EKSİKLİK EN BÜYÜK HEDİYEDİR
Ahmet Bey çocukken büyük zorluklar yaşamıştı. Daha yedi yaşında pazarda çalışmaya başlamış, hayatın yükünü erken yaşta omuzlamıştı. Diğer çocuklar oyun oynarken O, ekmek parasını kazanmanın derdindeydi. Küçük bir oyuncağı bile olmamıştı. Yırtık ayakkabılarını yıllarca giymek zorunda kalmış, yeni bir çift ayakkabı almanın bile hayal olduğu günler geçirmişti. Ama tüm bu eksiklikler ona önemli bir ders vermişti, “Hayatta istediği şeylere ulaşmak için çalışması gerekiyordu.” O da öyle yaptı. Azmetti, sabretti ve yıllar içinde hem işi hem kendisi büyüdü. İş adamı olduğunda geriye dönüp baktığında, zorlukların onu nasıl şekillendirdiğini açıkça görebiliyordu.
Maddi sıkıntıları geride bırakmıştı. Şimdi yeni bir hedefi vardı, “Bir aile kurmak.” Yıllar içinde evlendi ve Kerem adında bir oğlu oldu. Ahmet Bey, kendi çocukluğunu hatırladıkça oğlunun aynı sıkıntıları yaşamasını istemediğini düşündü. “Biz çok eksiklik gördük, oğlum görmesin,” diyordu içinden. Ona en iyi hayatı sunmak istiyordu. Ancak farkında olmadan bir tuzağa düşüyordu, eksikliğin ona kattıklarını oğlundan tamamen esirgiyordu.
Oğlu neyi istiyorsa anında yerine getiriyordu. Çikolata mı istedi? Hemen alınıyordu. Yeni bir oyuncak mı gördü? Anında alıp getiriyordu. Kerem’in odasında insan boyunda bir oyuncak sepeti vardı ve her gün yeni oyuncaklarla doluyordu. Ancak bir gün Ahmet Bey fark etti ki oğlu artık yeni bir oyuncak geldiğinde eskisi kadar sevinmiyordu. Önceden çikolata aldığında boynuna atlayan çocuk, şimdi yüzüne bile bakmıyordu. Sanki her şey sıradanlaşmış, kıymetini yitirmişti. Ahmet Bey bir şeylerin ters gittiğini anlamıştı.
Bu durumu değiştirmek O’na başta çok zor geldi çünkü oğlunun tepkisi ile karşılaşmaktan korkuyordu. Bu ihtimali düşünmek bile Ahmet Bey’i çok üzdü. Ama oğlu için bir karar aldı. Artık oyuncakları ve hediyeleri azaltacaktı. Ancak bu değişiklik Kerem’i çok agresifleştirdi. Eskisi kadar hediyeler gelmeyince babasına küsüp odasına kapandı, hatta bir gün bağırarak, “Bana bakmayacaksan neden doğurdun?!” diye tepki gösterdi. Ahmet Bey, oğlunun böyle tepkiler vermesine üzülüyordu ama bir şey daha biliyordu: Gerçekten iyi bir süreç başlatan kişi, önce zorlanır...
İlk günler zordu. Kerem sürekli sitem ediyor, neden eskisi gibi oyuncak almadığını soruyordu. Ahmet Bey her defasında sabırla ona açıklamaya çalışıyordu, “Oğlum, önemli olan her şeye sahip olmak değil, sahip olduklarının değerini bilmektir.” Ama bu sözler o an için Kerem’e pek bir şey ifade etmiyordu.
Ancak haftalar geçtikçe ve Ahmet bey taviz vermedikçe durum değişmeye başladı. Kerem artık istediği şeyleri almak için harçlıklarını biriktirmeye başladı. Önceden eline geçen parayı hemen harcarken, şimdi daha dikkatli davranıyordu. Babasının eskisi gibi her gün değil, iki ayda bir getirdiği çikolatayı aldığında gözleri parlıyordu. Küçük şeylerin kıymetini anlamıştı.
Bir gün, Ahmet Bey işten döndüğünde Kerem’in odasında bir şey fark etti. Oyuncaklarının büyük bir kısmını bir kutuya koymuştu. Merak edip sordu,
“Bunları ne yapacaksın?”
“Baba, eskiden her şeyim vardı ama hiçbir şeyin kıymetini bilmiyordum. Şimdi ihtiyacım olmayanları başka çocuklara vermek istiyorum.” dedi gülümseyerek.
