GAZZE YAZI DİZİSİ: 2- HİÇ OLMAZSA YÖNÜMÜZ BELLİ OLSUN
Ahmet, her sabah güneşin ilk ışıkları penceresine vurmadan uyanırdı. Her çocuk gibi hızlıca az da olsa kahvaltısını zorla yer ve yola koyulurdu. Okulda 2. senesiydi ve yaz tatilinden sonra uzun seneler nasıl geçip okulun bitireceğini düşünüyordu. 7 Ekim 2023 tarihinden sonra hayatının bambaşka bir şekle dönüşeceğini tahmin dahi edemezdi. Birkaç hafta içinde ağırlaşan bombardımanlar sonrasında gece duyduğu patlama sesleri, uçakların çıkardığı kulakları sağır eden gürültüleri, çocukların ve bebeklerin korkudan bağırışları, yıkılan binaların altında kalan kişilerin yardım çığlıkları sadece başlangıçtı. Güvenli hissettikleri yuvaları bir anda kendilerine mezar olmaya başlamıştı. Her gün yeniden güneş doğarken güneşin ilk ışıklarını görebilen insanların bazıları hayatta oldukları için şükrediyor bazıları ise sıranın ne zaman kendilerine geleceğini merak ediyordu.
Filistin’e tüm girişler kapatılmış, elektrikler kesilmiş ve herkes elinde kalan erzaklar ile idare etmeye çalışıyordu. İlginçtir ki kimse Batılı devletlerde kriz anlarında oluşan yağmalama gibi durumlar hiç yaşanmadı. Gazze halkı tüm zorluklara rağmen birbirine kenetlenip ellerinde olan ne varsa diğer kişilerle paylaşmaya devam ettiler. Bir süre sonra tüm savaş suçları işlenmesine rağmen kendilerini medeni olarak gören ülkelerin yöneticileri bu tabloyu görmezden geldiler. Hastaneler bombalandı, çocuklar, bebekler, kadınlar öldürüldü. Ülkelerde ki bireysel çabaları ile destek veren vicdan sahibi, akıl sahibi az sayıda topluluklar hariç bir tepki oluşmuyordu. Müslüman olduğunu iddia eden ülkelerin tutumları maalesef sınıfta kaldı. Açlık ve susuzlukla mücadele eden insanlara yardım kutuları dahi uçaklardan bozuk paraşütlerle ya da paraşütsüz atılarak insanları öldürecek şekilde hedeflere ulaştırıldı.
Gazze'ye Cuma günü havadan insani yardım ulaştırılırken en az beş kişinin öldüğü, 10 kişinin yaralandığı aktarıldı. 09.03.2024
Bir tarafta küresel şirketler ürettikleri ürünlerden elde ettikleri gelirler ile açık şekilde bu katliamı desteklediğini peşi sıra açıklamaya devam ederken Müslüman ülkelerde belirli kitle dışında boykotlar karşılık dahi bulamıyordu.
Neden insan gerçekleri görmek ve düşünmek istemez? Güneş gerçekten yakın zaman sonra doğudan değil de batıdan mı doğacak?
Hayatta hiçbir şey bir anda olamayacağı gibi bir anda da bozulup/düzelemez. Son yıllarda o kadar çok istekleri dışında bir şey düşünmekte zorlanan, tüketim hastalığına yakalanmış, kıyas edip o isteklerine hızla ulaşma çabalarını körükleyen, bencilleşen, izledikleri tv programları, diziler, sosyal medya içerikleri ile dünyevi ve bencil yaşamlar gittikçe iliklerine kadar işlediğini göremediler. Etraflarında, çok yakınlarında yaşanan insanlık dramına, katliamlara bu kadar cılız tepkiler vermeleri gerçekleri özünde olduğu gibi görme hakkedişlerinin olmamasından kaynaklanmıştı.
