GAZZE YAZI DİZİSİ 4: HAYIRDA CESARET GÖSTERMEK
Gazze’de yalnızca insanlar öldürülmüyor.
İnsanlık, inanç, adalet ve vicdan… Hepsi birer birer sınanıyor.
Artık Gazze sadece bir coğrafya değil.
O, dünyanın vicdan haritası.
Kimin nerede durduğunu, kimin hangi değerin arkasına saklandığını gösteren büyük bir ayna.
Kimi sesini yükseltiyor, kimi ise gözlerini kaçırıyor.
Ne yazık ki bugün çoğunluk sessiz.
Kınamalar var ama kararlılık yok.
Paylaşımlar var ama fedakârlık eksik.
Kalpler hüzünlü, ama eller hâlâ hareketsiz.
Ve biz bu hâl üzerindeyken, Rab’bimiz soruyor:
“Bu zulüm karşısında nerede duruyorsunuz?
Mazlumun yanında mısınız, yoksa zalimin sessiz ortağı mısınız?”
Hayırda cesaret göstermek…
"Ben iyiyim" diyenin en büyük sınavıdır bu.
Peki neden susuyoruz?
Çünkü bize dokunmayan acıyı uzaktan izlemek kolay.
Çünkü ekran başında kalmak, meydanda durmaktan daha güvenli.
Çünkü zulüm bizim kapımıza dayanmadı henüz.
Çünkü hâlâ soframız kuruluyor, ışığımız yanıyor, çocuklarımız güvende…Konforumuz yerinde, işlerimiz devam ediyor, hayat “bizim için” normal akıyor.
Bir yanımız izliyor ama diğer yanımız “benim başıma gelmedi” diyerek rahatlıyor.
Vicdanı susturmanın en kolay yolu:
“Ben tek başıma ne değiştirebilirim ki?” demek.
Ama bu cümle bizi sadece pasif değil, aynı zamanda suç ortağı yapıyor.
Unutuyoruz:
Zalimler zulmederken, en çok da sessiz kalanların boşluğundan cesaret alıyor.
Tarih boyunca kötülük sadece kötülerle değil, iyilerin suskunluğuyla büyüdü.
Zulüm, yalnızca zulmedenle değil, onun karşısında susanla da hayat bulur.
Ve biz sustukça, zulüm daha da gürleşiyor.
Susmak, çoğu zaman “taraf seçmemek” değildir;
Aksine, güçlüden yana taraf olmaktır, farkında bile olmadan.
Herkes Kendi Safını Seçiyor
Amerika’da bir üniversite öğrencisi, bursunu feda ederek tarafını seçti.
Avrupa’da bir profesör, derslerinden men edilme pahasına zulmü kınadı.
Bir mühendis, işini yitirme riskine rağmen adaletin sesini duyurdu.
Bir sanatçı, milyonlarca takipçisini kaybetme pahasına sessiz kalmadı.
Bir mağaza, satıştan vazgeçerek vicdanını korudu.
Bir şirket, anlaşmalarını fesh ederek adaletin yanında durdu.
Bir gencin elindeki tek imkân, sadece bir paylaşım yapmaktı; ama o paylaşım, birçok yüreği uyandırdı.
Bir imam, minberden susmak yerine mazlumu andı.
Bir sokak müzisyeni, gitarının kutusuna "Gazze için özgürlük" yazdı.
Bir öğretmen, sınıfındaki çocuklara empatiyi anlatırken, Gazze örneğini verdi.
Ve bunlar sadece birkaçı…
Kimi kalemiyle direniyor, kimi diliyle, kimi cüzdanıyla…
Ama hepsi bir seçim yaptı.
Bazı insanlar vardır, zulüm gördüğünde yüreği sızlar. Onlar rahat oturamaz, uyuyamaz.
İçindeki vicdan onları harekete zorlar. Bir çocuğun acısı, ister Gazze’de olsun, ister Paris’te,
Onları aynı şekilde yaralar.
Dünyadaki her adımın, ahirette bir karşılığı olduğuna inanırlar.
Küçük bir eylem, büyük zincirleri kırabilir. O yüzden hiç kimse “benimki ne işe yarar ki?” demez.
Unutmayalım:
Aslında tarafsızlık diye bir şey yok.
Ya zalimin yanında susarsın, Ya mazlumun yanında ses olursun.
Ve şu an herkes Rab’bimizin sorusuna bir cevap veriyor:
Kimi haykırarak,
Kimi fısıldayarak,
Kimi sadece bir üründen vazgeçerek…
Ama en korkuncu, hiç cevap vermeyenler.
Çünkü onlar, Rab’lerinin sorusuna kayıtsız kalanlardır.
Basit olanı yapayan zor olanı hiç yapamayacak. Doğru tepki verenlerden olalım inşAllah.
YanıtlaSilİnşAllah sizin bu yazınız da birilerinin harekete geçmesine vesile olur.
YanıtlaSilSessizliğin, soruyu önemsememek olduğunun farkında bile olamamak.. ne acı bir kaybediş..
YanıtlaSilDoğruyu doğru zamanda desteklemek hassas insanın işidir. Ve bu da malesef çok az insanın becerisidir... İnşallah o az ama öz insanlardan olabiliriz... Norveçteki vicdanlı üniversiteli gibi... Amerikadaki duyarlı mühendis gibi... Almanyadaki hassas anne gibi... Türkiyedeki hassas doktor gibi...
YanıtlaSilkayıtsızlık, korkaklık, vurdumduymazlık ve bu anlam etrafında ne kadar kelime varsa hiçbiri "insan" olma erdeminin yanına yakışmıyor.. Gazze diyorsunuz ama aslında içte kanayan bir yaramız o bizim.. yaşarken anladık, anladık.. sonrası çok geç..
YanıtlaSilAllah doğru zamanda doğru tarafta doğru tepki verebilmeyi bizlere nasip etsin. Bu konuda bilinç açıklığı ile yapmamız gerekenleri iyi irdeleyerek geçici değil kalıcı çözümler üretip o çözümü uygulamada cesaret göstermek tüm insanlığın sorumluluğunda. Yoksa ileride susanlar da birgün benzer duruma düşebilir.
YanıtlaSilKüçük bir eylem, büyük zincirleri kırabilir.
YanıtlaSilÖnemsemedikleri için ses çıkarmayanlar çoğunluğu oluşturan insanlık oldu maalesef. Yarın da kendileri önemsenmek isteyeceklerdir ama iş işten geçmiş olacaktır...
YanıtlaSilHakikatten yana olacaksan yalnız kalmayı göze almalısın demişti biri. Gazze meselesi bir gerçek ve bu gerçek dünyada şu an yalnız. Bu yalnız gerçeğin yanında olanlardan olmak dileğiyle..
YanıtlaSilBazen düşünüyorum, ''hızlı normalleştirme'' özelliği olmasa neler değişirdi acaba hayatında?
YanıtlaSilMaalesef çoğunluk gerekli tepkiyi gösteremedi
YanıtlaSil