işaretleri işin başında görebilmesi nasıl mümkün olur?





Yorumlar

  1. İşaretli görmek için algılarınızı açmamız çok önemliymiş..

    YanıtlaSil
  2. Öncelikle ebeveynlerin rollerinin farkına varması gerekiyor. Bir insanın "aile" kavramının ne demek olduğunu bilmeden ya da öğrenmeden "aile" olmasına imkan yok. Hele hele şuanki ailelere bakıyorum da TV'lerde oynatılan sözüm ona "sanat" adı altındaki kepazelikle iyice zorlaştı. Düşünsenize size sürekli kötü roldeki sempatik adam gösteriliyor. Sonra da "aslında niyeti iyi ama.." denilecek bir akıl tutulması ile çocukların izlemesine müsaade ediliyor. İnsan algıladığını aktarır derler. Evin içinde düzen olmayınca, aile olmayınca, anne-baba rolünde kimse olmayınca sokakların bu hali normal gibi..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne güzel özetlemişsiniz bravo

      Sil
  3. Alaaeddin Eyüpoğlu25 Ekim 2024 11:16

    Hayatta karşılaştığımız büyük problemler aslında önceden küçük işaretlerle kendini belli eder ve bu işaretlerin fark edilmemesi durumunda, sonrasında geri dönülmesi zor durumlarla karşılaşmak kaçınılmaz olur

    YanıtlaSil
  4. çok kötü bir durum maalesef gençlerimiz bu tehlike içerisinde. çok dikkatli olmamız lazım

    YanıtlaSil
  5. Hayat bize çok merhametli, biz görmek istemiyoruz.

    YanıtlaSil
  6. İnsan kötüye giderken de iyiye giderken de işaretler bırakıyor ve bu işaretleri ne kadar erken okursak o kadar iyi bunun için de işareti vereni tanımak gerek ve onun yasalarını, ayetlerini, düzeninin nasıl olduğunu

    YanıtlaSil
  7. Hüseyin BÖLÜKBAŞI25 Ekim 2024 12:30

    Kendi yaşadıklarımı düsündüm de bu zamana kadar nereye bakıyormuşum dedim kendi kendime :)

    YanıtlaSil
  8. Kişinin anormal hareketleri varsa şüphelenmemiz gerekir. İstekleri çoğaldıysa şüphelenmemiz gerekir, arkadaş çevresi bozuksa şüphelenmemiz gerekir

    YanıtlaSil
  9. Hayat birşey olmadan önce işareti veyor ama insanı sediklerine karşı hayatın verdiği işareti görmezden geliyor malesef

    YanıtlaSil
  10. Aslında her şey farkındalıkla başlıyor hayatta. Buda açık ve berrak bir bilinçle gerçekleşebiliyor. Bilincimiz kapalıysa burnumuzun önünü bile göremeyebiliyoruz. Doğru sorularısorup gerçek cevaplara ulaşamayabiliyoruz. Biraz uzun olmakla beraber farkındalık oluşturan bir yazı olmuş. Yeni yazılarını bekliyoruz hocamın

    YanıtlaSil
  11. Git gide bozulan toplumlar içinde işaretleri okuyabilmek için git gide artan bir ilme sahip olmak gerekiyor. İşten işten geçmeden önce isabetli kararlar almak için değerlendirme tarzımızın da aynı oranda isabetli olması lazım.

    YanıtlaSil
  12. İnsan her türlü işaretleri öğrenecek,
    Ya işin başında...
    Ya da iş işten geçtikten sonra... Bu nasıl bir sır böyle...
    Olaylara hiç böyle bakmamıştım. Artık her işareti görmek için bakacağım.
    Çok teşekkürler...

    YanıtlaSil
  13. Dinçer Baştuğ26 Ekim 2024 11:55

    Kiraz ağacında yetişen kirazların bir anda olmayışı gibi, hayatımızda ne çok şey filizlenmişte işaret okuyamamışız meğer. İnsan her olaya daha yüksek konsantre olarak bakabilmeliymiş.

    YanıtlaSil
  14. Başka insanların çocuklarında bu tepkileri görseler hemen sigara ya da uyuşturucu kullanıyor derler. Neden kendi çocuklarında gördüklerinde sigara ya da uyuşturucu kullanıyor diyemiyorlar?