Bu durum Ahmet Bey'in hoşuna gitmişti, oğlunun büyüdüğünü ve hayatın ona verdiği dersi anladığını hissetti. O an, verdiği kararın ve tüm samimiyeti sınanmasına rağmen o karardan vazgeçmemenin doğruluğunu bir kez daha gördü.
Bazen sevdiğimiz insanlara her istediğini vermek, onlara iyilik yapmak anlamına gelmez. Aksine onları daha fazla ister hale getirip doyumsuzlaştırabiliriz. Eksiklik, aslında hayatın insanlara verdiği gizli bir öğretmendi. Ve insan bazen eksik kalarak tamamlanıyordu…
İmkan arttırmak insan lehine değil. Öte yandan bollukta olan kişinin sınavı daha zor...İmkana rağmen imkanını kullanmamasını bilen veya ihtiyaca göre kullanan ise bilinci yeterince açık olan kişidir.
YanıtlaSilİnsanın en büyük ilizyonlarından biri. İmkanlarla tatmin olabileciğini düşünmek. Bu konuyu iyice düşünmek lazım.
YanıtlaSilBen yaşamadım oğlum yaşamasın... gerçekten tehlikeli bir tuzak. İnsan çocuğuna kıyamıyor. Meğerse onun iyiliğine olan eksik bırakmakmış. Kaleminize sağlık
YanıtlaSilÖnemli olan çok şey kazanma marifeti kazanıp, azı ile yetinebilmekte
YanıtlaSilHayatta neyin miktarı artarsa onun etkisi azalır. Sen çok bedel ödediğinde karşındaki insanı nankörleştirirsin ve aynı örnekte olduğu gibi bana bakmayacaksan doğurtmasaydın cümleleri duymaya mahkum olursun.
YanıtlaSilİmkanın çok olması şifa gibi görülsede aslında insanın zehri imiş. Açlık çektiğimiz kadar hayata karşı gücümüz oluyor.
YanıtlaSilİmkanları artırmak fayda değil tam tersine zarar veriyormuş insana.
YanıtlaSilİnsan yetiştirmek zor gibi görünsede aslında çok basit. Ahmet bey oğluna öğrettiği çok basit bir şeyle gelecekteki tüm hayatlarını şekillendirmiş oldu aslında. Güzel yazı emeğinize sağlık.
YanıtlaSilİnsan herşeyi tam olsun ister, Herşeyi tam oluncada mutsuz olur...
YanıtlaSilİhtiyacım olan bir yazıymış. ALLAH razı olsun. İçimdeki şu daha fazlasını sunmak isteğini bir yenebilirsem sanırım bu yazıyı çok daha iyi anlatacağım o gün.
YanıtlaSilBir baba olarak aynı durumu bende yaşadım. Çok zorlanıp bir kaç kez başa sardığımız durumlar oldu. Kendimi daha hazır hissettiğim bir zaman kararlı davranıp onun kadar bende zorlandım ama şimdi başardık. Maşallah şimdi istediklerini alırken kendisinden de bir katkı koyup üstünü tamamlıyorum. İçinde kendi emeğinin parasının olduğunu bildiğinde oyuncakları da daha kıymetli oldu. Daha az oyuncakla çok keyif alan bir çocuk. Bedeli olduğunda daha mutlu bir çocuk oldu.
YanıtlaSilİnsanoğlu eksik olmasa neden harekete geçip yapmak istediklerini yapsınki, dolayısıyla mevzu doğru yerde tok olmak ve doğru yerde eksik olmak ki tamamlamak için doğru adımlara yönelinilsin
YanıtlaSilİnsan Hayatta karşılaştığı zorlukları zorunluluk olarak görüyor ona kazandırdığı marifeti farkına varamıyor Dolayısıyla çocuğun yetiştirirken benim gibi zorlanmasını istiyor ancak o zorluklar insana bir marifet kazandırıyor.
YanıtlaSilİnsanlar imkanları varken arayış içinde olmazlar, ancak imkansızlıkları varken arayış içinde olurlar ve bu arayış onları marifetlendirir.
YanıtlaSilEksiklik hissi bize verilen en büyük nimet. Bu eksiklik oldukça hareket ediyoruz ve bu doğrultuda marifetleniyoruz.
YanıtlaSil