En saf bir bilinç ile vazgeçemedikleri dünyada en bilinen kahve, gazlı içecek (starbucks,cola…) firmaları ile yaptıkları alışveriş sonrasında kazançların bir kısmı tüfek, mermi, bomba, füze olarak kampta yaşam mücadelesi veren çadırların üzerlerine, hastanelerin yıkımına neden olan ağır tesirli ölüm makinalarına dönüştüğünü bilebilirlerdi. Bu konforlarından ödün vermek istemeyen insanların bile bu davranışı devam ettirebilmeleri için vicdanlarını rahatlatacak veya susturacak bir çözüm bulmaları gerekiyordu. O çözüm ise kısa sürede dilden dile dolaşır hale geldi;
“Aman Abi benim bir bardak içtiğim içecekten kazanacakları paradan ne olacak, bir kurşun bile alınmaz o para ile…”
“Etrafımız boykot ürünlerle sarıldı, marketlerde en çok o ürünler kullanılıyor, o ürünleri almazsak başka alacak alternatif mi kaldı, varsa da kalitesiz kullanılmıyor…”
“Hadi bu üründe alternatif buldun diğer ürünlerde nasıl bulacaksın çok zor boykot yapmak…”
O ana kadar küçücük çocukların kendinden küçük kardeşlerine annelik, babalık yapar hale gelebileceklerini kimse ön görememişti. Vicdanlarını susturan, rahatlığından ödün vermeyen, katliamı destekleyen firmalara tepki göstermemek aslında çok daha önceden başlamıştı. İnsanlar yavaş yavaş bozuldular ve yavaş yavaş tepki gösteremez hale geldiler. Artık hayatta kalan büyükler hiç tanımadıkları öksüz ve yetim kalan çocukların bir anda yeni aileleri olur hale gelmişlerdi. Küçücük ayaklar çıplak halde yıkık binaların arasından geçerek zorunlu tutulan kamplara yürürken ayaklarının altı parçalanıyordu. Dünyanın büyük çoğunluğu 3 maymunu (Görmedim-Duymadım-Konuşmadım) ı oynamaya devam etti. Sağduyulu, vicdan ve akıl sahibi insanlar hariç.
Nemrut azgınlığının önünde bir engel olarak gördüğü Hz. İbrahim’i (ki üç semavi dinin ortak atası ve peygamberidir) ateşe atarak cezalandırmak ister. Meydanın ortasına dev bir ateş yaktırır. Ateşi gören canlıların tümü etrafa kaçışır; ancak bir karınca müstesna. Ağzında bir damla su ile bir karınca devasa ateşe doğru telaşla koşturur. Onu gören bir başka karınca “Nereye böyle telaşla?” diye sorar. Karınca “Duymadın mı Hazreti İbrahim’i ateşe atacakmış Nemrut!..” deyince. Diğer karınca alaycı bir ifadeyle, “Ateşi görmedin herhâlde; kocaman bir ateş. Kaçmaktan başka çare yok. Ağzındaki bu bir damla su ile mi o ateşi söndüreceksin?” der. Bizim karınca, “Hiç olmazsa yönümüzü belli olsun.” diye karşılık verir. Küçük bir adım demeden hemen adım atıp yola çıkmamız gerekiyor. Azı küçümsemeyelim, elimizden ilk etapta nasıl bir destek vermek gerekiyorsa ona göre ufak ufak adımlarla ilerleyelim. Yeter ki yönümüzü çevirip doğru hedefler için mücadelemizi verelim. Daha güzel bir yaşam için doğru davranışlar sergilememiz ve bunu toplumlara yaymamız bütün insanların sorumluluğunda.
Maalesef gözümüzün önünde ve bizim yaşam zamanımızda gerçekleşen bu katliam tarihe en büyük soykırım olarak geçecek. Kendi konumumuzu ortaya koyacak davranışlar sergilemek ise herkesin kendi sınavı. Her davranış, aktif veya pasif Rabbimize bir delil sunuyor. Gerçekleşen her olayın bizleri test etmek için olduğunu unutarak dünyaya dalanlar gerçekten çok büyük bir illüzyonun içindeler. Yoksa kötü zaten kötülüğünü yapacaktı ki. Mesele bizim ne tepki verdiğimiz.