    YanıtlaSil
  15. Etrafımızdan gördüğümüz kadarıyla çocuğuna çok düşkün olan aileler çocuğunun problemini kabul edemiyor ve hep dış dünyayı suçluyor bence bu düşkünlükten daha dengeli bir yere taşıması gerekiyor çocuğuyla olan ilişkisini

    YanıtlaSil
  16. Trafik kuralları gibi, İşaretler var hayatta, ama insan yapıp ettikleri ile bir süre sınra trafik işaretleri oluyor ama hiçte onları kullanmıyor, en nihayetinde büyük bir kaza ile hayatı alt üst olabiliyor. işaretlere iyi tanımlamak lazım zira izi çok acı verici olabiliyor.

    YanıtlaSil
  17. Malesef bizler işaretleri anlamadığımız için olayları yaşayıp ne olduğunu anlıyoruz.. Ama iş işten geçmiş oluyor

    YanıtlaSil
  18. İnsan bu kadar emek harcadığı çocuğuna bu tarz şeyler yakıştıramıyor. Kendisini beceriksiz zannediyor. Bu yüzdende gösterilen işaretlere sırtını donuyor. Ben nasıl hata yaparım diye. Aslında bir çok konuda hata yapıyor ama bunun ihtimalini dahi kendine konduramiyor. Sonrası ise gözünden bile sakındığı yavrusunun dehset olayların içerisinde bulunamıyor.

    YanıtlaSil
  19. Görmek isteyenler için işaretler yeterken görmek istemeyenler için payına izler düşüyor diyebilir miyiz?

    YanıtlaSil
  20. Her olaydan önce işaretler geliyor ve biz bunları bazen görüyoruz bazen göremiyoruz. İsteklerimiz bazen ağır basıyor.

    YanıtlaSil
  21. Ne kadar çok işaret veriyor hayat ama görebilene. İnsan son ana kadar görmeyince de sonunda uğraşacağı yük de o kadar ağır oluyor demek ki. O zaman bu işaretleri okuma marifetini nasıl kazanacağız?

    YanıtlaSil
  22. Muhammed Yalçın30 Ekim 2024 14:19

    Evet çok güzel ama biz hep sürecin sonrasın da olayları görebiliyoruz maalesef. İşaret okumak diyorsunuz peki bu nasıl olacak?

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bakmak yeterli deyil görmek gerekiyor bunun içinde sorulara doğru cevaplamak ve çıkarıma göre deyil gerçeği görmek gerekir.

      Sil
  23. Hayatta her konuda işaretler bize gelmesine geliyor ama kendi isteklerimize o kadar çok öncelik verdiğimiz için bu işaretleri okuyamıyoruz, göremiyoruz maalesef.

    YanıtlaSil
  24. Demekki kişi yaptığı kötü alışkanlıkları arttırdıkça saklamada ustalaşıyor. Ebeveynlerin de ilgisi olmayınca hatalar dev boyutlara ulaşıyor.

    YanıtlaSil
  25. Sanırım olağan dışındaki farklıklıklara dikkat etmek gerekiyor, bunlar birer işaret olabilir mi?

    YanıtlaSil
  26. Gün içerisinde kendimiz ve iletişimde olduğumuz insanlardan çok fazla iz ve işaret alırız fakat açtığımız neredeyse oradaki iz ve işareti görürüz. Çok güzel bir yazı olmuş. Elinize sağlık...

    YanıtlaSil
  27. Bazen insan hayatta yaşam sürerken en yakınındaki kişinin ihtiyaçlarını göremeyebilir. Gözünün önünde en sevdiği çocuğu kayıp gidebilir. Farkında olmak, olayları iyi takip edebilmek, işaretleri iyi okumak çok önemlidir. Sonrası çık acı olabilir...

    YanıtlaSil
  28. İnsan bazen görse bile kabullenmek istemiyor, ne kendi ne çocuğunun halini. Halbuki gerçek çok net. Herkes bir çevreye uyum sağlar, çevresine bak, kimmiş anla. Çocuğumuz bizimle ne kadar vakit geçiriyor, tanımadığımız arkadaşlarıyla ne kadar vakit geçiriyor...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder