Güneş yeni doğmuş, şehri tatlı bir ışıkla yeni aydınlatmıştı. Okulun bahçesindeki ağaçlar hafif bir rüzgarla sallanıyor, yapraklar hışırtıyordu. Sabah sessizliğini keskin bir sesle okul ziline bıraktı. Şimdi öğrenciler derse gireceklerdi. Kimisi sınıfa koşuyordu kimisi sallana sallana gidiyordu.
+“Berk, Berk! Şu alt dönemde bir kız var ya, Melis. Az önce göz göze geldik, bana gülümsedi oğlum!”
-“Sana da günaydın Haluk.”
+“Aa pardon, günaydın kankam!”
-“Geçen haftanın ödevleri vardı, yaptın mı onları?”
+“Yok ya, unuttum ben onları. Melis’ten başka bir şey düşünemiyorum.”
-“Bak yine pişman olacaksın.”
+“Amaan! Kanka boşver, bulurum ben bir yolunu.”
Haluk ve Berk lisede sıra arkadaşlarıydı. En arka köşede oturur, Haluk camdan dışarı bakar, Berk dersi dinlerdi. Haluk daha haylaz bir öğrenciydi. Berk ise disiplinli ve derslerine çalışırdı. İkisinin kişilikleri birbirine zıt olsa da sıkı dostlardı. Her ay başka bir kızdan bahsediyordu. Şimdiki gönlünü kaptırdığı kız okulun güzellerinden Melis’ti.
+“Şşşt, Berk... Sence bunu Melis’e vereyim mi?” diyerek bir kağıt parçası uzattı.
-“Dersten sonra bakarım, tamam mı?”
+“Hayır ya şimdi baksana!”
Kağıtta el yazısı bir şiir vardı. Okudukça Berk’in morali bozuldu, yüzünün ahvali değişti. Bu bir aşk ilanıydı! Berk şiiri okuduktan sonra birkaç dakika Haluk’un yüzüne baktı. Kim bilir içinden neler neler dedi? Çatık kaşlarla teneffüsü beklemesini söyledi. Teneffüs olunca:
-“Haluk, sen iyi misin? Aloo? Aşk hikayesinde falan değiliz kendine gel! Yeni tanıştığın bir kıza aşk mektubu mu vereceksin? Bu şiir nerden çıktı, neden mantıklı geldi? Kız bunu okuyacak, gülecek, arkadaşlarına gösterecek ve herkes seninle dalga geçecek. Lisedesin, romantik komedide değil!.”
Haluk, Berk’in bu cümlelerini duyunca bir an duraksadı.
+“Ama belki o da beni seviyordur. Hem sevmese bile niye dalga geçsin ki?”
-“Yan sınıftaki Ahmet’i hatırlamıyor musun? O da şiirler vermişti. O da senin gibi aşıktı. Sonra ne oldu? Şiirlerini, mesajlarını tüm okul gördü, duydu. Ahmet rezil oldu diye okulu değiştirdi. Ne çabuk unuttun?”
+“Aslında doğru diyorsun. Sana bir şey söyleyeyim mi? Hayatımı kurtardın galiba. Mektup mu? Ne kadar da aptalım! Neden mantıklı bir fikir gibi geldi ki! Sen olmasan rezil olabilirdim kanka, teşekkür ederim.”
-“Hadi gel bir volta atalım, zihnimiz açılsın.”
Berk böylelikle bu aşk macerasının son bulacağını ümit ediyordu ama yanılıyordu. Bir hafta sonra, öğlen teneffüsünde Berk tek başına yemek yiyordu. Etrafta Haluk yoktu ama çok normaldi çünkü kendisi çok sosyaldi. Berk yemeğini yiyip bahçeye çıktı. Dışarı çıkınca yukarı bakan insanlar gördü ve gülüşmeler duydu ve hemen o da yukarı baktı. Haluk öğretmenler odasına girmiş, balkondan Melis ile sohbet ediyordu. Ancak sohbet tek taraflı gibiydi.