YanıtlaSilMesele yönünü belli etmekte. Azı küçümsememek gerekiyor. Marketteki indirim ürünlerine bak. Çoğu boykot ürünü. Önceden hiç indirim yapılmayan ürünler de indirim var. Demek ki satışlarda düşüş var. Boykota devam. Safımızı belli edelim.
YanıtlaSilEvet yönümüzü belli etmeliyiz...
YanıtlaSilBir bardak kahvemle yada bir kutu içecekle ne olurki demeden, karınca gibi yönümüzü belli etmeliyiz.....
Üzerine hayırda güneşin doğduğu kişilerden olma ümidi ile...
Hakeden. Haketiğini bulur sonunda
YanıtlaSilBize düşen güçlünün değil haklı olanın yanında olmak bunu nasıl yapıcaz en azıdan ekomilerin destek olmayarak başlıya biliriz
Çok güzel ya
YanıtlaSilİnsanlar boykot etmeye ilk başladığında çok zorlanıyorlar ancak devam etme hassasiyeti ile bırakmazlarsa işleri kolaylaştırılıyor
YanıtlaSilDerdi yeryüzünün mazlumları olanlara selam olsun…
YanıtlaSilDoğru safta karınca gibi azı küçümsemeden hareket etmek. Stil karınca gibi olmak… Ne minik canlı, ne büyük bir davranış.
YanıtlaSilİnsanlık büyük bir sınav veriyor. Kimisi elinden gelen azıcık bir destekle yani zalimlerin mallarını satın almayarak sınav da doğru yapmaya çalışıyor. Bu yapabileceklerimizin en azı aslında. Ama kimin mazlumun tarafında olduğunu belli etmektir bu. Kimisi ise bunu bile yapmaya çekiniyor. Ve eninde sonunda gerçek gerçekleşir. Sahte olan yenilmeye mahkumdur.
YanıtlaSilGün gelecek mutlaka gerçekleşmekte olan mutlaka gerçekleşecek ve herkes hakkettiği sonuca ulaşacaktır. Önemli olan o sonuca varmadan önce ne sebepler oluşturduğumuzdur.
YanıtlaSilAzı küçümsemeden Boykota devam etmeliyiz az çok olur inşALLAH 🤲
YanıtlaSilTüketim alışkanlıklarımızın ve duyarsızlığımızın bizi getirdiği noktayı sorgularken, karıncanın ateşe su taşıması gibi küçük adımların bile önemli. Önemli olan, vicdanımızı susturmayıp doğru safta yer almak ve zulme karşı sesimizi çıkarmak.
YanıtlaSilHer insan kendi öyküsünü dizayn ediyor.
YanıtlaSilYaptıklarıyla veya yapmadıklarıyla.
İnsanoğlu bir an önce uyanmalı uykudan ,verdiği tepkiler ile kendi geleceğini dizayn ediyor,
YanıtlaSilKüçücük bir damla insanın bir ömrünü toparlamaya yeter di aslında ama insan gerçeğe göre hareket etmeyince yaptıklarına mantık bulmaya çalışıyor.
YanıtlaSilBoykota tüm gücümüzle ve hassasiyetle devam, çevremizede yayarak tabi. büyük işleri basit insanlar yapar tıpkı karınca misali, safımızı belli etmek adına. ve bir gün birisi dediki, bir karınca bir fil'e bir şey yapamaz ama tüm karıncalar toplandığında bir fil'i yiyebilir Allah basit yaşayan insanlara çok büyük işler başarttırır, Allahın adaleti böyle işliyor, biz üzerimize düşeni yapmaya çalışırsak inşallah zafer müslümanların olacak.
