UYUMUN GÜCÜ

Şu zamanda insanların yaşadığı en büyük problemi,  ilişkilerinde yaşadığını görüyoruz. Bunun için birçok eğitimler alıyorlar, danışmanlıklara başvuruyorlar, psikologlara gidiyorlar.

Halbuki; insanların çıkamıyor oldukları iletişim boyutunu ilişkiye çevirmenin en önemli, belki de tek yöntemi  uyumdur.

Ne gariptir ki dünyada insan dışındaki tüm canlılar bulunduğu ortama uyum gösterirken sadece insan ortamı kendine uydurmaya çalışır. Ama insanın bu hayatta değiştirmeye hakkı yok sadece müdahale hakkı vardır. Karşısındakini değişime zorlarken, aslında değişen kendisi olur.

İnsan kurduğu iletişimde uyum sağlarsa karşısındaki insanda davranış değişikliği meydana getirme hakkı olur.

Zira uyumlanabilen yönetir. İlişkilere yön veren ilk uyumlanandır.

Uyum; Karşıdaki insanın egosuna, aklına, kalbine, dünyasına girebilmek ve  onun aklıyla düşünebilmektir.

Mesela bir satıcının müşterisine mal satmaya çalışmadan evvel müşterisinin üstündeki Fenerbahçe formasından onun tuttuğu takımı anlayıp konuyu Fenerbahçe’den açması gibi veya derslerine çalışkan çocuğu halı sahaya davet edecek olan bir kişinin maçtan önce beraber ders çalışmayı teklif etmesi gibi.

Peki neden uyum sağlamamız gerekir?

Çünkü bu hayatta uyumsuz olan her şey yok olmaya mahkumdur. Uyumlu olanın var olma hakkı var. Uyum bizi sürecin içinde tutar. Hayatta tutar.

İnsan dışındaki hayvanların ve bitkilerin doğaya uyumuna bakın; 

Mesela; Bir bitkiyi toprağa ektiniz. Eğer o, toprağa ve havaya uyumsuzsa kuruyup gidiyor. Veyahut o bitki sizin amacınıza uygun değilse onu kesiyorsunuz yerine amacınıza uygun bir bitki dikiyorsunuz. Sizin o ağaçtan beklentiniz meyve ise ancak onun meyvesi yoksa kestiğiniz gibi sizin amacınız sıcakta size gölge yapması ise meyve verdiğinde yine onu kesebiliyorsunuz.

Nasıl Kutup ayısını Çukurova’ya getirseniz ölür. Aynen öyle de bir deveyi de kutupları götürürseniz o da oraya uyumsuz olduğu için yaşayamaz. O kutup ayısı eksi 50-60 derecelere uyumlanabildiği için orada yaşıyor, deve de bir ay çöllerde susuz yaşamaya uyumlu yaratılmış.

Göçmen kuşları da mevsimlere göre uyumlanıyor. Kışın sıcak ülkelere göç ederken yazın Türkiye'ye geliyor.

Hayvanlar kışın tüylenir yazın tüy döker; kışın vücudu yağlanır,  yazın geri zayıflar…

Bukalemunu hayatta tutan doğaya uyumlanabilmesi değil midir?

Bordo bereliler de yine aynı mantıkla doğa ile uyumlu olduklarından düşmandan korunabilirler.

Extrem spor yapan insanlar doğaya meydan okuduğu için değil, doğayla  uyumlandığı için başarılı olurlar.

Terzilerin moda evlerine dönüşümü bir uyum örneğidir. Zamanın gereklerine uygun davrananlar gelişmiş ve moda evi olurken bu gerekleri yerine getirmeyenler ise hâlâ küçük terzi dükkanlarında körelmiş kalmışlardır.

Aynı durumu bakkallarda da görmekteyiz. Çağa uyumlananlar market olurken , çağa ayak uyduramayanlar küçük dükkanlarında yaşamlarını idame ederler. 

Anne karnında ki  bebek oksijensiz  yaşarken doğduğunda hemen oksijene ihtiyaç duyar.

Kiracı isem ona göre eşya alıyorum. Daha portatif, söküp takması kolay, birazcık da ucuz eşyalar tercih ediyorum.

İklime göre kıyafet değiştiriyorum. Yazın daha ince, açık renk kıyafetler giyerken, kışın ise; koyu renkli ve daha kalınca kıyafetler tercih sebebim oluyor.

Sadece kıyafetlerde değil yaz ve kış farklı coğrafyalara göç ediyorum. Yazın yayla veya denize gitmek serinlemek için birebir oluyor.

Bilgisayarda bile donanım ve yazılım uyumlu olması gerekiyor. Yoksa problem oluyor.

Evinizdeki bir eşya dahi eğer oraya uyumsuzsa onu oradan kaldırıyorsunuz. Hâl böyleyken eğer siz karşıdaki kişiyle uyumlanmıyorsanız o kişi de sizi hayatından çıkartıp atıyor. Onun için ilişkilerin ana maddesi uyumlanmaktır. Uyumlanmadan yaptığınız her strateji eksik kalacaktır. İşte bu uyumun gücüdür.

Tabi burada önemli olan, ilişki kuracağımız kişinin iyi yanlarına uyum sağlamak ve ona göre hareket etmektir, yoksa uyum bir insana çok fayda sağladığı gibi çok zarar da verebilir. O yüzden ne mi yapmalı? 

Uyum sağlanacak insanlarla birlikte olup onlara uyum sağlamalıyız. Eğer uyumu hakedenlerle uyumlanmazsak hem onlara hem de kendimize yük oluruz bu da zamanla uzaklaşmamıza sebep olur.

Yani ne mi yapmalı?

Doğadaki her canlı gibi, o konunun gerçeği neyse, ona uyumlanmalı…

Çünkü sahteleşen her sürecin kaderinde zarar vardır…