Berk durumu anladı ve hızla dostunu kurtarmaya koştu ama vardığında çok geçti. Aşkın pençesine kapılan Haluk kızcağıza “Benden ;)” diyerek göz kırpıp gofret fırlatmıştı bile. Artık lise hayatı boyunca bununla hatırlanacaktı. Berk odaya girince zorla Haluk’u balkondan çekti. Beş dakika sonra durumu anlayan Haluksa bin pişman oldu. Çünkü tüm okula rezil olmuştu artık.
+“Abi gofret ne ya, gofret, gofret. Of! Nerede benim aklım! Rezil oldum herkesin önünde! Bir de kendimi romantik zannediyordum!”
-“İnsan aşık olunca, daha doğrusu bir şeyi çok fazla isteyince bazen ne yaptığını anlamıyor. Senin yaptığını kimisi çocuğu, kimisi para, kimisi de aşk için yapıyor. Ne kadar rezil bir duruma düştüğünü de o anda anlamıyor. Sen de o kız senden çok hoşlansın istediğin için böyle bir hata yaptın. En yakın dostunu dinlemedin.”
İnsan bir şeyi çok istediğinde duyguları aktifleşir ve bilinci devre dışı kalır. Artık olayı sağlıklı irdeleyemez ve düşünemez. Dış dünyadaki uyarıları duyamaz, göremez. Onun için tek şey vardır, o isteğine ulaşmak. Birisi onu uyarsa da o bu durumu geçiştirmek ister. Tıpkı Haluk’un Berk’e yaptığı gibi. İnsanın isteklerini kontrol edebilmesi gerekir. İsteklerini kontrol edemediğinde dostlarının uyarılarını duyamaz. Hatta dostunu düşman, düşmanını dost olarak görebilir. O yüzden insanın, sağlıklı kararlar alıp “Ben ne kadar saçmalamışım ya!” diyeceği şeyler yapmaması için bilincini açık tutması gerekir. Dolayısıyla bir karar alırken duygularımızı pasifleştirmeliyiz. Bu yaklaşım, insanı sonradan pişman olacağı şeyler yapmaktan kurtarabilen çok önemli bir stratejidir.
İsteklerini kontrol et hayatını konforlu yaşa :)))
YanıtlaSilAklıyla değil de duygularıyla hareket eden insanların başına gelebilecek kaçınılmaz bir son hüsrana uğramak
YanıtlaSilBizler bazen kör alanda o kadar çok vakit kaybediyoruz ki, sadece kendimize basit bir kaç soru ile nerede yanlış yaptığımızı anlayabilir ve hayatımızı daha konforlu ilerletebiliriz.
YanıtlaSilLise yılllarımıza götürdü bu yazı. Duygularım aktifleşti biran ama artık o yaşlarda olmadığımız için bilincimi daha kolay kontrol ediyorum. Fakat isteklerimiz aşırılaşınca duygularımızı kontrol edemiyoruz. Aslında kök nedeni isteklerimiz.
YanıtlaSilHangimiz düşmedik lise akşına :)
YanıtlaSilÇocukluğum geldi aklıma... O zamanda yazılsaydı bu yazı bir çok hatamızı düzeltme şansımız olurdu.. Neyse artık önümüze bakalım. Bundan sonramızA ışık
Olsun bu yazı..
Lise yıllarında pişmanlık duyacağı davranışları olmasın diye öncesinde çocuk yetiştirirken yol göstermeli. Çünkü o an anlatılanlar pek algilanamiyor. 🥲
YanıtlaSilBir şeyi çok istediğimizdemi hata yapıyoruz, yoksa isteklerimizi kontrol edemediğimizdemi hata yapıyoruz?
YanıtlaSilİsteklerimizin bizleri kontrolden çıkaracağını nasıl anlarız?