YanıtlaSil"Herkesin yöneldiği bir yön vardır. Haydi, hep hayırlara koşun, yarışın! Nerede olsanız Allah hepinizi bir araya getirir. Şüphesiz, Allah’ın gücü her şeye hakkıyla yeter."(Bakara148)
YanıtlaSilBazen çok üzülüyoruz elimizden daha fazla birşey gelmiyor diye ama bu öykü doğru yönde azı küçümsemeden yarışanların öyküsüdür..
Yönümüzde ve tarafımızda net olduğumuzda psikolojik ve fizyolojik tepkilerimizde şüphesiz bizi doğru istikamete ulaştıracaktır.
YanıtlaSilHer çok azdan olur , bizlerde azı küçük görmeden boykoto mutlaka devam etmeliyiz ki karıncanı misali yönümüz belli olsun...
YanıtlaSil"Zulme sessiz kalan zulmü yapan gibidir..."
YanıtlaSilİki seçeneğimiz var ; ya elinden geleni yapıp sessiz kalmayanlardan olacağız yada zulme ortak olacağız...
Tarafını seç ve belli et!
Tarafını belli etmek ! Tam bir netlik testi...
YanıtlaSilGazze’de yaşananlar, insanlığın vicdanını ve sorumluluğunu sorgulatıyor. Küçük adımlar bile önemlidir; duyarsızlık yerine doğruyu savunmak en insani tutumdur. ve insanoğlu bunu anladığında çok geç kalmış olacak.
YanıtlaSilÇocukların mutlu olduğu bir dünya olsa ne güzel olurdu..
YanıtlaSilnetlik
YanıtlaSilDünyanın son zamanlarında insanlar ayrışır. İyiler ve kötüler inananlar ve inanmayanlar zorbalar ve zulme uğrayanlar. Zulme uğrayanların yanında olanlar. Herkes ama herkes bir taraf seçer belki tarafını seçmeyenler vardır rengi belli olmayanlar... Kim bilir,
YanıtlaSilzulmün devam etmesi zulüm edenin kazanacağından değil, onlara süre verilmesi, toplamdaki öykü de yaratan onların azabını arttırmak istiyordur... Mesele , tek mesele sınavı kazanmak.
Oysa insan hala yaşamaya çalışıyor sınavını geçmeye değil.
İnsanlar bunu bir karşı saldırı zannetti...
YanıtlaSilİnsanlar bunu bir siyasi mesele zannetti...
İnsanlar bunu bir etnik mesele zannetti...
Oysa bu bir insanlık meselesiydi...
Karınca gibi davranmaktan başka bir seçeneğin olmadığı bir insanlı meselesi...
Oysa her şey çok açıktı ..
YanıtlaSilİnsanların erkenden yönünü belli etmesi işlerini kolaylaştırır ama sonraya kalırsa baskı geldiğinde daha da zor olur. Bu yüzden erkenden yönümüzü belli edip azı küçümsememek önemlidir.
YanıtlaSilKüçük sandığımız o adımlar büyüktür aslında... Damlaya damlaya göl olur. Büyük bozulmalar da, büyük toparlanmalar da küçük sandığımız o adımla başlar. Umutdunu yitirme... Sonunda iyiler galip olacak.
YanıtlaSilBir duruş segilemeyi nasılda reddetti.. Keyfi ve rahatı için gerçeğe kibirlendi.. İnsan çok hatalar yaptı ama bu hatanın neler doğuracağını düşünmedi..
YanıtlaSilYönümüzü belli edip niyetlerimizde samimi olmamız gerekiyor…
YanıtlaSilBir insanın bu kadar açık zalimliğe ses çıkarabilmesi için dahi hakedisi olması gerekiyor . İnsanların çoğu kendi konforlarini zulmü kınamaya tercih etti ve gelecekte yaşayacakları çok daha büyük bir zalimliği haketti. Gazze'de bugün olanlar en çok başına bir şey gelmeyenlerin meselesi. Zalim bir gün bizede zalimliği yapacak .
YanıtlaSil