İnsan o yaşlarda aklı bir karış havada oluyor ama bir şey yapmadan önce danışmak yakın arkadaş fikrini almak insanı bir çok düşeceğini zorluk lardan korur deneyim kazandırır
YanıtlaSilİsteklerimiz ve ihtiyaçlarımız. Hangisini tercih edeceğiz? İşte bütün mesele...
YanıtlaSil‘Bu gofreti sevmeyen var mı ? ‘
YanıtlaSilİnsan duygularına göre hareket ettiğinde, düşünmediğinde çoğunlukla yanılır, düşünebilmek bize verilmiş aslında büyük bir ikram
YanıtlaSilİnsanlar isteklerinin karşılığı bir hayat yaşamak istiyor, ama hayat ödediğin bedellerinin karşığını verebiliyor.
YanıtlaSilDün lisede bu heyecan olurken bugün de iş dünyasında oluyor. Aşırı heyecanlanıp bilinci kapanan bir çok gofret canavarına şahidiz:)
YanıtlaSilİnsanı en çok hataya düşüren şeylerden biri de bu işte duyguları bir türlü kontrol edemeyince sorun üstüne sorun yaşıyor
YanıtlaSilGençlerin en aktif olduğu karşı cinsle nasıl konuşacağını bile bilemediği zamanlar😊 İlişkilerin aslını bilmeden sadece duygularla hareket edilen dönemler. Dolaysıyla gençlerin sözü dinlenen deneyimli büyüklerine ihtiyacı olduğu yıllar.
YanıtlaSilLise yıllarının tecrübesizliğinin mi yoksa duyguların aktifliği mi
YanıtlaSilİnsan niye heyecanlanır ki? Duyguları nasıl yoğunlaşır? Niye ister, çok ister insan? Bunlar soyut süreçler mi? yoksa kimyasal mı????
YanıtlaSilHaluk seni çok iyi anlıyorum kardeşim ama Berki biraz dinlemen gerekiyor :)
YanıtlaSilLisedeyken benim de Haluk gibi bir arkadaşa ihtiyacım varmış :)))
YanıtlaSilDuygunun yoğun yaşandığı aşk veya platonik aşk gibi hallerde insan isteğine ulaşmaktan başka birşey düşünemiyor. Her aklına geleni de yapmak için mantıklı bir kılıf uydurabiliyor. Önemli olan düşünerek hamle yapabilmekte.
YanıtlaSilEvet insanın saçmalamaması için her daim bilinci açık olmalı
YanıtlaSilİnsan isteklerini kontrol edemediğinde başına düşünemediği olumsuz olaylar gelebiliyor.
YanıtlaSilaah ah. keşke lise yıllarıma tekrar dönsem
YanıtlaSilTüm mücadele iki seçim arasında.. Anlık acılar mı, anlık isteklerin getirdiği hazlar mı? İnsan kolay geleni sever... Öfke ile kalkan zararla oturur.. İki doğru söz..Sadece bu iki seçenek arasında yapılan seçimlerin toplamı ile insanın hayatı bambaşka bir şekil alabiliyor. Şaşılacak şey ise insanın seçimindeki sebep üzerine değil, seçiminin salt sonucu üzerinden yorum yapması. Bu tablo ancak anlık isteklerine yönelen duyguları aşırı aktifleşmiş kişinin ahvalinde var...
YanıtlaSilÇoğumuzun geçmişte yaşadığı duygular . Duygularımızın bizi vezir mi rezil mi yapacağını bilseydik ne yapardık?
YanıtlaSilLisedeyken bir çok Haluk lazım mış çokça yanılıyor insan duygularına yenilince. Ama bunu fark ederbilir mi insan kendi kendine?
YanıtlaSilNe güzel söylemişsiniz, insan bir şeyi çok istediğinde insan dostunu düşman, düşmanı dost zanneder diye.
YanıtlaSilBazen insanlar duyguları ile hızlı hareket etmeye ve eyleme geçer, sonrasını hiç düşünmez, ama sonrası beklenmedik problemler doğurabilir..
YanıtlaSil